Hep sonuçlara odaklanıyoruz. Sanki öncesi yokmuş gibi. İsraftan bahsederken de öyle. Mesela tekstildeki israftan bahsettiğimizde, hep ortaya çıkan son ürünü temel alıyoruz. Bir adet tişört için 2 bin 700 litre su harcandığını söylüyoruz. İyi güzel de, israf sadece giydiğimiz kıyafetle kalmıyor ki. Bir de o kıyafet üretilene kadarki süreç var; ki asıl fırtına orada kopuyor. Dahası; bir de üretilip satılmayan ya da satılan ama giyilmeyen ve de giyildikten sonra atılan kıyafetler var. Kısacası meseleye A’dan Z’ye bakınca, tekstil sektöründeki israf diğer tüm sektörlerin çok daha ötesine geçiyor. Bunun bedelini de siz biz değil; toprak-hava-su ve diğer canlılar ödüyor. Peki ne yapabiliriz?
İşte bugün size bu sorunun peşine düşmüş, cevabını bulmuş ve de hayata geçirmiş bir avuç idealist insandan bahsetmek istiyorum. Bir moda yönetmeni, birkaç yapay zeka uzmanı ve stratejistin çıktığı bu yolculuk tam anlamıyla mucize yaratmış. Türkiye’nin en tanınan moda dergisi Vogue Türkiye’nin 11 yıl boyunca yayın yönetmenliğini yapmış olan Seda Domaniç, moda dünyasının yol açtığı israfa bizzat yıllarca şahit olunca bu yola çıkmış. Ki başlangıç noktası dünyanın 5. en büyük tekstil üretim merkezi Türkiye olduğu için, bu toprakların know-how’ını (bilgi ve deneyim birikimi) cebine koyarak yapay zekayla dahiyane bir “moda yazılımı” ortaya çıkarmış. Yani web tabanlı bir aplikasyon olan Refabric’i. Yaptığı şey ise özetle şu: Sadece birkaç dakika içinde özgün tasarımlar yaratmak ve bunları istenen modelin üzerinde sunmak.
YAPAY ZEKAYLA İSRAFA SON
Peki bu neden önemli? “Muazzam israfa yol açan bir moda sektöründen bahsediyoruz. Bu israfın en büyük kısmı ise, üretim öncesinde meydana geliyor. Yani sizlerin görmediği bölümde” diyor Refabric Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Seda Domaniç. Zira normalde süreç şöyle işliyor: Moda markaları ilk olarak sezon hedeflerini belirliyor. Sonra tasarımcılar ona göre numuneler üretiyor. Bu numunelerle modeller giydirilip müşteri için çekimler yapılıyor. Sonrasında elemeyle seçilen tasarımlar üretim aşamasına geçiyor. “Yani üretim öncesinde devasa bir israf sözkonusu. Zaman israfı ve maliyetler de cabası” diyor Seda Hanım. Refabric ise tüm süreci A noktasından Z noktasına hızla getiriyor. Yapay zeka; istenen tasarımı seçilen desenle ve kumaşla, o desenin ne sıklıkta yer alacağının belirlenmesi gibi en ince detayına kadar modele giydiriyor. Dünyada geçmişi henüz 1 yıl olan bu uygulama, Refabric sayesinde Türkiye’de B-to-B (şirketler arası ticarette) tekstilde bir ilk. Daha çarpıcı olan ise, bir yıl sonra üretime geçecek olmaları. Yani bir kıyafetin tek tuşla 3D çıktısını almak gibi düşünün!
KİŞİYE ÖZEL TASARIM MÜMKÜN
Bu yazılımın bana göre en önemli katkılarından biri ise, kapsayıcı olması. Büyük markaların tasarımları hep belli beden tiplerini ve ölçülerini esas alıyor. Modeller de zaten bize / bilinçaltımıza hep standart bir tiplemeyi pompalıyor. Oysaki bir Japon’la bir Hintli kadının beden tipleri ve ölçüleri/proporsiyonları bambaşka. Veya engelli birinin giysisinin tasarımının farkı olması gerekebilir. Bu yazılımdaki yapay zekâ modelleri sayesinde ise o kişiye özel bir tasarım çıkarmak veya o ülkeye uygun ölçülerde üretim yapmak artık mümkün. “Hem neden Koreli bir kadın satın alacağı kıyafetleri hep kuzey Avrupalı modeller üzerinde görsün?” diyerek bu noktayı vurguluyor Seda Domaniç. Belki de bu sayede tüm Dünyaya dayatılan tek tip güzellik anlayışı da artık tarihe karışacak.
SATILAMAMIŞ KIYAFET YIĞINLARI
“Bu israf açısından da çok önemli çünkü o kıyafet bir ülkenin pazarında ne kadar talep görecekse / satılacaksa ona göre üretim yapmak artık mümkün olacak. Kaldı ki bir tasarımcı nasıl her ırka göre kıyafet üretsin?” diyerek bu sayede israfın ne kadar önleneceğini söylüyor Seda Domaniç. Pazarda karşılığı olmayan bir tasarım, bırakın satışa sunulmayı, üretilmeyecek bile. Kısacası her sezon ortaya çıkan “satılmamış kıyafet yığınları” ortadan kalkacak.
DÜNYANIN GİDİŞATI BU
3 büyük ortak, 3 küçük ortak ve 2 melek yatırımcının dahil olduğu 8 kişilik Refabric ekibinin şu an İstanbul (İTÜ Teknokent), Berlin ve Lizbon’da ofisleri var. İstanbul Moda Akademisi de resmi çözüm ortakları. Peki hedefleri ne? “Nasıl ki 90’larda bir markanın web sitesi olması gerekiyordu ise, bence artık her markanın bir yapay zeka yazılımı olmalı. Dünyanın gidişatı bunu gerektiriyor. Amacımız sektörün değer yargılarını bu yönde değiştirmek” diye cevaplıyor Seda Domaniç. O zaman perakende satış bitecek mi? “Hayır. Ama Dünya kaynakları hızla tükenirken markalar karbon ayak izlerini azaltmak için büyük oranda buraya doğru kaymak zorunda kalacak” diye cevaplıyor. Köşemin adı gibi, her anlamda yeni bir Dünya doğuyor.