Ekonominin kalbine giden yol mutfaktan geçiyor!

Türkiye Sosyal ve Siyasal Eğilimler Araştırması’nın “Aile ile birlikte akşam yemeği için restorana gitme sıklığı” sorusuna “Hiç gitmem” diyenlerin oranı yüzde 19’du. Buna “yılda birkaç kere” diyen yüzde 29’u da eklersek, Türk halkının yarısı akşam yemeğine gitmiyor.

Haftada 2-3 kere gideriz diyenlere haftada bir gideriz diyenleri eklersek yüzde 30’luk bir akşam yemeği müşterisi var lokantaların. Türkler daha çok öğlenleri, iş arasında, büfe ve avm’lerde ayak üstü bir şeyler atıştırıyor.

Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği TURYİD’in ise kendine müşteri yaratmak ve Türk ekonomisine katkıda bulunmak için gözünü turistlere dikmesi gerekiyor. Bunun için de “Türk ekonomisinin kalbine giden yol mutfağından geçecek” diyorlar.

Gastroekonomi

Nasıl mı? Bu aralar en popüler örnek Peru size yazın uzun uzun anlatmıştım. Peru, olmayan mutfağını öyle bir parlattı ki, turizmi gastronomi üzerinden yürütüyor. Ç

ünkü zaten kültür turizmi yapıyor ve kültür turizmine meraklı olan, yemeye içmeye de para harcıyor. Bizim Antalya Bölgesi’ndeki her şey dahil otellere gelen turist ise dışarı çıkıp para harcamaya asla yanaşmıyor.

Bugün kişi başına 670 dolar olan turizm harcamasını bin dolara çıkarmanın yolu, turistin lokantaya gitmesinden geçiyor.

TURYİD, çok zengin mutfağımızı endüstriye dönüştürmek için 29 Mart’ta düzenlediği zirveye, örnek olmaları için, bizimkinden çok daha zayıf mutfaklarını markaya dönüştüren ülkeleri davet etti; Peru, İspanya, G. Kore, Danimarka gibi. Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM’in desteklediği Global

Gastroekonomi Zirvesi’nde dünyaca ünlü şefler ve marka yöneticileri sunum yapacak. Yemek ve restoran deyip geçmemek gerekiyor; yarattıkları katma değer ve istihdam ettikleri çalışan sayısını düşündüğümüz zaman ekonomi için itici güç.

MEZE TRENDİ

Sadece TURYİD üyelerinin yılda ağırladığı ziyaretçi sayısı 45 milyon, ciroları 2 milyar doların üzerinde! Bu kadar çok gezen ve dünyayı öğrenen biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Türk mutfağı dünyanın en çeşitli, en yaratıcı, en sağlıklı mutfaklarından biri ve bunun dünyaya tanıtılması, Türk turizmine de ekonomisine de derece atlatır.

Günümüz gastronomisinde bütün dünyada geçerli olan trendin tapas, “little little in the middle” yani ortaya karışık, yani bizim meze kültürü olduğunu anlatıyor TURYİD Başkanı Kaya Demirer ve Yönetim Kurulu üyesi Barış Tansever. Zirvenin en önemli yararı da kendi değerimizin, zenginliğimizin farkına varmak olacak galiba!

FETÖ'cüler tahliye olurken diğerleri?

Erzurum’da FETÖ’cülükten yargılanan tutuklu sanık Osman Dolar, 9 yıl hapis cezası almış, sonra cezası 13.5 yıla çıkmış, sonra etkin pişmanlık yasasından yararlanarak cezası ine ine tahliye olmuş! Osman Dolar tam 76 örgüt üyesinin adını vermiş ki bunların hepsi de doğru çıkmış, bingo! Etkin pişmanlıktan kasıt, örgütü deşifre etmek için isim ve bilgi vermek.

Başka türlü çözemiyoruz diyorlar.

Ya bilmiyorsa?

Burada şöyle bir sıkıntı var: FETÖ üyesi olmakla suçlanan, ancak kanıt ve tanık da bulunamayan durumlarda, sanığa soruluyor, “etkin pişmanlıktan faydalanacak mısın?”

Sanık “FETÖ’cü değilim” diyor, olmayan suçu mu üstlensin, bilmediği ilişkiyi mi ihbar etsin ya da masum insanların adını verip başlarını mı yaksın? Ne mi oluyor? Tutukluluğun devamına! Gerçek FETÖ’cü tahliye olurken FETÖ’cü olmayan yatıyor!

Bu tahliyelerde hakimlerin özgür iradeleriyle karar veremedikleri de hep konuşuluyordu. Tahliye veren hakimin yeri değişiyor, görevden alınıyor, örnekleri çok görüldü.

Bakan’dan izin

En son Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belge olayı iyice netleştirdi: Hakimler Savcılar Kurulu, hakimlere verdiği yazılı talimatla “Tutukluları tahliye etmeden önce bizimle mutlaka istişarede bulunulacaktır" diyor.

Sivil tanıkların "Silah kullanmadılar, darbe girişiminden haberleri yoktu, şaşkın ve korku içindeydiler" dedikleri öğrenciler ise tahliye edilmiyor ve müebbetle yargılanmaya devam ediliyor. Aileleri de niye diye bekliyor!