Yarının köyleri sizce nasıl olmalı? Bunu sormanın tam vakti çünkü bugünün köyleri hızla azalıyor. Tarımın ve köyde üretimin bu kadar zayıflamış olmasının arkasındaki ana sebep de, gençlerin bu alanı terk etmeleri ve aile çiftçiliğinin neredeyse bitmiş olması. Gençler tarımla uğraşmak ve köyde yaşamak istemiyorlar. Getirisi onları tatmin etmiyor. Fiziksel zorlukları da onlar için cabası.
* * *
Ammavelakin tarımıçiftçiliği cazip hale getirmenin yolu, gençlere ulaşmaktan geçiyor. Bunun için ise üretimi “akıllı” hale getirmek, yani teknolojinin nimetlerinden yararlanmaktan başka çaremiz yok. Dahası, “akıllı tarım”ın ekonomik maliyeti de daha düşük. Ne var ki bugün köyde yaşayan yaşını almış çiftçilerin teknolojiyle arası çok kötü. Dijital okur-yazarlıkları çok zayıf. Dolayısıyla “akıllı tarım”a adapte olamıyorlar. O halde bu uçurum nasıl kapatılacak? Yaşlanan kırsal nüfusla teknoloji, gençlerle köy arasındaki kopukluk nasıl onarılacak? Üretmeye devam etmek istiyorsak yarının köyleri nasıl olacak?
YEREL ÜRÜNLER DÜNYAYA AÇILIYOR
Bu kopukluğu ancak bir e-ticaret devi giderebilirdi ve öyle de oldu. Tarımla teknoloji arasındaki uçurumu kapatmak üzere Türkiye’nin e-ticaret devi Trendyol, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile birlikte ‘Yarının Köyleri’ projesini önce geçtiğimiz aralık ayında Adana’daki Kürkçüler Köyü’nde, mayıs ayında da İzmir Seferihisar’da Ulamış köyünde hayata geçirdi. Sırada ise sonbaharda Sakarya’nın Taraklı köyü var. Benim de ziyaret ettiğim Adana ve İzmir’deki Yarının Köyleri’nde hem akıllı tarım uygulamaları yapılıyor hem de içinde yer alan dijital merkezde köylülere dijital okur-yazarlık eğitimi veriliyor. Yıl sonu/2025 başında Diyarbakır ve Hatay’da açılacak olan diğer köylerden sonra, bu projeyle 5 yıl içinde 10 köy-1 milyon kişiye ulaşılması hedefleniyor. “Bu çalışmamızla bu illerdeki e-ticaret girişimcisi en az yüzde 60 artacak. Böylelikle bu topraklarda üretilen yerel ürünler doğrudan dünya pazarlarıyla buluşacak. Azerbaycan, Almanya ve Körfez ülkelerine (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Umman ve Bahreyn) açılan Trendyol vesilesiyle; mesela Diyarbakır’da bir çarşıda kumaş satan bir tüccar bu ürününü bırakın tüm Türkiye’yi, artık bu dünya pazarlarında satabilecek” diyor Trendyol Grubu Kurumsal İletişim Direktörü İrem Poyraz.
DÜNYAYA AÇILIM
Tabii pazara açılacak olan ürünlerin birçoğunun coğrafi işaretli, yani sadece o yörede yetişiyor olması özellikle çok değerli. Hem bu ürünlerin devamının sağlanması, hem de çok daha geniş kitlelerce tanınması açısından. Mesela Adana’da Çukurova pamuğu, Aladağ dokuması, narenciye ve Karaisalı biberi; Diyarbakır’da badem, karpuz, menengiç, üzüm, bakır ve ipekli dokuma; İzmir’de enginar, zeytin, karakılçık buğdayı, keçiboynuzu ve keçe – kök boya – iğne oyası, sakız ağacı gibi… Üreticilerin aldıkları eğitim sonrasında bu ürünlerden inovatif yeni ürünler yaratacak olmaları ise ayrıca heyecan verici. Örneğin geçtiğimiz hafta Ulamış köyünde tanıştığım kadın kooperatiflerinin üyeleri; Urla enginarından enginar suyu, sirkesi, reçeli, gibi sayısız ürün ürettiklerini anlattılar.
MARKALAŞMA ÖNEMLİ
Peki bu dijital okur-yazarlık tam olarak ne işe yarayacak? Her şeyden önce Anadolu’nun yöresel ürünlerinin markalaştırılmasına yönelik eğitimler verilecek. Böylelikle yerelde yetiştirilen ürünlerin, zanaat eserlerinin ve el emeği ürünlerin doğrudan tüketiciyle buluşması sağlanacak. Yöresel tarım, tekstil ve zanaat ürünleri için e-ticaret olanakları ve becerileri geliştirilecek. Bu da bu ürünlerin katma değerini artıracak. “Yani kısacası yereldeki teknolojik imkanlar güçlendirilecek, üretim-istihdam artacak ve kültürel değerler korunarak kırsal kalkınma desteklenecek” diye hedeflerini özetliyor İrem Poyraz.
KAPSAYICI BÜYÜME
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da projenin özellikle kapsayıcı büyüme kısmına vurgu yapıyor. “Bu proje kadınların üretimde daha etkin rol almasına büyük katkı sağlayacak. Dijital eğitim sayesinde gençlerle yaşlılar arasındaki açığı kapatacak. Yerel ürünlere küresel pazarları açarak fırsatları eşitleyecek. Köy ile şehir arasındaki yaşam kalitesi uçurumunu kapatmaya yardımcı olacak” diye konuşurken aslında yarının köylerinin nasıl olması gerektiğini özetliyor.
AKILLI TARIM
Gelelim “akıllı tarım” uygulamalarına. Teknolojiye dayalı olan tarım uygulamaları üretimin sürdürülebilir olmasını kolaylaştırıyor. Örneğin sulama sistemi sadece gereken miktardaki suya göre ayarlanarak otomatik açıp kapanıyor. Yine toprağa sadece gerektiği kadar gübre-ilaç atılıyor. Tüm bunları algoritmalar ve sensörler ayarlıyor. Yani kaynakları daha etkin kullandığı, doğa dostu olduğu için toprağa fayda, çiftçiye de kolaylık sağlıyor. Tükenmekte olan köylerin yarına taşınabilmesinin yolu işte tüm bunları uygulamaktan geçiyor.
* * *
Yarının Köyleri’nin önemini, değerini bu sayfaya sığdırmam mümkün değil. Yerel kalkınmadan dayanışma ruhuna, kadınların sosyalekonomik yaşama katkılarından kırsal yaşamın evrilmesine, bu ülkeye sayısız katkısı var. Emeği geçenlere buradan sonsuz teşekkürlerle…