Suriye’de kervan yolda mı dürülüyor?

Suriye’de yürütülen operasyonlarla ilgili merak ettiğim noktalar var: Bu operasyonların gerçek amacı nedir? Yola çıkılırken söylenen terörle mücadele idi. Yani orada yerleşmiş bulunan bir tür PKK olan YPG’li teröristler, sınırımızda Türkiye için tehlike yaratıyor, sınırı geçip terör eylemi yapıyor, hatta bulundukları yerden sınır içine roket atıyordu. Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle bölgede merkezi otorite de kalmadığı için buna dur demek Türkiye’nin hakkı olmuştu.

Etnik farklılık

TSK, ÖSO ile işbirliği içinde operasyonlara başladı. ÖSO, bilindiği gibi, sünni Müslüman Araplardan oluşuyor. TSK ve ÖSO’nun terör örgütü elemanlarının hepsini öldürmesi mümkün değil. Sadece Afrin’de 10 bin terörist olduğu söyleniyor. Bu bir soykırım olabilir.

Onları oradan çıkarttığınız zaman başka yere gidiyorlar. Ya geride kalanlar: oradaki siviller kim? Arap mı, Kürt mü? Her iki etnik grubun da olduğunu biliyoruz, oranları ne, birlikte yaşayabiliyorlar mı? Oraya Suriye’nin diğer bölgelerinden Türkiye’ye kaçan ancak sınırda kamplarda bulunanların yerleştirileceği söyleniyor. Onlar da sünni Arap. Bu nüfus yapısını değiştirmek olmayacak mı?

Toprak bütünlüğü

TSK operasyonları sonrasında girilen yerlerde Türk bayrağı çekilmesi ne anlama geliyor? Biz Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu defalarca söylemedik mi? Bundan vaz mı geçtik? Bir ordunun girdiği yere bayrak çekmesi oranın kendi toprağı olduğunu ilan, yani fethi anlamına gelmez mi?

Biz şimdi fetih mi yapıyoruz? Eğer değilse. İktidar rejim güçlerine hâlâ karşı olduğuna göre buranın onlara devri söz konusu değil. Bölgeyi kim yönetecek? Otonom bölgeler oluşturulacak, sonra ilhak mı edeceğiz? Bu sorular sadece benim mi aklımı karıştırıyor?

Sadece İstanbul’u değil, bütün dünyayı fetheder!

Kanal D’nin merakla beklenen büyük prodüksiyon dizisi, Fatih Sultan Mehmed’in hayatının anlatıldığı diziyi beğendiniz mi? Tarihi dizi yapmak gerçekten çok zor. Hele her hafta neredeyse bir sinema filmi uzunluğunda ve mükemmelliğinde yapmak!

Fatih Sultan Mehmed’in hayatını canlandırmak da çok büyük bir risk. Başarırsanız sadece iyi bir oyuncu değil, adeta kahraman olursunuz, başaramazsanız da ilmek ilmek ördüğünüz bütün oyunculuk hayatınız biter. Çünkü diziler, oyuncular üzerinde döner!

Kenan İmirzalıoğlu, Ezel’den beri çok sevdiğim ve zevkle izlediğim bir oyuncu. Fatih Sultan Mehmed rolü de üzerine cuk oturmuş. Ama öyle havalı dolaşmak yetmiyor tabii. Ata binecek, kılıç sallayacak, dövüşecek, ölümün eşiğine gidip gidip dönecek. Tıpkı Fatih Sultan Mehmed gibi. İşte bir yıldır bunun heyecanı, bunun hazırlığı içindeydi Kenan. Ata binmeyi, kılıç kullanmayı öğrendi. O kıyafetleri taşımayı, bir Cihan Padişahı gibi davranmayı. İzlediğimiz kadarıyla burnu bile özel makyaj teknikleriyle aynı Fatih’in kemerli burnuna benzetilmiş. Dizinin gösterildiği ilk gece, Kanal D ekibi ve konuklarıyla Esma Sultan Yalısı’nda birlikte izledik ilk bölümü. Kenan İmirzalıoğlu, salona geldi ve hepimize merhaba dedikten sonra heyecanla izledi bir yıllık emeğini.

Kostümler güzel

Ben de arada bir onu izlemekle birlikte diziye takıldım kaldım. Kostümlü tarihi dizilerde atmosferi yaratmak çok önemli. Hele kalabalık sahnelerde herkesin rolünü iyi yapması, kostümlerin iyi olması şart. O da tabii yönetmenin, Cevdet Mercan’ın işi. Bu dizinin en büyük başarısı da bu olacak. Savaş sahneleri daha ilk bölümden seyircinin nefesini kesti. Ben atların canının yanıp yanmadığına da takıldım, sanki biraz yanıyordu!

Belgesel değil dizi Senaryonun tarihi gerçeklere ne ters düşmesi gerekiyor, çünkü herkes kulaktan dolma olsa da bir şeyler biliyor, ne de bire bir aynı olması, sonuç olarak bu bir belgesel- dokümanter değil, dizi film! Kadınlar da elbette güzel olacak, elbette güzel giyinecek.

Şimdiden niye bunların başı örtülü değil, niye dekolte giyiniyorlar diye vızıldayanlara da ancak gülerim, biraz o dönem yapılmış minyatürlere baksınlar. Kadınlar sarayda bal gibi de dekolte dolaşıyorlar! Diziyi oyuncu ve ekiple beraber izlerken kimi sahnelerde alkışlar yükseldi, kimi sahnelerde heyecan doruğa çıktı.

Sonunda herkes yapılan işten memnundu, bölüm bittikten sonra Kenan İmirzalıoğlu arkadaşlarıyla uzun uzun kucaklaştı. Herkesin eline sağlık. Savaşlı, ölümlü tarihi film sevmememe rağmen ben bile izleyeceğim Memed’i! Büyük emek, büyük iş, eminim sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada çok büyük seyircisi olur. Yolu açık olsun!