"MARKET YOĞURTLARI PROBİYOTİK DEĞİL"
Kefirin endüstriyel madde olmasının bir dezavantaj oluşturmadığını ifade eden Baş, şöyle devam etti:
"Kefiri, bundan 20 yıl önce kanser hastaları arayıp bulurlardı bir şekilde. O mayayı bulmak çok zordu. Kefir mayası kendi kendine büyüyebilen bir maya, karnabahara benziyor. Büyüdükçe siz onu etrafınızdakilerle paylaşabiliyorsunuz.
Ancak fermente içeceklerde kontrol altına alamama gibi bir sıkıntı var. Dışardaki zararlı mikroorganizmalar yaptığınız içecek veya yiyeceğe karışabilir. Bu yüzden standart bir kefirden bahsetmek istiyorsak endüstriyel olması bize avantaj sağlıyor. Bir standart olması gerekiyor. Standart olması için de endüstriyel ortamda belli kefir mayaları ile mayalanması gerekiyor."
Kefirli yoğurtların da artık bulunabilir hale geldiğini dile getiren Baş, yoğurt için hem kefir hem de yoğurt mayasının aynı anda kullanıldığını ifade etti.
Prof. Dr. Baş, evde yapılan ya da marketten alınan yoğurtların probiyotik olmadığını, yoğurt içindeki mikroorganizma ve bakterilerin sindirim sisteminden geçerken mide asitlerince parçalandığını ve kalın bağırsağa ulaşamadığını aktardı.