30 Ağustos’un da katılmasıyla normalde 6 güne çıkan Kurban Bayramı tatili, Bakanlar Kurulu kararıyla 10 güne uzadı. Tatil bu kadar uzun olmalı mı, olmamalı mı tartışmasına girmeyeceğim. Tatil yapabilen yapar zaten. Turizm açısından bakarsak, çok geç kalmış bir karar. seyahat acentelerine yaramaz.
Bu saatten sonra yurt dışına tur hazırlayıp sunamazsın. Ne uçak kiralayabilirsin, ne otel. Yurt içi için de zor. Şimdi herkes otobüs garına koşacak. Uçaklar çoktan doludur.
Bu tatilin hangi güne geleceği bir yıl önceden belliyse, bu kararın alınması için niye son günler beklenir? Bilen var mı?
Köşe yazarı kime yazar?
Gazetecilik eğitimi almış, üniversitede eğitimini vermiş, gazeteciliğin, en alttan başlayarak her kademesinde çalışmış, en üste çıkmış, en alta düşmüş ama çalışmayı sürdürmüş biri olarak benim de bu konuda söz etme hakkım var!
Köşe yazarlığı, sadece belli konularda bilgi birikim değil, gazetecilik deneyimi de gerektirir.
Ben şahsen uzmanım diye, burnu havada birinin, bir e-mail ile gazeteye postaladığı yazı yazmalarından hoşlanmıyorum. Hele bu “uzmanlar” o gazetenin okurlarıyla empati kurmuyorsa!
Bu tartışma, Cumhuriyet Gazetesi’nin yeni kadrolaşma biçimi yüzünden çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi’nde değişen vakıf ve üst yönetim, yazarları gençleştiriyorum adı altında cumhuriyetçi bir yayın politikası izleyen Cumhuriyet’e liberal ve Kürt açılımını destekleyen yazarlar aldı. “Ulusalcı” diye ötekileştirdiklerini de ya çıkarttı, ya yazılarını azalttı.
Bu kavgadan, gazete üzerinde baskı kurmak isteyen iktidar yararlanarak bugün haksız yere tutuklu yargılanan yazar ve yöneticilere kadar uzanan bir süreç yaşandı.
Birçok okur, yeni yazarları protesto etmek için gazeteyi almaktan vazgeçti. Gazetenin yayın çizgisine tamamen ters düşen iki yazısı bardağı taşıran son damla olmuş ki Nuray Mert’in yazılarına son verilmiş.
Bu fikir ve ifade özgürlüğüne aykırı mıdır? İçinde yaşadığımız koşullarda hayli ironik kaçan bir soru! Hangimizin ifade ve fikir özgürlüğü kaldı ki?
Taraftar olmak
Cumhuriyet gibi fikir gazeteleri, her görüşün yer aldığı, herkese hitap eden gazete değildir.
Mesela POSTA Gazetesi, çok satan bir kitle gazetesi olarak, çok farklı görüşteki ve her partiye oy veren okurlara sahip olan neredeyse tek gazetedir. Bu nedenle de farklı görüşteki yazarları olması doğaldır.
Yine de POSTA Gazetesi’nde bile cumhuriyet değer ve ilkelerine, laikliğe ve Doğan Yayın Grubu İlkeleri’ne uyulur. Ben bu gazetede yazı yazarım ama Akit, Güneş, Akşam, Sabah, Star, YeniŞafak gibi gazetelerde ne yazarım, ne yazdırılırım.
Ragıp Duran’ın yazdığı gibi Beşiktaş taraftarıysan, Fenerbahçe tribününde tezahürat yapamazsın!
Cumhuriyet Gazetesi’nde de Darwin teorisine çakmak, imam nikahını savunmak, okurla dalga geçmek oluyordu!
Nuray Mert, her zamanki kibirinden vazgeçip okuru ciddiye alsaydı, kendi giderdi.
Peru yazıları bayramda
Türkiye’den onbinlerce km uzakta olduğum günlerde özellikle ne sosyal medyaya girdim, ne haberlere baktım. Dağlar, nehirler, okyanus, çok farklı bir kültürün tadını çıkarmaya çalıştım. Peru izlenimlerimi size bayramda yazacağım.
Çünkü hem sizin okumak için daha çok vaktiniz olur, hem de kısa bir aradan sonra bayram günleri ben İstanbul’da çalışıyor olacağım ve o günlerde size güzel ve değişik şeylerden bahsetmeye niyetliyim.
Aman bayram deyip gazetenizi almamazlık etmeyin!
Şimdi biraz dinlenmek için bana yine müsade, çünkü Peru çok yorucuydu!
17 Ağustos 2017, Perşembe 05:00
Haberin Devamı