Adrese teslim oy pusulasıyla garanti seçim

Gerçek bir demokrasi için verilen bir oyun bile değerinin olması, oyların gizli ve güven içinde verilip kamuya açık ve hiçbir kuşkuya ihtimal vermeden sayılması, ortaya çıkan sonuca herkesin inanması gerekir.

Ne yazık ki son yıllarda yaşadığımız seçimler için bunları söylemek mümkün değildi. Hatta 7 Haziran seçim sonuçlarını beğenmeyen cumhurbaşkanı ve en çok oyu alan partinin, hükümet kurulmaması için elinden geleni yapıp yasal süre geçer geçmez de yeniden seçime gitmesi, bir de “terör patlaması” yaşanması, bundan böyle iktidarın seçimle değişmeyeceği gibi bir yılgınlık bile yaratmıştı.

Kasım referandumu sonuçlarının son anda alınan damgasız oy pusulalarının sayılması gibi bir kararla şaibeli hale gelmesi demokrasiye olan inancı iyice sarstı. Hele sonuçlar bıçak sırtı olunca. Yüzde 51’le kazanılan bir referandum yarı yarıya demektir ve her iki taraf da “Biz kazandık” diyor. Önümüzde üç seçim ve 16 yıllık iktidarını sürdürmek için her türlü seçim sistemi ve yasasıyla oynamaya kararlı bir “ittifak” var.

Cumhurbaşkanı, MHP’nin bir oyunuyla başkanlık sistemine balıklama atladı ama böylece yeniden seçilmek için yüzde 50 artı oy almak zorunda da kaldı.

Oysa şu andaki gibi zaten bütün yetkileri elinde toplayan partili cumhurbaşkanı modeliyle memleketi istediği gibi yönetebilir ve MHP, hatta Saadet Partisi’ne mecbur kalmayabilirdi.

Önceki gece sabahlara kadar uğraşılarak çıkarılan yeni seçim sistemiyle adeta adrese teslim bir oy verme durumu yaşanacak.

Bu bana meşhur şirket içi yönetim modellerini hatırlatıyor:

Madde 1. Patron haklıdır.

Madde 2. Patron haklı olmadığı durumlarda birinci madde uygulanır. Bilen bilir bu maddeler her durumda patronun lehine olarak devam eder!

Bu seçim sistemi de öyle. Madde 1; AKP seçimi kazanır. Madde 2; Farklı sonuçlarda birinci madde uygulanır! Sistemin ayrıntılarıyla başınızı şişirmeye gerek yok, özetle ve sonuçla böyle! Madem öyle; seçimi boykot mu etmeli? Bu durumda da 1. madde uygulanıyor!

İşkenceye soruşturma yok

Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısı’nda bir kez daha giderek olağanlaşan işkence iddialarına ve 15 Temmuz gecesi köprüde linç edilen öğrencilerin durumuna değindi. “Bu linç eylemcileri için takibat yapılacağına dair Saray’da bana söz verdiler. Sonra da bir kararname çıkarıp hepsini yargılanamaz hale getirdiler” dedi. FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve işkenceyle öldüğü iddiası bulunan Gökhan Açıkkollu için de “Niye adli tıp raporunu açıklamıyorlar?” sorusunu sordu. “İşkenceye sıfır tolerans” hedefiyle gelen iktidarın bugün o iktidarı sürdürmek için yaptığı hukuksuz ve kanunsuz uygulamaları sorgulamak bile mümkün değil. İşte onun için arada bir de olsa biri yüksek sesle söylediğinde yüreğimiz ferahlıyor!

Hayat Boyu Başarı Ödülü hangi gazeteciye verildi?

İnanın sonradan öğrendim ve bırakın sizinle paylaşmayı, henüz kendilerine bir teşekkür bile edemedim. Marketing Türkiye Dergisi, bu yıl ikincisini gerçekleştirdiği “Halk nezdinde en iyi kadın gazeteciler”i belirlemek için Xsight Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’ne yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını açıklamış.

Çeşitli kategoriler bazında Aslı Şafak, Hande Fırat, Ahu Özyurt, Asu Maro, Banu Yelkovan, Gülse Birsel ve Pınar Dağ, ilk sırada yer almış. Hiçbir kategori baz alınmadan “Hayat Boyu Başarı ödülü” alması gereken gazeteciler sorulduğunda ise Yazgülü Aldoğan birinciliğe layık görülmüş!

Yani Ben!

Yıllar boyunca ödül değil, ceza almaya alışık biri olduğum için bayağı şaşırdım. Malum bizim ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz! Beni bu konuma layık gören katılımcıların anlamlı olarak 25 -34 yaş aralığında olması ise bir başka gurur kaynağı oldu.

Gençlere ulaşmak kolay değil. Sevgili arkadaşım Jale Özgentürk ve Elvin Ekşioğlu da bu kategoride değerlendirilen isimler. Okumaya, izlemeye değer bulan herkese sonsuz teşekkürler, birlikte kalalım!