Yazgülü AldoğanAdı üstünde azınlık kalmış!

HABERİ PAYLAŞ

Adı üstünde azınlık kalmış!

Haberin Devamı

Günlerdir yazıp duruyorum, yeni bir icat çıkardılar, ‘Müslüman olmayanlarla dost olmayın, siz de müslümanlıktan çıkarsınız’ diye; nasıl bir nefret söylemi, nasıl bir düşmanlık, anlatılır gibi değil. Kendilerinden olmayana düşmanlar zaten, kendi dinlerinden olmayana da düşmanlar! Ve tam bunun yanlışlığını anlatmaya çalışırken pek sayın Başbakan Davutoğlu azınlık cemaatlerinin temsilcileriyle buluşup konuşuyor. Ne demesini beklersiniz? “Kendinizi kötü hissetmenizi anlıyorum, size karşı düşmanlık tehdit boyutlarına ulaştı.

Bunu eğitimle aşacağız. Siz de bu ülkenin vatandaşısınız, tedirgin olmayın, sizi korururuz” değil mi? Hayır! Diyor ki “Dünya Müslümanları sevmiyor, onlara düşman oluyor. Siz bir elverin de bizi sevsinler!” Hakikaten sevsinler! Bu memleketin yüzde 99’u Müslüman diye müslüman olmayan Hıristiyan, Yahudi, Ortodoks ve hatta Alevi, ayrıca Allah’a inanan ama ibadetini de sürekli yapmayan insanlara olmadık baskıyı yap, çocuklarına zorla din dersi okut, zorla imam hatip liselerine yolla, sonra da “İslam düşmanlığı var” de! Niye acaba? Niye İslam deyince akla tekbir getirerek kafa kesen, kadınlara kızlara tecavüz eden, köle yapanlar geliyor? Niye acaba Müslümanlık adına her gün yeni bir icat çıkarılıp, başını ört; çocuk doğur, çalışma, evde otur; yılbaşını kutlama; gibi vır vır vır müdahale ediliyor? Niye acaba memlekette ne Rum kaldı, ne Ermeni, ne Yahudi, kaçtı gittiler, sıra kıyılara çekilmiş laiklere geldi, yobaz baskısından. Kim kime nasıl yardım edecek?

[[HAFTAYA]]

Milli yerine dini değerler

Neye kızıyorlardı? “Türküm, doğruyum, çalışkanım; varlığım Türk varlığına armağan olsun” andına. Neye kızıyorlardı? Bayrak, İstiklal Marşı, Atatürk köşesi gibi Cumhuriyet değerlerine. Neye kızıyorlardı? Ulus devlet, laiklik, misak-ı milli sınırları, v.b. Yurttaşlık; Devrim Tarihi, Askerlik derslerine! Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduktan sonra ulus devlet olması için verilmeye çalışılan milliyetçilik değerleriydi. “Ne Mutlu Türküm diyene!” sözcüğü aslında, bir ırkı değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kastederek söylenmişti. Önce numaralı cumhuriyetçiler karşı çıktı buna Türk değil, Türkiyeli diyelim dediler. AKP’yi de en çok onlar destekledi, ‘askeri vesayeti yıktı, askerleri içeri tıktı’ diye yere göğe koyamadılar, bir ABD ve maşası Cemaat projesi olan Silivri davalarının savcısı oldular. Ne hakla eğitimle milli bir nesil yaratırsınız dediler. Şimdi Milli Eğitim yerine Dini Eğitim Bakanlığı haline gelen bakanlık öğretmenleri eğiterek dindar bir nesil yaratmak için çalışıyor. Bu “çitileme, beyin yıkama” değil mi? Derslere antla değil, besmeleyle başlanır, sonra da 2. Cumhuriyet değil ama İslam Cumhuriyeti ilan edilir. Hilafet de yolda herhalde!

Kimse kitap okumazsa...

POSTA’nın manşetindeki araştırma sonuçlarında 70 küsur milyonluk ülkenin neredeyse yarısı “Hiç kitap okumuyorum” demiş. Cumhuriyet Kitap ekinde Metin Celal, geçen yıl 50 bine yakın yeni kitap yayınlandığını, bunların 7 bin 500’ünün edebi, çoğunun da roman olduğunu yazıyor. Ayda 600 kitap çıkıyormuş piyasaya. Bu kitapları kim okuyor? Kimse! Onun için kimsenin kitabı satmıyor! Geçen yıl en çok satan kitaplar arasında Canan Tan (Pembe ve Yusuf), İskender Pala (Bir Eyüp Sultan Romanı), Ayşe Kulin (Hayal), Ferzan Özpetek (İstanbul Kırmızısı), Enver Aysever (Bu roman o kız okusun diye yazıldı), Emrah Serbes (Deli Duman), Kürşat Başar (Yaz)’ın eserleri yer almış. Televizyonda dizi izlemeyip kitap okuyanları sevgiyle kucaklıyorum!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder