Bugün dünyada 1.5 milyardan fazla insan yoksulluk sınırının altında, 820 milyon insan da açlık sınırının altında yaşıyor. Daha doğrusu yaşamaya çalışıyor. Sorun ise sadece hızlı nüfus artışı ve yoksulluk değil. Asıl sorun, gıda üretimindeki kayıplar ve gıda israfı. Dünyada her yıl tam 4.5 milyar ton gıda israf ediliyor! Gelişmekte olan ülkelerde ürün kaybı daha hasat aşamasında yüzde 40. Yani üretimin neredeyse yarısı sofraya ulaşmadan çöpe gidiyor. Sırf Türkiye’deki yıllık hasattaki kayıp ise 8-10 milyonluk bir ülkenin tüketebileceğinden fazla. Gıda israfı da yüzde 30’larda. Bu israf edilen gıdayla yılda 20-25 milyon insan açlıktan kurtarılabilir. Yani tarım doğru şekilde yapılsa ve tüketildikten sonra artanlar doğru şekilde kullanılsa, dünya üzerinde kimse aç kalmaz.
ATIKLAR HAYVANLARA VE TOPRAĞA
İşte bu muazzam israfı önlemek için Türkiye’de bir marka kolları sıvamış. Yeme içme sektöründe 9 marka ve 30’dan fazla restoranı kapsayan Akkomarka Restoran Topluluğu ve Akkol Catering Grubu, ABD’de 1930’larda başlamış Yeşil Restoranlar Birliği ve İngiltere’de 1950’lerde ortaya çıkan Sürdürülebilir Restoran Hareketi’nden esinlenerek “Sorumlu Restoran Hareketi”ni başlatmış. Proje kapsamında; Köşebaşı, Ken Sushi, Yamo Sushi, Snob Street Food, Ali Ocakbaşı, Perihan Meyhane, Ristorante Umberto, Akkol Catering, Geleneksel Lezzetler Durağı, Allday Artisan Catering, Deli Toastry ve Deli Kitchen markalarının restoranlarındaki atıklar, ayrıştırılarak paketleniyor ve elektrikli gıda atık toplama aracıyla kompost tesisine yollanıyor. Burada ise atıklar gübreye ve evcil hayvan mamasına dönüştürülüyor. Ayrıca üretilen mamalar HAYTAP işbirliği ile hayvan barınaklarına veriliyor. Ayda 2 bin kedi-köpeğin beslenmesi sağlanıyor. Harekete katılan restoranlar, işe asıl gıda atıklarını kaynağında en aza indirmekle başlamışlar. En yoğun gıda atıklarından olan garnitür sunumlarını neredeyse kaldırmışlar. Ancak misafir sipariş ederse tabağa ekleniyor. Sadece bu sayede gıda atıkları yüzde 35 oranında azalmış. Ayrıca müşterilere sofrada kalan yiyeceklerinin paketlenmesi öneriliyor.
HER ŞEY GERİ DÖNÜŞÜME
Hareket kapsamında plastik kullanımını da restoranlarında yüzde 99 oranında azaltmışlar. Biliyorsunuz ki plastik, geri dönüştürülmesi en zor olan maddelerden. Onun yerine geri dönüştürülebilir hammaddeler kullanarak her ay 1000 ağacı kesilmekten kurtarıyorlar. Evlere paket servisinde de yüzde 99 geri dönüştürülebilir ambalaj kullanılıyor. Bununla birlikte her ay 1000 litre atık yağı geri dönüşüme gönderiyorlar. Yağların temiz suya karışmasını da önleyerek, her ay 1 milyar litre suyun kirlenmesini önlüyorlar. Ki bu, 250 hanenin temiz su ihtiyacı demek. Her şubeden ayda 3 bin 500 cam şişe de geri dönüşüme gidiyor.
TASARRUFLU KULLAN
Tasarruflu enerji kullanımı da ‘sorumlu restoran hareketi’nin önemli bir parçası. Restoranlarda kullandıkları ampullerden musluklara, hepsi en düşük enerji kullanımına göre ayarlı. Yani sebep oldukları karbondioksit gazı miktarı, doğanın kaldırabileceği miktarla eşit. Marka, karbon ayak izini düşürmek için tüm aydınlatma sistemlerini de revize etmiş ve muslukları fotoselli sisteme geçirerek su sarfiyatını azaltmış. Bu sayede 200 ton su ve 2 megavat enerji tasarrufuyla, 8 hanenin bir aylık su ve elektrik ihtiyacını karşılıyorlar. Restoranlarda kullandıkları enerji ise tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından.
YERLİ MALI
Sürdürülebilir olmak başlığı altında hiç konuşmadığımız çok önemli bir konu daha var: Yerli üretim. Zira bundan sonra yerli üretim demek, ‘egemenlik’ demek olacak. İşte “sorumlu restoran hareketi” de yerel ürünleri ve çiftçiyi destekleyen bir politika izliyor. Menülerinde coğrafi işaretli ürünlere ve özellikle kadın üreticilere/ kooperatiflerine yer veriyor. Ayrıca ‘hayvan refahı’ da restoranlarda gözetiliyor. Yumurtaları kafessiz sistemle üretim yapan tedarikçilerden alıyorlar. Hayvansal ürün içermeyen mezelerle ve lahmacunkebapla da aşırı et tüketiminin önüne geçmeye çalışıyorlar. Malum, hayvancılık iklim krizini tetikleyen sektörlerin başında geliyor. O yüzden gerekli olandan fazla et tüketmek sadece kendimize değil dünyaya da büyük zarar.
* * * * *
Aslında bunları okurken insan kendi mutfağında, alışkanlıklarında yapacağı ufak bir değişimle; daha bilinçli, daha farkındalıklı seçimlerle tüm dünyada ne kadar büyük bir değişime vesile olacağını fark ediyor. Tabii fark etmek isterse.