Şu anda hepimiz neyi bekliyoruz? Devletin ve kurumların FETÖ’cülerden temizlenmesini!
Ama böyle olmuyor, kimsenin sesini çıkaramayacağı ortam varken muhalifler de temizleniyor. Ya da FETÖ’cüler, kendilerini korumak için, FETÖ’cü olmayan, tam tersine kendilerini açığa çıkarmış olanları içeri alıyor ki bu hem mücadele için, hem de olayların gelişimi açısından son derece tehlikeli. Son örnek Kırmızı Kedi Yayınevi yazarlarından Yavuz Selim Demirağ’ın gözaltına alınması.
emirağ “İmamların Öcü - Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Cemaat Yapılanması” kitabının yazarı! Silivri davalarını çok yakından izlemiş, FETÖ ile ekranlarda en çok uğraşanlardan biri. Kitabında TSK içindeki FETÖ kadrolarını isimleriyle açıklamış. MHP’li Yeni Çağ Gazetesi Yazarı Servet Avcı, Kürşat Zorlu, Metropol Araştırma Şirketi’den Özer Sencar ve MHP’nin kongre çağrı heyetinden eski MHP milletvekili Turan Yaldır da birbiri ardından gözaltına alınınca iş anlaşılıyor.
Bu isimler Meral Akşener’i destekleyen milliyetçi camiadan. Anlaşılan, iktidarın yanından ayrılmayan MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye, muhalifleri göz altına alınarak bayram hediyesi yapılıyor!
Gözaltılarda ölçü şaştı
Silivri duruşmalarının önde gelen avukatlarından Hüseyin Ersöz de mevcut gözaltı uygulamalarındaki tehlikeye dikkat çekiyor ve “Amaç için usul feda edilmesin; kamuoyu desteği ve ‘Yargılananları savunursam ben de FETÖ’cü damgası yerim’ korkusu yapılan yanlışların üstünü kapatıyor” diyerek bir örnek veriyor:
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden cerrah Prof. Dr. Adnan Aslan 23 gündür FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla cezaevinde. Gerekçesi çocuğunun bir dönem cemaat okullarından birinde okumuş olması!
Korku imparatorluğu yaratmayalım! Kimlerin çocuğu nerelerde okudu. Hocanın bir diğer suçu da 2009 yılında “Kimse Yok mu” derneğine 180 TL’lik kurban bağışı yapmış olması. ‘Bak gördün mü, başka dernek mi yokmuş’ derseniz, Adnan Aslan ve kendisi de doktor olan eşi LÖSEV, Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı’na da bağış yapmış? Yıl 2016 olmuş, 7 sene önceki bağıştan üniversite hocası gözaltına alınır mı? ‘Vah vah, Allah kurtarsın’ mı diyelim?
Tarkan’a hayranları niye ‘hayır’ dedi
Yine bir Açıkhava macerası ve yine herkesin bir gece doldurmayı başarı saydığı yerde Tarkan’ın konser biletleri çıktığı an bitiyor!
Üstelik yeni albümü Ahde Vefa, Türk Sanat Müziği parçalarından oluşuyor. Tarkan, müzik eğitimine Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde başlamış. Konserin ilk yarısı bu albümün parçalarına ayrılmış. Çoğunu Müzeyyen Senar’dan, Zeki Müren’den radyoda dinleye dinleye ezberlemiş kuşaktan olduğum için zevkle dinliyorum.
Ya bu hop oturup hop kalkan ve eşlik eden gençler ne zaman öğrendi? Tarkan siyah pantolon üzerine omuzları pullu bordo ceketten oluşan smokiniyle tam 80’li yılların gazino şarkıcısı görünümünde. Ama bu arkamda Tarkan öpücük yolladı diye çığlıklar atan 6 yaşındaki Ela’dan, az ilerdeki yaşını başını almış beyefendiye kadar geniş bir yaş yelpazesindeki insanları nasıl büyülediğini açıklamıyor. Sahnesi de güzel. Her şarkıya uygun figürleri, dansları, çapkın bakışları var ve erkek-kadın herkesin arzu nesnesi olabiliyor!
‘Eşimle mutluyuz’
Ama hayır, o artık kocaman alyansı parmağında, evli bir erkek. Eşi Dilek Hanım’a sahneden iltifatlar yağdırıyor, “Biz çok mutluyuz, siz de kabul edin, anlaştık mı?” diye soruyor ama altı bin kişiden koro halinde bir “Hayır” cevabı alıyor! Kıskançlık tavan yapıyor. Dilek Hanım, Tarkan’la aynı renk ve uyumlu giyinmiş:
Siyah kalem etek ve bordo gömlek. İnce belli ama yuvarlak ve çıkık kalçaları, iri göğüsleriyle Jennifer Lopez tarzı bir güzel.
Tarkan, konserin ikinci bölümünde popçu olarak geri dönüyor ve hayranlarına öpücükler yollayarak şarkılarını söylüyor. İki saatin sonunda da ‘Cuppa’ ile veda edip gidiyor.
Röportaj vermez, televizyona çıkmaz, ortalıkta dolaşmaz, ama ne unutulur, ne bırakılır, en çok sevilen şarkıcıdır! Keşke dünya starı da olabilseydi, hak ediyor çünkü!
08 Eylül 2016, Perşembe 16:00
Haberin Devamı