Yazgülü AldoğanFutbolcularla şarkıcılar çocuklar için söyledi

HABERİ PAYLAŞ

Futbolcularla şarkıcılar çocuklar için söyledi

Böyle fırsat kaçmaz deyip gittim TİM Salonu’na. TOÇEV’in 20. yıl konseri var ve her yıl başka bir projeyle ortaya çıkan vakıf, bu yıl magazin dünyasında bildiğiniz tanıdığınız ne kadar ünlü varsa hepsini sahneye çıkarıyor. Gecenin geliriyle bir eğitim merkezi açılacak. TOÇEV, yani Tuvana Okuma İstekli Çocuklar Vakfı 20 yıl önce 5 çocuğa burs vererek başlamış ama yıllar içinde neler yapmamışlar ki! Kütüphanelerden tutun da ilkyardım kurslarına kadar değişik projelerle binlerce çocuğa ulaşmışlar. İnsana ulaşmayı iyi biliyorlar yani, yoksa bu kadar çok ünlüyü nasıl ikna eder, bir araya getirir, eşleştirir, sahneye çıkarırlar? Bir ay magazin programı seyretmiş kadar oldum. Nilüfer, Nükhet Duru, Ayşegül Aldinç, Funda Erer, Zara, Kubat, Candan Erçetin, Eda Özülkü, Ümit Besen...

Haberin Devamı

Hangi birini sayayım, herkes sahnede. Ellerinden tutup sahneye çıkardıkları içinde Tanju Çolak gibi karga sesli olan da var, bilardo ustası Semih Saygıner gibi profesyonel şarkıcı olan da. Herkes söyleyeceği bir tek şarkı için nasıl da hazırlanmış, uğraşmış, prova yapmış, şık şıkıdım giyinmiş. Profesyoneller müthişti, yazmaya gerek yok, hepsi harikaydı. Eski yeni ünlü futbolcuların en çok dikkatimi çeken kıyafetleri oldu desem? Çoğunun üstünde, küçük kardeşininkini giymiş gibi, bilekten bir karış yukarıda, kısa, dar pantolonlar...

Çoraplar babet, ayakkabılar yüksek platformlu! Kardeşim, siz futbolcusunuz, bacaklar kaslı, düdük pantolonlar yakışmıyor ki? Hele o daracık ceketler! Kapanmıyor, kollar kasıyor. Bu modaysa, nasıl bir modadır? Gökhan Töre’nin smokin ceketine uysun diye giydiği kırmızı transparan çoraplara da bir şey diyemeyeceğim, başkası giyse gay derler! Sporcular içinde en çok Feridun Düzağaç’la rock söyleyen Cüneyt Çakır’ın sesini beğendim, hatta hangisi şarkıcıydı ayırt edemedim. Şakası bir yana, hepsinin “Çocuklar için” diye o medeni cesareti göstererek sahneye çıkıp şarkı söylemesi bile alkışlanacak bir tavır. Emre Belözoğlu mesela, hem iyi okudu, hem de pek şıktı. Dedim ya, magazincilere bir aylık malzeme çıktı!

Haberin Devamı

Bir zamanlar politikamız “barış”tı!

İki günde 9 şehit! Kamuoyu “Yeter artık bitsin bu operasyonlar” dedikçe güvenlik güçlerine de ‘çabuk olun’ deniyor ki onlar da can verme pahasına dalıyor çatışmanın içine. Çatışmaların başlamasından bu yana 270’i bulan şehit, terörle mücadelenin bütün süreci içindeki en yüksek rakamdır. Ve baharla birlikte bu günleri arayacağımız, çatışmaların büyük şehirlere de yayılacağı tehditleri yaygındır. İçerisi bu haldeyken Suriye’de çuvallayan dış politikayı bir kara harekatıyla intihara çevirme planı yapılabilir mi? Dostlar düşman oldu, dahası birlik oldu. Rusya, İran, ABD, Kürtler el ele, Esat’ın yanında. Bırakın Emevi Camii’nde namaz kılmayı, neredeyse Suriyelilerin yarısı Türkiye topraklarında kamplarda, sokaklarda çile dolduruyor, Ege Denizi’nde boğuluyor. Turizm çöktü, ticaret durdu. Yetmedi, akıllanılmadı, Suud’un oradan buradan topladığı paralı askerlerle Suriye’ye karadan operasyon rüyası görülüyor. Rusya bombalasın diye mi?

Haberin Devamı

Suriye için de şehit mi vereceğiz?

Başbakan “Kimse savaştan bahsetmesin” derken Cumhurbaşkanı’nın Irak’a bile girememesine hayıflanması ve “Aynı hatayı yapmayacağım” demesi ürkütücü. Hem de sınır ötesinde Kürt koridoru, sınır içinde Kürt terörü kavgasına girmişken. Ben hala hepsi de rütbeli bu şehitlere nasıl bu kadar duyarsız kalabildiğimiz şaşkınlığındayım. Hele bir de Suriye için can verilmeye başlanırsa kimse isyan etmeyecek mi? Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” politikasını ‘her yerde savaş’a çevirirsen bunları yaşıyorsun işte

Sıradaki haber yükleniyor...
holder