Sütun aralarında kaynamış bir haber: Operasyonu yürüten askerlerimize atkıdan bereye giysi, kavurmadan mesir macununa, sarmadan bala, koli koli yiyecek ve giyecek yollanıyormuş! Kurtuluş Savaşı günlerinde değiliz çok şükür, askerlerimiz ne aç ne açık ve düzenli bir ordu olarak sembolik bir ikisi dışında TSK’nın bunları ne giydirmesi, ne yedirmesi söz konusu değil.
Hatay Valiliği bu nedenle bir teşekkür açıklaması yayınlayıp buna gerek olmadığının altını çizmiş. Benim iyi yürekli halkım, o asker onların içinden çıkıyor, tabii ki sırtını sıvazlar. Oğlunu şehit verir, acısını içine gömer.
Onun için devlet büyüklerinin de kullandıkları dilde daha dikkatli olmaları gerekir; mesela şehit haberleri Genelkurmay’dan resmi olarak verilmeli ki her önüne gelen rakam vermesin, hele “7-8 tane şehit var” demesin. O iki rakam arasındaki fark bir insandır ve yitirenler için büyük bir acıdır.
Tane de değil, insandır. Hele operasyondaki başarıyı öldürülen düşman sayısı ve yitirilenin oranı ile ölçmek de insani değerlere ters değil mi?
Yılın Girişimcisi olmak için ne bekliyorsunuz?
“EY Entrepreneur Of The YearTM Yılın Girişimcisi” bir şirket için çok prestijli bir ünvan. Önce Türkiye’de ipi göğüslüyor, sonra Monte Carlo’da diğer ülke temsilcileriyle yarışıyorsunuz. 4 yıldır ara verilmiş olan yarış, bu yıl yeniden başladı. Hâlâ başvurabilirsiniz, tabii milyon dolarlık cirolarınız ve çarpıcı bir başarı öykünüz varsa.
EY Türkiye Başkanı Metin Canoğulları ve yarışmanın Jüri Başkanı Hüsnü M. Özyeğin’den bu birinciliğin ne kadar önemli olduğunu dinledik ama sohbette hepimizi mutlu eden konu başkaydı: Türk ekonomisinin nasıl da emin adımlarla iyiye gittiği! Şirketlere akıl satan EY Türkiye geçen yıl yüzde 24 büyümüş ve önümüzdeki altı ay için bunun yüzde 37 olmasını bekliyorsa hizmet verdikleri şirketler de büyüyor demektir!
4 yıl ara vermiş olmalarının nedeni, yarışmaya çarpıcı nitelikli aday bulma sıkıntısı. Zaten olmuş olan, niye gireyim diyor. Olmamış olanı da istemiyorlar ki. Jüride iş dünyasının en büyükleri var. Kazananın Türkiye’yi Monte Carlo’da temsil etmek dışındaki artısı, pozisyonunu güçlendirmesi. Ben olsam denerdim.
En büyük direniş yaşamak
Nuriye ile Semih’in gözümüzün önünde gün be gün eridiği açlık grevi çok şükür sona erdi. 444 gün önce başladıkları direnişleri ise sürüyor. Çünkü bütün uğraşlarına görevden alınmalarına rağmen bir suçları bulunamadı, tıpkı diğer on binlercesi gibi.
OHAL, üniversite, ortaöğretim ve kamu kurumlarında kendi görüşlerine uymayanları temizlemek için fırsat olarak kullanıldı. Hiç bir gerekçe olmadan binlerce kişi işten atıldı, açlığa mahkum edildi, çünkü başka bir işe de giremiyorlar! Nuriye ve Semih bunun için sembol oldu, bunu nasıl görmüyorlar?
Hayatınızda sanata ve müziğe yer açın
Bakıyorum da hayatımızın yeni trendi, AVM’ye gidip alışveriş yaptıktan sonra bir şeyler atıştırmak. Zengini lüksüne, orta hallisi kesesine uyana gidiyor, ama sonunda alışveriş ve yemek oluyor sana yaşam biçimi! Size tiyatro, sinema, müzikal yazıp durmamın nedeni bu, izleyin, gidin diye.
Yarıyıl tatilinde Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın “Mozart’ın Sihirli Dünyası” müzikalini çocuklarınızla birlikte izlemeye ne dersiniz? Onlar kendi yaşıtlarının sahnede profesyonel müzisyenler kadar başarılı olduğunu görürse klasik müziğe ilgi duyar, belki kendileri de çalmak ister? Rengim Gökmen’in yönetiminde VWArena’da, bu akşam.
28 Ocak 2018, Pazar 05:00
Haberin Devamı