Marmara Denizi’nin müsilaj (deniz salyası) kusmasıyla birlikte hepimiz hop oturup hop kalktık. Resmen yüreğimiz ağzımıza geldi. Şimdi yüzeydeki müsilaj görüntüsü azalınca da her zaman olduğu gibi mesele gündemimizden düştü. Sanki yüzeydeki kirlilik yok olunca, suyun altındaki durum da tamamen düzelmiş gibi. Oysa ki durum hiç de öyle değil.
22 MADDELİK PLAN
Çevre ve ve Şehircik Bakanlığı harıl harıl çalışmaya asıl şimdi başlıyor. Geçtiğimiz çarşamba günü ‘Marmara Denizi Koruma Eylem Planı Koordinasyon Kurulu’ ilk toplantısını yaptı. Malum, bu kurulun oluşumu müsilaj sorununu çözmek için oluşturulan 22 maddelik ‘Acil Eylem Planı’ kapsamındaydı.
NE ZAMAN BİTECEK?
İstanbul Beşiktaş’taki Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi’nde basına kapalı yapılan toplantı tam 3 saat sürdü. Peki şu an durum nedir ve ne zaman çözülecek? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Eyyüp Karahan’dan alınan tüm kararları ve yol haritasını adım adım öğrendim. Hemen başlayalım.
DENETİM TAM GAZ
Öncelikle yüzeydeki müsilaj temizliği büyük oranda sağlanmış durumda. Başta 12 bin 600 hektar olan yüzeysel alan, 3 hektara kadar düşmüş. Ne var ki asıl sorun zaten aşağıda. İşte bunun için de bakanlık 7 önemli karar almış. 1’incisi tüm arıtma tesisleri ‘ileri biyolojik arıtma tesisi’ne dönüştürülecek. Yani atıkların hepsi tam anlamıyla arıtılacak. Bunun için tesislerin bazıları en baştan inşa edilecek, bazıları renove edilecek, kiminin de kapasitesi artırılacak.
Bugüne kadar Marmara Denizi’ne kıyısı olan illerde bulunan tüm tesislerde denetim yapılmış. 170 işletme ve 10 gemiye 23 milyon TL ceza kesilmiş. Bundan sonra da tesisler online olarak izlenecek ve bu sistemi kurmak için hazırlanan mevzuat düzenlemesi 1 ay içinde hayata geçecek. İyi güzel de bu muazzam bir bütçe demek. Finansmanı nasıl sağlanacak?
Eyyüp Karahan, bunun sorumluluğunun yerel idarelerde olduğunu ve kamu-özel ortaklığında yapılacağını söylüyor. Uluslararası imkanlar var mı diye de araştırılıyor. Bu arada arıtma tesislerine, iş planlarını ortaya koymaları için 15 gün süre verilmiş.
3 YILLIK YOL HARİTASI
Müsilaj yol haritası 3 yılı kapsıyor. Acil Eylem Planı’ndaki maddelerin başında da sanayinin daha temiz üretim tekniklerine geçmesi yer alıyor. Yani daha az atık üretmeleri ve çıkan atık suyunun tekrar kullanılması (park-bahçe sulamada). Bir diğer sorunlu alan olan ‘soğutma suları’ da mercek altında. Malum; enerji santralları gibi birçok şirket, makinelerini soğutmak için Marmara Denizi’nden su çekiyor.
Bu suyu daha sonra soğutmadan, ısınmış haliyle denize bırakıyor. İşte bu yüzden deniz suyunun sıcaklığını müthiş artıyor. Bu da müsilajın en büyük sebeplerinden biri. Şimdi bu soğutma suyunun tekrar denize akıtılmaması, onun yerine başka amaçlar için kullanılması sağlanacak.
YABANCI GEMİYE TAKİP
Gemiler de bir diğer önemli sorun. Hem marinalarda teknelerin atıkları için ciddi bir çalışma yapılıyor. Hem de Marmara’dan geçen gemilerin, uluslararası sözleşmelere aykırı olmayacak şekilde kontrolleri çok sıkı tutulacak bundan böyle. Atık sularını denizimize boşaltmaları engellenecek.
ÇÖZÜM BİZDE!
DENİZ BEKLEMEZ
Peki uzmanlar ne diyor? Bu Acil Eylem Planı’nı doğru bulmakla birlikte, sonuçlarının ancak 3 yıl içinde alınabileceğini söylüyorlar. Tesislerin inşası, değişimi bile yıllar sürecek bir mesele. “Oysa ki denizin zamanı yok! Müsilaj her gün derinlerde oluşmaya devam ediyor. Çünkü Marmara Denizi’nin etrafında yaşayan 25 milyon insan, her gün evsel atıklarını bu denize akıtmayı sürdürüyor. Türkiye’nin sanayi üretiminin yarısı da bu bölgede. Tesisler de cezalara rağmen hâlâ atıkları arıtmadan denize boca etmeye devam ediyor! Deniz bizi bekleyemez. Süngerler ve mercanlar tamamen öldüler. Acilen denizin yükünü azaltmamız lazım!” diye haykırıyor, telefonda konuştuğum Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Mustafa Sarı.
Mustafa Sarı, bu yükün ancak evsel atıkların düşürülerek azaltılabileceğini söylüyor. Sarı, “Eski alışkanlıklarımıza devam edersek, müsilaj tamamen kalıcı hale gelir. Hiç kurtulamayız. Acilen çok güçlü bireysel kampanyalar başlatmamız lazım” diyor. Hakeza Çevre Bakanlığı’nın Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri hocalarına yaptırdığı araştırmaya göre de ancak evsel atıklar yüzde 40 oranında azalırsa, Marmara Denizi 3 ila 5 yıl içinde müsilaj öncesine dönebilir.
GERÇEK YÜZEYDE DEĞİL
Sorun şu ki sadece gözümüzün gördüğünü dikkate alıyoruz. Varlığını çok iyi bildiğimiz bir gerçeği, sırf gözümüzle görmediğimiz için yok sayıyoruz. Bu hep böyle. Yüzeydekine kanıyoruz, onunla oyalanıyoruz. Oysaki işin aslı her zaman derinde, görünenin ardında. Artık oraya bakmanın vakti geldi. Deniz ölmeye devam ediyor. O mercanlara söyleyecek bir sözümüz var mı?