Verda ÖzerYüzüncü yılda yeni Türkiye'nin modeli

HABERİ PAYLAŞ

Yüzüncü yılda yeni Türkiye'nin modeli

Bugün sormanın tam vakti: Sizce egemenlik nedir? Bağımsızlık ne demektir? Bana göre en yalın tanımı, kendine yetebilmektir. Kendine yetebilen, varlığını kendi gücüyle sürdürebilen, bağımsızdır. Egemendir. Gücüne sahiptir. İşte bu “kendine yetebilme” hali bir devlette önce insandan başlar. Sonra dalga dalga yayılır. Mahalleye, köye, şehre, bölgeye ve tüm ülkeye…

Yüzüncü yılda yeni Türkiyenin modeli

YÜZDE 100 GERİ DÖNÜŞÜM

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında tam da böyle bir dalga yayılıyor. Hem de bu ülkenin kurulmasında büyük rol oynayan Horasanlıların 800 yıl önce Sultan Alaeddin Keykubat döneminde gelip yerleştiği, İstiklal ve 1. Dünya Savaşı’nda içinden 90 kişinin çıkıp savaşa katıldığı ve sadece 5’inin geri dönebildiği gazi bir köyden, Malatya’nın Kırlangıç köyünden… Geçtiğimiz Salı günü Türkiye’nin ilk yüzde 100 enkazdan dönüştürülmüş, ilk ‘onarıcı köyü’nün temelini Malatya’da attık. Bu köyde deprem sonrasında yeniden inşa edilen evlerin sadece inşaat malzemeleri değil geri dönüştürülen. Tarım uygulamalarından kullandıkları suya, ısındıkları kaynaklardan bahçelerin peyzajına-kanalizasyona kadar, doğaya hiç zarar vermeden ve tamamen döngüsel bir sistemle yaşayan bir yerleşke oluyor burası. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında tüm Türkiye’de uygulanması gereken bir yaşam alanı kuruluyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, AFAD, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Hacettepe Üniversitesi’nin işbirliğiyle.

Haberin Devamı

ENKAZDAN İNŞAAT MALZEMESİ

Kırlangıç köyünde evlerin yapımında tamamen depremde ortaya çıkan enkazın kullanılmış olması, gelecekte bizi bekleyen doğal afetler için can simidi niteliğinde. WWF-Türkiye’nin Çevre Politikaları Müdürü Ayşe Mine Doğan, “Düşünün ki şu an afet bölgesinde yüz milyonlarca ton moloz var. Hem bunların atık olmamaları ve tekrar kullanılmaları açısından, hem de inşaat malzemesi elde etmek için taş ocaklarında dağı-taşı delerek doğaya zarar vermek yerine bu molozların değerlendirilmesi hayati bir çözüm. Şu an büyük şehirlerimizde devam etmekte olan kentsel dönüşüm için de uygulanabilir bir yöntem” diyor. Düşünün ki; bu köyde sadece geri dönüşüm betonları kullanıldığı için karbon ayak izi (çevreye bırakılan karbondioksit oranı) yüzde 40-70, enerji tüketimi de yüzde 20-30 oranında azaltılmış.

Haberin Devamı

SÜNGER KENTLER

Elbette sadece inşaat kısmını değil, tüm yaşam ve üretim alanlarını kapsıyor bu proje. WWF-Türkiye Gıda ve Tarım Programı Müdürü Arzu Balkuv ise bu konuda “Bugün dünyada en yaşamsal konu, su yönetimi. Malum, su kaynaklarımız gitgide azalıyor. Nasıl ki artık dünyada ‘sünger kent’ dediğimiz birçok şehirde en az miktarda su kullanılarak doğayla uyumlu yaşam modelleri kurulabiliyorsa… Kırlangıç köyü için de bunu tasarladık” bilgisini paylaşıyor. Köyde çatılarda biriken suların kullanılmasından yağmur suyu hasadına, yolların zemininde geçirgenliği arttırarak yere düşen yağmurun toprağa geçmesini sağlamaktan atık-suların kullanılmasına, su en verimli şekilde kullanılacak.

DOĞAYLA BİRLİKTE ÇALIŞ

Gelelim tarıma. Köyde elbette felsefesi toprağı sağlıklı tutmak olan ‘onarıcı tarım’ uygulamaları kullanılacak. Kimyasal gübre olmadan, tamamen doğal yöntemlerle (havadaki azotun toprağa bağlanmasını en iyi sağlayan bitkilerden olan baklagillerin ekilmesi gibi) ekip biçilecek. Köylülere kompost yapılması öğretilerek atıkların geri dönüşümü büyük miktarda sağlanacak. “Aslında tüm bu saydığım yöntemler tabiatın kendi içinde var. En akıllı çözümler onda. Her şeyi geri dönüştürüp yeniden kullanıyor. Bizler ancak ve ancak ona bakıp taklit etmeye çalışıyoruz. Doğayla birlikte çalışmayı ve yaşamayı öğrenen insanlar haline gelmeliyiz” diyor Arzu Balkuv.

Haberin Devamı

Yüzüncü yılda yeni Türkiyenin modeli

YEREL HALKA TEŞEKKÜR

WWF-Türkiye bu proje için en çok yerel halka, sonra da tüm paydaşlara teşekkür etmemiz gerektiğini vurguluyor. Sadece Malatya Büyükşehir Belediyesi değil, Kırlangıç köyü muhtarının ve halkının önyargısız, açık yüreklilikle, yüksek bir bilinçle bu projeyi hemen kucaklayıp işbirliği yaptıklarını anlatıyorlar. WWF-Türkiye CEO’su Aslı Pasinli, Kırlangıç’tan yayılan dalgayı şu sözlerle özetliyor: “Buradaki modelin bizce çok anlamlı olan bir boyutu da şu: Burada bakanlık, mülki idare, yerel yönetim, sivil toplum, akademi ve yurttaşlar olarak hep bir aradayız. Çok paydaşlı, katılımcı, ortak aklı kullanan, bilimin ışığında çalışan bu model inanıyoruz ki geleceğin dayanıklı ve doğa temelli yaşam alanlarının kurulması için ilk adım.”

Yüzüncü yılda yeni Türkiyenin modeli

YEŞİL İYİLEŞME

Peki neden Kırlangıç? Büyük depremin hemen ardından WWF-Türkiye “Yeşil İyileşme” diye bir platform kurarak Adıyaman, Hatay, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlarını ve Gaziantep Belediyesi Genel Sekreterini İstanbul’da şehir planlamacıları, akademisyenler, mimarlar, sivil toplum ve kamu kuruluşlarıyla buluşturmuş. Hep birlikte afet sonrası yeniden inşa için kalıcı çözümler aramışlar. “Hedefimiz bundan sonra karşılaşacağımız doğal afetlerden ülkece en az zararı görmemiz. İnsanı korumak için doğayla uyumlu yaşamak zorundayız. İşte bunun peşinden giden Yeşil İyileşme platformunda Bakanlığımız ve AFAD Kırlangıç köyünü birlikte seçtiler” diyerek baştaki soruyu cevaplıyor Mine Doğan. Cumhuriyetin 100’üncü yılına girmeden hemen önce meydana gelen büyük deprem, bizleri ikinci yüzyılımıza hazırlıyor olmalı. Kırlangıç köyü, mazisinden aldığı kadim bilgelikle o yüzyıla ışık tutuyor. Ona, topraklarında yatan derinliğe kulak verelim.

Yüzüncü yılda yeni Türkiyenin modeli

Sıradaki haber yükleniyor...
holder