Geçen gün sonbahara merhaba diye yazıyordum; bir bakmışız kasım olmuş, sonbahar bitmek üzere. Ne kadar da hızlı geçiyor zaman klişe cümlesini mecburen burada ben de kullanacağım.
Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların zamansızlıktan şikayet ettiğine az çok tanığız. Hatta belki onlardan biriyiz. Belki mi? Kesinlikle onlardan biriyim. Geçen gün sevgili dostum Akasya Asıltürkmen’e "Nasıl yetişiyorsun her şeye?" diye sordum. Her davette son derece enerjik ve bakımlı. Gün içinde birçok yerde karşılaşıyoruz. Sadece davetler olsa iyi, o kadar çok işi aynı anda götürüyor ki... Bir de dünyalar tatlısı kızı var. Kesin bir iksir kullanıyor diye düşünürken, kendisini klonlattığını söyledi bana. Ah nerede! Keşke mümkün olsa... Benden birkaç tane daha olsa çok iyi olmaz mıydı… Akasya devam ediyor anlatmaya. İyi ajanda tuttuğunu, zamanını iyi yönettiğini söylüyor. Şu anda masamın üzerinde onlarca ajanda var, içi günlere, haftalara, aylara bölünüp tek tek notları tutulan... Ama inanın ben hala bir yerlerde eksik kaldığımı hissediyorum. Yoğunluktan katılamadığım davetler ya da aktiviteler olunca kızıyorum kendime. "Gitmeliydin Yağmur!" diye.
Tamam daha fazla şikayet edip sizi sıkmadan konuma döneyim. Bu koşturmaca ve az önce bahsettiğim zamansızlık içinde gitmeyi başarıp keşfettiğim mekanlardan, gecikmeli de olsa katıldığım davetlerden, bir oturuşta olmasa da okumayı başardığım kitaplardan ve gece yatmadan mutlaka vakit ayırıp kullandığım bakım ürünlerimden, hatta gün içinde olmazsa olmazım makyaj favorilerimden kısa kısa bahsedeceğim size.
Hadi başlayalım.
2019 ‘un şık ve fonksiyonel çantaları
Sosyal medya hesabımı takip edenler hatırlayacak. Geçtiğimiz günlerde toz pembe bir butiğe girip sizi ürünleri ile tanıştırmıştım. Bloom Bag İstanbul. Sarıyer Reşitpaşa da mini mini bir yer. Pembe ve çiçekli kapısı ile sokakta hemen fark ediliyor. Bakmayın ama öyle mini mini olduğuna. İçerde dev markalara kafa tutan ürünler ve onların tasarımcısı güçlü bir kadın Gizem Yalçın Akan var. 2018 yılında Londra’da Istituto Marangoni’de master eğitimine devam ederken kurmuş belirli bir yaşam tarzına hitap eden lüks çanta ve aksesuar markası olan Bloom Bag’i.
Tek tek inceliyorum çantaları. Gerçekten üst düzey kalitede deri ve el işçiliği ile üretilmişler. Markanın önceliği fonksiyonellik. Büyük ve çeşitli gözlere ayrılmış çantanın içinde aradığınız şeyleri kolayca bulabileceksiniz. Çantasının içinde kaybolan biri olarak seçtiğim tasarım benim için büyük kolaylık oldu. Ayrıca süsüne püsüne düşkün hanımlar, çantanızda asılı olan mini ayna da her an makyajınızı tazelemeye yardımcı olacak. Şimdi ben susayım biraz ürünler kendisini anlatsın istiyorum ve sizi mağazada çektiğimiz fotoğraflarla baş başa bırakıyorum.
Zincir mağazalara kafa tutan butikler
Geçen hafta Posta Gazetesi iş birliği ile düzenlediğimiz Mazda Mx-5 30. Yaş partisinde giydiğim kıyafetler için sosyal medyama birçok mesaj gelmiş. Kıyafetlerimi günler öncesinde yaptırdığımı düşünenler var. Bir gün önce bulduğumu söylesem... Nişantaşı’nda Atölye No 6’ da Saniye Hanım beni bir günde hazırladı.
Konsept olarak Mazda Mx-5 30th Anniversary edition rengi turuncu olunca, davetlilerden turuncu bir kıyafet ya da aksesuarla katılmalarını istemiştik. (Turuncu bir kıyafetin bu kadar zor bulunacağın bilsem o konsepti koyar mıyım ben) Günlerce aramama rağmen son güne kadar bulamadım. Ta ki Saniye Hanım o çok beğendiğiniz turuncu detaylı ceketi perdenin arkasından uzatıncaya kadar.
Bence butik mağazalar; dev tekstil zincirlerine kafa tutuyor. Hem tasarım çeşitliliği hem çevreye duyarlılık gibi sosyal bilinçle güzel iş çıkarıyorlar. Eğer marka takıntınız yoksa ve gezmek için zamanınız varsa, Nişantaşı butikleri keşfedilmeye değer.
