Havuç ısıtılmadan yendiğinde içindeki karotenin açığa çıkmadığını dolayısıyla nişasta yediğimizi, aynı şekilde domates ısınmadan likopeni alamayacağımızı, ciğer yemenin buharda pişmiş sebze yemek kadar değerli olduğunu, karaciğer yağlanmasının önüne geçmek için ekinazya çayı içmek gerektiğini bilmiyordum.
Her gün oğlan okuldan geldiğinde soyup verdiğim sayısız havucu düşünüyorum bu günlerde. Bile isteye nişasta yedirmiş olmaktan dolayı mutsuz, Sabri Ülker Vakfı sayesinde tanıştığım Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölüm Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski’yi tanımış olmaktan dolayı şükreder vaziyette buldum kendimi.
“YİYORUZ AMA ORGANLARIMIZI DOYURAMIYORUZ”
Toplantının konusu “Gizli açlık ve diyet ilişkisi”ydi. Hepimiz her gün onlarca şeyi yiyip, içiyoruz. Ama açlığı bastırmak için mi yiyoruz, hakikaten vücudumuzun ihtiyacı olduğu için mi? Aslında vücudumuz farklı şeyleri sindirmek, ihtiyacı olanları ise yediklerimiz arasından bulmak için can çekişebiliyor günlerce. Eğer bulamazsa öz kaynaklarını tüketiyor günden güne. Bu yüzden saçlarımız dökülüyor, cildimiz kuruyor, dişlerimiz çabuk çürüyor, tırnaklarımız soyuluyor hatta kırışıklıklarımız artıyor. Bunlar en görünen ve ilk bakışta ortaya çıkanlar. Organlarımıza neler olduğu konusunda çoğu zaman en ufak bir fikrimiz yok.
Gıda güvenliği ve sağlığına kendini adayan Sabri Ülker Vakfı, dünyada her 9 kişiden 1’inin mücadele ettiğini açıklıyor ve gün içinde yediklerimizin aslında hiç bir işe yaramıyor olabileceğinin altını çiziyor. Avrupa’da hükümetler gizli açlıkla ilgili yıllık iki milyon bütçe ayırırken konunun derinlerinde popüler diyetler, veganlık gibi konularda masaya yatırılıyor.
ÖĞÜNLER VİTAMİN VE MİNERALLERİ NE KADAR KARŞILIYOR?
Sabahleyin yaptığımız peynirli, zeytinli kahvaltı, öğlen yenen et salata türevleri, zeytinyağlılar vs.. Hakikaten ihtiyacımız olan mineral ve vitaminleri ne kadar karşılıyor. Türkiye’de bu sorunlara temiz gıda (GDO’suz, hormonsuz) bulma sorunları da ekleniyor. Burada önemli olan kilolu ya da zayıf olma meselesi değil, fiziksel ve zihinsel olarak ihtiyacımız olanları gün içinde alamama durumu. Gizli açlık, kişinin bağışıklık sistemini zayıflatıyor, gelişmeyi önlüyor ve hatta ölümle bile sonuçlanabiliyor.
Son üç-dört senedir alıp başını giden ve bir trend halini alan Raw Food (Çiğ beslenme) olayına da bu gözle bakmak gerekiyor. Çiğ halde alınan besinlerin büyük bir kısmı aslında vitaminlerini vücudumuza vermiyor. Ya ısı ile tepkimeye girmeleri gerekiyor ya da yanında doğru şeyleri tüketmek gerekiyor. Her şey için internete bakıyoruz. Bu noktada Prof. Hans Konrad Biesalski’nin önerisi doktor görüşü içermeyen yazıları tamamen görmezden gelmemiz ve inanmamamız.
DİYETLERLE İLGİLİ OLAN KISIMLAR;
-Düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı diyetlerde karbonhidrat kaynağı olan sebze ve meyveler ile tam tahılların sınırlı tüketimi beraberinde vitamin, mineral eksikliğini getirebiliyor.
-Detoks diyetlerin toksinleri kısa süre içerisinde organizmadan uzaklaştırdığı, hızlı kilo kaybına olanak sağladığı iddia edilse de bu diyetler vücutta bulunması gereken elzem vitamin ve mineral değerlerin normalin altına düşmesine sebep olabiliyor.
-Aralıklı açlık diyetleri, yine vitamin ve mineral değerlerinde düzensizliğe yol açabileceği sebebiyle konsantrasyonda azalma, modun olumsuz etkilenmesi ve yorgunluk gibi olumsuz yan etkilere de yol açabiliyor.
-DASH diyetinde doymuş yağ ve şeker içeriği yüksek yiyeceklerin tüketimi sınırlı olduğu üzere, günlük sodyum alımının en fazla 2300 mg ile sınırlanmasını önerildiği için, düzenli uygulamadığı takdirde ciddi eksikliklere sebep olabiliyor.
DÜNYADA GİZLİ AÇLIK HANGİ BOYUTLARDA;
-Dünyada yetersiz beslenen insan sayısı 2017’de yaklaşık 821 milyona yani dünya nüfusunun yüzde 11’ine ulaştı.
-Gizli açlık dünyada 2 milyardan fazla kişiyi etkiliyor. 2030 yılına kadar günlük alınacak enerjinin giderek artacağı ancak, gizli açlığın daha sık görülebileceği tahmin ediliyor.
-A vitamini ve çinko eksikliği nedeniyle her yıl 1 milyondan fazla 5 yaş altı çocuk hayatını kaybediyor.
-Yetersiz beslenme dünya çapında 5 yaş ve altındaki 19 milyon çocuğu etkiliyor ve her yıl yaklaşık 1,5 milyon kadın ve çocuğun hayatını kaybetmesine neden oluyor.
-Çocuklarda yetersiz beslenmesinin düzeltilmesiyle, her 100 çocuk ölümünden 45’inin önlenebileceği bildiriliyor.
-Dünyada her yıl, anne karnında iyot eksikliği nedeniyle, ortalama 20 milyon bebek zihinsel gelişim geriliği riskiyle doğuyor.
-Günümüzde görülen gizli açlık tablosu devam ederse 15 yıl içinde 450 milyon çocuk bodurluk riskiyle karşı karşıya kalabilir.
-Gizli açlık sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarının tedavisi ve önlenmesi için küresel GSMH’nın yüzde 2-3’ü yani tüm dünyada yaklaşık 1.4-2.1 trilyon dolar harcanıyor.
-Çocukluk çağında görülen gizli açlık okulda öğrenmeyi, gelecekte ise iş performansını azaltıyor. Çocukluk çağında yetersiz beslenen yetişkinler, iş yaşamında yeterli ve dengeli beslenenlere oranla yüzde 20 daha az kazanıyor.
Not: Tüm istatistiki veriler Hohenheim Üniversitesi’nden alınmıştır.
Toplantıya beraber katıldığımız Prof. Dr. Erdem Yeşilada 30 yaş üstü kadınların günlük olarak hangi vitamin ve mineralleri alması gerektiğini de fısıldadı kulağımıza. Özenle not aldık her birimiz. Mail atarsanız iletirim tüm listeyi seve seve...