Sevgili takipçilerim bir haftalık kısa bir aranın ardından yine sizlerleyim. Hem de Eylül’ün romantikliği ve güzelliği ile. Birçoğunuz gibi tatil için bende daha sakin, havası suyu daha temiz, zamanın daha yavaş aktığı yerler tercih ettim. Önce Makedonya (Üsküp ve Ohri) ardından da Kaş. Her iki yerde de bir süre kaldıktan sonra yaşadığım şehri; İstanbul’u özlediğimi hissettim. Özledim çünkü; yaz aylarının tembelliğini bir yere kadar sevenlerdenim. Küçük tatil merkezlerini, doğal yaşam köylerini, sessizliği, sakinliği…
Hepsi minimum düzeyde olduğunda mutlu ediyor beni. Yani turist ya da misafir kimliği ile. Uzun vadede böyle yerlerde yaşamak isteyenleri dinlerken içimden asla yapamam diye bağırıyorum.
Şehir hayatını cezbedici buluyorum. Şaşıracaksınız belki ama trafiğini, gürültüsünü, koşturmacasını seviyorum büyük şehirlerin.
24 saat sönmeyen ışıklarında buluyorum belki de kendimi.
Bence metropol kentlerin kendine özgü bir ritmi, bir şarkısı oluyor. Kısıktan kısıktan geliyor ya kulağıma o şarkı, o zaman gücümü hissediyorum.
Hatta burada küçük bir sırrımı da sizinle paylaşayım. Ara ara yaptığım bir şey var. Şehrin merkezini gören yüksek bir tepeden kalabalığı seyrediyorum. Sonra o kalabalığın hikayesini yazıyorum. Binlerce hikaye var yukarı bana kadar ulaşan.
Yine o yerdeyim. Neresi olduğunu söylemem ama. Burası kaçış yerim benim. Bu kez bir hikaye değil ama o çok özlediğim şehir hayatına dönüş zamanının, Eylül zamanının favorilerini kaleme alıyorum.
Hadi bakalım tembellik zamanı bitti. Şimdi şehir zamanı, bakım zamanı, güzellik zamanı.
İŞTE ŞEHİR FAVORİLERİM
Yaşam dinamiği açısından metropol kentler cezbedici olsa da şehir de yaşamanın da ağır bedelleri var. Bunlardan biri cilt yorgunluğu. Hava koşulları, hızlı tempo içinde ihmal edilen beslenme programları, uyku düzensizliği gibi etmenler cildimize fazlasıyla zarar veriyor. Bu sebeple yaz aylarında tatil programımıza göre seçtiğimiz hafif bakım ürünlerini mümkünse yaz bavulunda bırakmak gerekiyor.
ŞEHRE HOŞ GELDİNİZ
Tüm bu olumsuz koşullarla mücadele edebilecek ve yaz tembelliğinin izlerini cildimizden silmeye yardımcı olacak ürünler seçmek gerekli bu sonbahara geçiş ayında. Öncelikle cildi yağdan arındırmak gerekli. Plajda kullanılan bronzlaştırıcı gibi cildin yağ ve nem dengesini değiştiren yağlı ürünlerin etkisini ciltten atmaya yardımcı bir önerim var size.
Dünya’nın en ünlü ve en ayrıcalıklı dermokozmetik markası Aura Chaké’nin Purifying Cream’i ile şimdi arınmanın tam zamanı!
Yağlı ciltlerin temizliği için özel olarak tasarlanan Aura Chaké Purifying Cream, tahıl, kekik ve lavanta yağı özleriyle cildi derinlemesine arındırıyor, meyankökü ekstresi sayesinde nemlendirerek, ipeksi bir yumuşaklık kazandırıyor, güvercin ağacı ekstresi ile etkili bir sıkılaştırma sağlıyor. Cildi temizledikten sonra masaj yapılarak uygulanan krem sayesinde cilt doğal yapısına geri dönüyor.