Atölye No 6’ ya çok teşekkür ediyorum. Modellere bakmak isteyenler içinde linki bırakıyorum buraya: https://www.atolyeno6.com.tr/koleksiyon/fall-winter-18
Narsist bir kadın olarak bence tabii ki NARS…
Geleneksel güzellik algısını kıran NARS, 25. yılını 72 renk seçeneği sunan yeni ruj koleksiyonuyla kutladı. Ulus 29 da gerçekleşen davete bence Nars diyen birçok arkadaşım katıldı. Sevgili Ümit Karalar’ın ev sahipliği yaptığı davette; 72 renk ruju tek tek deneyip yorumladım.
Hazırsanız tek tek anlatacağım. Şaka şaka. Hepsini değil ama favori seçtiklerimi burada paylaşacağım.
Biraz içeriğinden bahsedeyim. NARS bu seride; mat, saten ve parlak bitişli, yüksek pigmentli yeni rujlarla tek sürüşte güçlü renkler sunuyor. Hafif yapısı ile tüm bitişlerde, hatta koyu renklerde bile uzun süreli, pürüzsüz bir his sağlıyor. Çarkıfelek meyvesi çekirdeği yağı içeren formülü ile dudakları canlandırırken, Moringa meyvesi çekirdeği yağı ile renk kalitesini arttırıyor ve koruyor. NARS 25'inci yıl ruj koleksiyonundaki bütün renkler, özel yumuşak dokulu siyah mat ambalaj ve beyaz NARS logosu taşıyor.
Kore’den güzellikler gelmeye devam ediyor
K-Beauty ye merakımı bilmeyen kalmamıştır. Yazılarımda uzun uzun anlatıyorum Kore güzellik rutinlerini. Mümkün olduğu kadar da bu alanda çıkan ürünleri deneyerek sizler için yorumluyorum. Geride bıraktığımı haftada yeni içeriklerle bir ürün grubu daha katıldı K-Beauty dünyasına. İşin başında benim dünyalar tatlısı arkadaşım Nur Bilen Yavuzer var. Beauty Omelette adını verdiği bakım rutininde cilt tipiniz ve ihtiyacınız belirlendikten sonra ürün listeniz çıkartılıyor. Ürünün basına tanıtıldığı davete katılan uzmanlar benim cilt tipimi yağlı buldu. Yıllardır kuru sandığım cildim 30'undan sonra yağlıya dönük bir hal aldı. Ürünlerimi aldım. Şu anda düzenli kullanıyorum. Yüzüm ürünlere biraz daha alıştıktan sonra yorumlarımı da ileteceğim.
Ama sizzler de benim gibi K-beauty ürünnlerine meraklıysanız Beauty Omelette ‘yi deneyebilirsiniz. Özellikle kullanıldığı anda cilde aydınlık, parlak ve sağlıklı bir görüntü vermeye yardımcı, UVA ve UVB hasarlarına karşı koruyan, SP30 & PA ++ ile geniş spektrumlu bir güneş koruyucu olan White Cream’i.
Sonbahar saçlarınıza teğet geçsin
Bir ay henüz olmadı sanırım, saçlarımda bir yeniliğe gittim. Kahkül kestirdim. Görenlerin tepkisinden ve aldığım mesajlardan beğendiğiniz yönünde. Henüz tam alışamasam da ben de beğendim. Ama bakımı zor. Her gün yıkanmak istiyor ve tabİi kabarmaması içinde fön. Güzellik ne zor iş. Yok mu hayatı kolaylaştıracak ürünler yöntemler derken geçtiğimiz haftalarda sevgili arkadaşım Ahmet Çoban, Deniz Baysal işbirliği ile Garage Organics saç ürünlerine Leave-in Treatment No.2 Spreyi ekledi.
Garage Hair Repair Leave-in Treatment No.2, durulanmaya gerek duyulmayan formülü ile banyo sonrasında saça anında yumuşaklık katıyor, besliyor, ısıdan ve çevresel faktörlerden koruyor. Banyo sırasında saç kremi kullanma ihtiyacını ortadan kaldıran Leave-in Treatment ince losyon yapısı ile saçta kalan diğer bakım ürünlerinin aksine saçı yağlandırmadan bakım yapıyor.
Şu sıralar yağlanmaya meğilli kahküllerim için güzel haber bu. Benim için ürünün etkili olmasının ardından pratik olması da önemli. Yazımın girişinde belirttiğim gibi, zamansızlıktan şikayet eden ben için hızlı ve kolay uygulabilir ürünler; rafımda ön sırada.
Yağmur Kalyoncu x Bloom Bag
Yağmur Kalyoncu x Atölye No6
Yağmur Kalyoncu x Nars
Yağmur Kalyoncu x Beauty Omelette
Yağmur Kalyoncu x Garage Organics içerik çalışmasıdır.