Yazgülü AldoğanYılbaşı kutlamak niye yasak?

HABERİ PAYLAŞ

Yılbaşı kutlamak niye yasak?

Haberin Devamı

Yılbaşına az bir şey kaldı, kutlama karşıtlarının bu yıl sesi fazla çıkmadı. Ama OHAL yetişti, yasaklar geldi. Taksim Meydanı’nda zaten kimsenin bir şey düzenlediği yoktu yine de halkın gelip eğlenmesi yasaklandı. Beşiktaş Belediyesi’nin her yıl düzenlediği kutlamaya ise yasak geldi. Hemen ardından Şişli’ye.

Böyle giderse bütün CHP’li belediyelerin olduğu yerlere yasak gelecek! Gerekçe? Güvenlik. Niye? O Taksim Meydanı ki 16 Temmuz’dan itibaren 45 gün, her gece, mehter marşıyla inledi. “Demokrasi nöbeti” tutuldu.

Asıl o zaman güvenlik sıkıntısı yok muydu?

Şimdi olağanüstü bir şey yok. Mesele zihniyet. İlk geldikleri yıllarda Taksim Meydanı’nda kendileri yılbaşı kutlaması yaparken artık yasak getiriyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, 90 küsur yıldır, yeni yılın gelişini kutlar. Tombala çeker, çekirdek çitler, evinde sofra düzer, rakısını içer, televizyonda varsa eğer, dansöz seyreder!

Parası olan, isteyen dışarıda kutlar. Dünyanın bütün ülkelerinde adet olan meydanlarda yeni yıla girme adeti, İstanbul’a da gelmiş, önce Şişli Belediyesi, Nişantaşı’nda havai fişekler, konserlerle kutlama yapmış,

Taksim Meydanı da kutlamaların yeri olmuştu. Taksim’de birkaç taciz vakası ve çirkin görüntüler oldu, koyarsın güvenlik görevlilerini, engellersin. Yetmiyor, yasak geliyor. Niye?

Huzura hasret kaldık!

Hepsi medya sektöründen, 35 kadın bir araya gelip yeni yıl yemeği yedik. Gündemi iyi takip eden, yazan, medya analizi yapan, strateji belirleyen kadınlar bunlar. Yeni yıldan ne bekliyoruz sorusuna hemen herkes aynı yanıtı verdi: Huzur! Huzur istiyoruz, kavga gürültü istemiyoruz, şok şok şok haber istemiyoruz, ayrıştırılmak, kavga ettirilmek istemiyoruz.

Bu ülkede, huzur içinde, barış içinde, sakin yaşamak istiyoruz! Hani hep derler ya, bizim bir günde yaşadıklarımızı Kuzeydeki ülkeler bir yılda yaşamıyor!

Danimarka’da, İsveç’de insanlar sıkıntıdan intihar bile ediyor. Biz sıkılmaya hasret kaldık.

Bunda krizden beslenen iktidarın da payı var. Ve iktidar hepimizin huzur içinde girmek istediği yeni yıla bir hafta kala kucağımıza öyle bir saatli bomba bıraktı ki hepimiz yine şok şok şok olduk!

Son çıkan kararnameyle, terör faaliyetinde bulunanlara müdahale edecek sivil vatandaşlara koruma kalkanı getirildi.

Çıkan tepkiler üzerine iktidar, bunun 15-16 Temmuz darbe kalkışması sırasında yaşanan olaylarla bağlantılı olduğunu iddia ediyor. Ama kararnamede böyle bir açıklık yok. Düzeltin deniliyor, kibirle, hiddetle “Düzeltilecek bir şey yok, bizim bu insanlara borcumuz var” diyor, karşı çıkanları da darbeci ilan ediyorlar.

Ya adalet?

Peki, bu kararname 15-16 Temmuz gecesi yaşanan olaylarda şiddet kullanan sivil vatandaşları korumak için çıkarıldıysa bunlardan herhangi biri için şimdiye kadar açılmış bir koğuşturma, dava var mı? Yok. Hatta o gece bir olay olmadığı bile iddia ediliyor.

Oysa fotoğraflar, videolar, tanıklıklar var. Boğaz Köprüsü’nde ellerinde hiçbir silah olmayan ve mukavemet etmeyen erler ve öğrencilerin linç edildiği biliniyor.

Sabaha karşı teslim olmuş, silahsız ve suçsuz gencecik insanların kalabalık gruplar tarafından linç edilmesi ve cesetlerin önünde hatıra fotoğrafı çektirilmesini sineye çekip susacak mıyız? Adalet gerçekleşmeyecek mi? Bu mu hukuk devleti?

İhraç edin gitsin

Binlerce öğretmeni sorgusuz sualsiz, meslekten attınız. Ama sapık, pedofil, tehlikeli bir öğretmeni “Soruşturma yapıyoruz” diye korumak hangi akla hizmettir, asıl bunu hemen ihraç edersiniz, meslekten de men edersiniz. Sokakta kimseye saldırmasın diye hatta içeri tıkarsınız. Ne bekliyorsunuz?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder