Perulu dedin mi şapkalıdır!

Kuşkusuz Peru’nun en ilginç fotoğrafları, yerlilerin hala vazgeçmedikleri, rengarenk kıyafetleri, çeşit çeşit desenli yün hırkaları, şapkaları. Böyle bir şapka çeşidi bolluğunun nedenini kime sorduysak cevaplardan tatmin olmadık. Sıcağa, soğuğa, bölgeye, evli olup olmamaya, erkek, kadın olmaya göre, o kadar çok çeşit şapka var ki, ama illa ki de var.

Şemsiye gibi olanı, silindir olanı, hasır olanı, beyazı, siyahı, kahvesi var. Beresi, yünü var. Ayakkabıları şıpıdık terlik. Kadınlar kabarık etekler giyiyor. Erkekler desenli bol pantolon. Peru halkı, pek de albenili değil. Boyları çok kısa. Vücutları pek gelişmemiş.



Saçları simsiyah, kadınlarınki uzun ve iki örgülü, yetmezmiş gibi ucuna püskül takılıyor! Erkeklerin de saçları asla dökülmüyormuş ama köseler. Hatta Peru köpeğinin bile tüyü yok! Ciltleri hayli koyu. Bazıları İspanyollarla karışmış, bazıları yüzde yüz yerli. Bazıları da sonradan köle olarak getirilen Çinlilerle karışmış. Ana dil İspanyolca ama ikinci dil, bir Uray Altay dili olan Keçuva! Bu da Güneş dil teorisinden hareketle aramızdaki akrabalık ilişkisini düşündürüyor. Tabii biz Anadolu’da 7 düvelle karışınca hayli renkli ve farklı bir tip oluşturmuşuz

Ne gezilir, ne görülür

Koskoca ülke, söz konusu olan kültür turizmi olunca gezilecek görülecek yer çok. Turizme çok yatırım yapılıyor. Saat gibi işleyen Pasifik Tur sayesinde biz de görmek istediğimiz çok yeri hiçbir aksama olmadan gezdik. Tabii bu bir eğlence gezisi değil. Az zamanda çok yer görmek lazım. Her gece başka otel, her gün sabah beşte uyanıp hareket etmek saat ve iklim farkına alışamadan bayağı zorluyor. Başkent Lima’yı dağların yüksekliğine alışamayan ve deniz ticaretini kullanmak isteyen İspanyollar kurmuş. Burada Maya ve İnkalarla ilgili tek şey müzeler. Harika müzeler var ama rehberler illa ki de katedral ve meydanları da gezdiriyor. Endülüs esintili İspanyol mimarisini bütün ayrıntısıyla gördüğünüz bu gezilere gerek bile yok. Hatta iki üç müze dışında Lima’ya gerek bile yok! Ama dağlara doğru çıkmadan önce bünyeyi yüksekliğe yavaş yavaş alıştırmak lazım.

Tabii ki gelmeden önce dersini çalışan bütün gezginler Peru’da dünyanın terası sayılabilecek bir yerde kurulmuş olan güneş şehir MaçuPiçu’yi ve yine dünyanın en yüksek yerindeki en büyük ikinci göl olan TitiKaka üzerindeki sazdan yapılmış yüzen adalarda yaşayan Uros’ları görmek istiyor. Ama adım adım. Arada Arekipa, Urumbabu,Cusko, gibi şehirler ve yerler var. İç hat uçuşları son derece rahat ve muntazam. Her küçük şehirde bir festivale rastlamak, rengarenk giyinmiş halkın danslarını ve müziğini görmek, hatta katılmak mümkün. Büyüğünden küçüğüne her yer güvenli. Hırsızlık, yankesicilik yok. İnkalar zamanından beri cezalar el kesme, kafa kesme biçiminde olduğu için sadece en tepedeki yöneticiler çalıp çırpıyor ki ikisi halen hapiste! Kimse kimseye karışmıyor, ne isterseniz giyebilir, yiyebilir, içebilirsiniz.

Hediyelik eşya cenneti

Peru’da alışveriş yapmamak imkansız. Dolar ve kredi kartı geçiyor ama kendi paraları Sole’nin paritesi, bizim TL’nin neredeyse aynısı olduğu için çok daha kolay. Bozdur bozdur harca, çünkü o renk renk takıları, eldivenleri, şapkaları almamak imkansız!