Şehir hayatının cildimizi olumsuz etkileyen etmenleri arasında şüphesiz kirli hava koşulları başı çekiyor. Cildinizin nefes almasına yardımcı olacak bir ürünü kullanmanızı öneriyorum. Sizin için etkilerini uzun süredir gözlemlediğim bir ürünü tavsiye edebilirim.
CİLDİNİZ NEFES ALSIN…
Yoğun oksijen aktifleri içeren Aura Chaké In – Tense Cream , ciltteki karbon gazı etkisini oksijenle değiştiriyor. Perforo – Twin X15 oksijen takviyesini sağlarken, cildin nefes almasına yardımcı oluyor. Hyaluronik Acit derinlemesine nemlendirme etkisini daha ilk uygulamada gösterirken, kırışıkların görünümünü de ortadan kaldırıyor. Antioksidan özelliği ile cildin en iyi dostu E Vitaminin yanı sıra kan dolaşımını hızlandıran, nemlendiren ve besleyen Çuha Çiçek Yağı, antienflamatuar özelliğinde, koruyucu, nemlendiren, yumuşaklık kazandıran Badem Yağı, ışıltı etkili Kamelya Yağı, ipeksi görünümün mimarı Hindistancevizi Yağı Aura Chaké In – Tense Cream’in özel formüllü içeriğinde yer alıyor.
ANINDA GÜZELLİĞİN SIRRI
Şehir koşturmacasında yetişmemiz gereken ne kadar çok yer var değil mi? Eylül ayı ile birlikte hareketlenen işi hayatımızda toplantı trafiği, davetler, görüşmeler. Ev ve özel hayatımızda aile ve arkadaşlarımızla yapılacak etkinlikler derken ayna karşısına geçmeye zaman bulamayacağımız anlar için anında güzellik sırrını veriyorum. Aura Chaké’nin ışıltı arttırıcı serumu BRIGHTNESS SERUM. Cilt hücrelerini, serbest radikallerin birikmesine bağlı cilt yaşlanmasına sebep olan oksidatif stresten koruyarak cildi yaşlanmaya karşı koruyan bu serum AHA ekstresi ile cildi nemlendiriyor ve “Yepyeni bir Cilt” görünümü için cilt kusurlarının görünümünü düzeltmeye yardımcı olup cildin kaybettiği ışıltıyı geri kazandırıyor.
YENİ TREND KOLAJEN
Kolajen, bağ dokusu ve kemiklerin esas maddesi. Dolayısıyla bedenimizin de temel desteği. Eklemlerimiz, kemiklerimiz, kas ve kirişlerimiz için vazgeçilmez, çok özel bir madde. Derimiz içinse ayrıcalıklı bir molekül.Cilde güç, kuvvet, dayanıklılık, esneklik ve sıkılık veriyor.
Vücudumuz kendi kolajenini kendi üretiyor. Ne var ki bizimle birlikte “yaş aldıkça” cilt de kolajen üretimini azaltıyor. Bu da cildin gevşeyip sarkması, kırışıp buruşması yani kötü yaşlanması anlamına geliyor. Bu sebeple ben sizlere içinde kolajen içerikli ürünleri kullanmanızı tavsiye ediyorum. Aura Chaké’nin gerdirici etki serumu SERUM TENSOR EFFECT içindeki çözünür özellikteki kolajen ile yüksek film tabakası oluşturma özelliği sayesinde cildin nemlenmesine ve mekanik fonksiyonlarının artmasına yardımcı oluyor. Cilt daha esnek, daha nemli ve daha gergin bir görünüme kavuşturup sıkılaştırır.
Bu haftalık önerilerim bu kadar. Haftaya yine güzellik ve bakım önerilerimle size yazıyor olacağım. Çok güzel bir hafta sonu olsun. Bol bol gülümseyin. Unutmayın en özel güzellik sırrınız gülümsemeniz. Başka kimsede eşi benzeri yok üstelik. Size özel bir sihir bu.