1942 yılında gösterime giren filmle ününe ün katan Kazablanka, şehirde bulunan mimari eserler sayesinde adından sıklıkla söz ettiriyor. Kazablanka Katedrali, Notre Dame de Lourdes Kilisesi ve Fas Yahudi Müzesi, bunlardan sadece birkaçı. Bölgenin turistik değerini artıran ve şehrin popülaritesine katkıda bulunan yapılardan en önemlisi ise II. Hasan Cami oluyor. İslam dinini temsil eden bu mabet, dünyanın en büyük camileri arasında yer alıyor. Bu özelliğinin yanı sıra daha detaylı bir inceleme yapıldığında ise eşsiz bir dünyanın kapıları aralanıyor.
Bu eserle ilgili dikkat çeken ilk detay, mimarının Fransız olması. UNESCO tarafından görevlendirilen ve bölgenin kültürel yapısına hakim olan mimar Michel Pinseau tarafından tasarlandı ve inşasına 1986 yılında başlandı. Caminin yapılış amacı ise Fas Kralı II. Hasan’ın 60. doğum gününe yetiştirilmesi. Fakat inşa süreci belirlenen tarihe yani 1989 yılına yetişmiyor. Bunun akabinde ise binlerce kişinin dahil olduğu gece ve gündüz çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ediliyor. Caminin inşaatı tamamlandığında ise takvimler 1993’ü gösteriyor.
Aşina olduğumuz cami tasarımları, bu eserde pek çok farklılığa uğruyor. Dünyanın pek çok yerinde şahit olduğumuz kubbeli yapıları hepimiz benimsemiş durumdayız. Fakat II. Hasan Cami’nin tasarımı incelendiği zaman bu yapıda kubbenin olmadığı görülüyor. Kubbesiz cami olur mu demeyin. İç mekanda başınızı yukarıya kaldırıp baktığınız zaman bir tavanla karşılaşıyorsunuz. Tasarımda yer verilen bu detay, beraberinde farklı bir avantajı getiriyor. Bu da tavanın kayar özelliğe sahip olması.
Yapının en vurucu detaylarından biri olan kayar tavan, belirli anlarda açılabiliyor. Böylelikle gökyüzünün eşsiz güzelliği caminin içerisinden rahat bir şekilde görülebiliyor. Gece olunca yıldızların altında ibadet etmeyi deneyimlemek istiyorsanız yerden 60 metre yüksekliğe sahip kayar tavanlı bu mabedi ziyaret edebilirsiniz.