Bu gidişata artık bir son vermemiz gerekiyor: Telefon al, 2 yıl sonra yeni sürümü çıkınca hemen eskisini çöpe at, git yenisini al. Bu böyle olmuyor, gitmiyor. Etrafımızdaki çöp yığınları yükseldikçe yükseliyor. Hava kirlendikçe kirleniyor. Sular müsilaj kusuyor. Toprak kuruyor. ‘Al-kullan-at’ düzeninin bizi getirdiği yer burası.
Bir de üzerine ekonomik olarak sıkıştıkça sıkışıyoruz. Öyle alışmışız ki bu sonsuz tüketim üzerine kurulu sisteme. “Televizyon almayalım, telefon kullanmayalım” demiyorum. Elbette bir sistem içinde yaşıyoruz. Ama sanki dünya kaynakları sonsuzmuşcasına tüketmeye bir son vermek zorundayız.
Daha en başta üretilen ‘şey’i mümkün olduğunca tamamen geri dönüştürülebilir malzemelerle üretmemiz gerek. Yenilenemez, geri dönüştürülemez olan maddeler ise sadece ve sadece başka seçenek olmadığı zaman, çok nadiren kullanılmalı. Kullanılmak zorunda ise azami dikkat ve tutumlulukla harcanmalı.
KÜRESEL KUM KRİZİ
Bunu bana düşündüren, Birleşmiş Milletler’in (BM) son raporu oldu. Örgüt; tüm dünyada muazzam bir kum krizi olduğunu açıklayıp, acil eylem çağrısı yaptı. Nehirlerdeki ve sahillerdeki kumun kontrolsüzce ve olağanüstü miktarlarda çıkarılması sonucunda erozyonasele- fırtınalara karşı korumanın ve biyoçeşitliliğin hızla azaldığı uyarısında bulundu.
Kum krizinin arkasındaki asıl sebep ise elbette hızlı nüfus artışı ve kentleşme. Bu yüzden yıllık kum talebi yılda 50 milyar tona yükselmiş. “Bu gerçekten devasa bir rakam. Yıllık kişibaşı 6 ton kum tüketiyoruz demek oluyor.
Bir diğer deyişle yılda 2 milyar kamyon dolusu kum” diyor konuştuğum Çevre bilimci ve Good4Trust.org adlı sosyal girişimin kurucusu Uygar Özesmi. BM de açıklamasında; kumun dünyada sudan sonra en çok yararlanılan doğal kaynak olduğunu, bu yüzden ‘stratejik’ kabul edilmesi gerektiğini söylüyor.
NEREDE KULLANILIR?
Peki bu kadar çok kum neden yasal ya da yasadışı yollarla sahillerden çekiliyor? 1’inci sebep, inşaat. Betona katkı maddesi olarak kum, yapı malzemesi olarak kullanılıyor. Düşünün ki dünyadaki bütün apartmanlar, gökdelenler, ofis binaları ve AVM’ler çimento sayesinde birbirine yapıştırılmış kum ve çakıldan inşa ediliyor.
Sadece binalar değil, bu binaları birbirine bağlayan yollar, altyapıları için gerekli olan yapılar da öyle. “Dolayısıyla inşaat sektöründe hızla ahşap, tuğla gibi geri dönüştürülebilir maddelere geçmek gerekiyor. Ahşap ‘sürdürülebilir ormancılık’ dediğimiz sertifikalı, yani doğası korunan ormanlardan üretilmeli.
Tuğlalar ise mümkün mertebe yıkılan eski binalardan çıkarılan ‘çıkma tuğla’ olmalı” diyor Uygar Bey. Kumun en çok kullanıldığı 2’nci alan ise cam yapımı. 3’üncü olarak çiplerde, 4’üncü olarak da güneş panellerinde kullanılıyor.
ÇEVRE KATLİAMI
- İyi tamam da aşırı kum tüketiminin zararı nedir? Her şeyden önce bio-çeşitliliği çok azaltıyor. Sahilde deniz seviyesinin artması yüzünden birçok tür çekiliyor ya da yok oluyor. Irmaklardan alınan kum dip canlılarını ve bitkilerini yok ederken, suya karışan maddeler balıkların solungaçlarını tıkıyor. Diğer bitkilerin de gün ışığına ulaşmasını engelliyor. Kısacası oradaki eko-sistemi yok ediyor. Örneğin Kızılırmak delatasında kıyı kumulları büyük oranda azalmış durumda. Bu durum tüm dünyada böyle. Mesela Çin’in en büyük tatlısu gölü Poyang Gölü, göçmen kuşlar için Asya’nın en büyük göç noktası.
- Düşünün ki bazıları apartman büyüklüğünde olan yüzlerce tırmık bu gölden her saat başı 10 bin ton kum çıkarıyor. Her yıl tam 236 milyon metreküp toprak bu gölden alınıyor. Bu göl ABD’nin en büyük 3 kum madeninin toplamından daha büyük bir alan olduğu için, şu an dünyanın en büyük kum madeni sayılıyor. Bunun sonucunda da milyonlarca turna, kaz ve leylek evini kaybetmiş durumda. Birçok nesli tükenmekte olan canlı da (balıklar başta olmak üzere), yaşam alanını ve üreme alanlarını kaybediyor. Tabii ki zarar gören aynı zamanda balıkçılar da. Bununla birlikte erozyon, sel ve fırtına etkisi de hızla muazzam bir şekilde artıyor.
İTHAL EDİLİYOR
Kum krizi öyle bir seviyeye ulaşmış ki etrafı tamamen çöl kumu olan Dubai şehri bile inşaatlar için Avustralya’dan kum ithal ediyor! Hindistan’ın kullandığı kum miktarı son 10 yılda 3 katına çıkmış. Bu durumun en belirgin olduğu Çin’de ise son bir kaç yılda ABD’nin tüm 20’nci yüzyılda kullandığı çimento miktarından daha fazla çimento kullanılmış. Sadece geçtiğimiz sene kullanılan toplam çimento, tüm İstanbul’u 75 cm derinliğinde bir çimento ile kaplayacak kadar fazla!
NE YAPMALI?
BM raporu, her şeyden önce kumun deniz ortamından nasıl çıkarılacağına dair uluslararası standart getirilmesi gerektiğini söylüyor. Denizin altını kazma faaliyetlerinin daha zararsız olması için, bu işlemlerin ihaleyle uluslararası şirketlere açılmasını tavsiye ediyor. Bununla birlikte kumun yeniden kullanımının teşvik edilerek döngüsel ekonomiye dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
SINIRLI KAYNAK
Şunu artık anlamak zorundayız: İstediğimiz kadar çöpleri geri dönüştürmeye çalışalım, arıtma tesisleri kuralım, temiz enerji kullanalım ya da ağaç dikelim. Yetmiyor ve olmuyor. Çünkü bizler dünyada sonsuz kaynak varmışcasına hunharca tüketmeye devam edersek, çok geçmeden göz göre göre dünyanın yok olduğuna seyirci kalacağız. Tüketim alışkanlığımızı acilen kaynakların sınırlı olduğu gerçeği üzerine yeniden kurmamız gerekiyor. Nokta.