GündemTam 100 milyon ton! 2010 öncesi enkazlarda gizli tehlike

Tam 100 milyon ton! 2010 öncesi enkazlarda gizli tehlike

Paylaş
Tam 100 milyon ton! 2010 öncesi enkazlarda gizli tehlike

Kahramanmaraş merkezli iki deprem felaketi on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine, yüz binlerce binanın da hasar görmesine yol açtı. 10 ili etkileyen afette yıkım boyutu molozların Erciyes Dağı yüksekliğine erişmesi ile gözler önüne serildi. Enkaz kaldırma çalışmalarının başladığı bölgelerde kaldırılan molozların nereye götürüleceği, insan ve çevre sağlığına etkileri ve ekonomiye kazandırılmaları gündeme geldi. Yaklaşık 100 milyon tonu bulacağı tahmin edilen devasa moloz yığınlarının bölgede nasıl değerlendirilebileceğini uzman isimler posta.com.tr’ye anlattı.

İpek ALEMDAR GÖDE / Posta.com.tr- Kahramanmaraş merkezli iki deprem faciasında 10 ilde on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Milyonlarca kişinin doğrudan etkilendiği afetlerde  61 bin 722 binada yer alan 263 bin 800 bağımsız birimin acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. Hatay'da 15 bin 248, Kahramanmaraş'ta 12 bin 980 ve Gaziantep'te 12 bin 964 binanın acil yıkılması gerektiği bildirildi. Büyük bir alanda etkili olan depremler sonrasında yıkılan binaların molozların Erciyes Dağı kadar büyük olduğu ifade edilmişti.

Haberin Devamı

Yıkılan binalarda arama kurtarma çalışmalarını sona ermesi ile birlikte enkaz kaldırma çalışmaları başladı. Yaklaşık 100 milyon tonu bulması öngörülen moloz yığının insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği maddeler barındırması endişeye neden olurken çıkarılan ürünlerin ayrıştırılıp ekonomiye kazandırılması gündeme geldi.

Tam 100 milyon ton 2010 öncesi enkazlarda gizli tehlike

TOZLARIN HAVAYA KARIŞMASI ENGELLENMELİ

Çevre Mühendisi Sedat Durel, yıkılan binalarda sadece inşaat molozu ve demir olmadığına dikkat çekerek, “Binaların içeriğinde sadece moloz yok ve içerikte maddelerin bir kısmında tehlikeli olabilecek maddeler de bulunuyor. Eski binalar için bir öngörü olacaksa asbest, içerideki florasanlar, ilaç atıkları, vefat eden evcil hayvanlar olabilir. Bu yüzden hassasiyet ile yaklaşılması gerekilen bir durum. Normal şartlarda inşaat atıklarının afet öncesinde belirlenen depolama alanlarına maddelerin götürülmesi gerekiyor. Moloz ve yıkıntıların doğrudan doğruya su havzaları ve tarım arazilerinden uzak yerlere götürülmesi gerekiyor. Taşınması sırasında ise asbest gibi tozlar gibi zararlı maddelerden korunmak için çeşitli ıslatma teknikleri kullanılabilir. Tozların havaya karışmasının engellenmesi gerekiyor. Bu süreçte bölgedeki insanların toz maskeleri takmaları gerekiyor. Geçici depolama alanına alındıktan sonra soruşturma işleminden geçmesi gerekiyor” dedi.

Haberin Devamı

Molozların kaldırılması izlenmesi gereken yollara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Durel, “Molozların kaldırılması ile ilgili süreçte öncelik arama kurtarma çalışmalarının tamamlanması. Bölgedeki tek atıklar molozlar değil ciddi bir biyolojik atık da söz konusu. Bölgeye öncelikli olarak kapaklı konteynerlerin yönlendirilmesi de gerekiyor. Mümkün olan en sağlıklı biçimde bu molozların taşınması gerekiyor. Bölgede duran depremzedeler, yardım ekiplerinin sağlığını korumak öncelik kazanıyor. Bunların hızlı bir şekilde yapılması makul olan bir şey değil. Önemli olan sağlıklı bir şekilde bu eylemin gerçekleştirilmesi. Aksi takdirde sadece enkaz bulunduğu yerden kaldırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Tam 100 milyon ton 2010 öncesi enkazlarda gizli tehlike

MOLOZLAR NERELERDE KULLANILACAK

Molozların geri dönüştürülerek kullanılacağı yerleri açıklayan Durel, “Molozlar çeşitli yapı alanlarında dönüşüme sokulabiliyor. Yani tekrar ekonomiye kazandırılabiliyor. Yollarda vs. yeniden değerlendirilebiliyor. Her şeyin öncesinde burada dikkat edilmesi gereken husus insanların mümkün olan en yüksek koşullarda sağlıklarının gözetilmesi. Buradaki atıkların doğrudan doğruya ekonomiye kazandırılmasından önce sağlıklı bir şekilde alınıp sağlıklı bir alana yerleştirilmesi gerekiyor. Bunların ardından yollarda, köprülerde yeniden değerlendirilmesi mümkün. Bun enkazın her şeyden önce halk sağlığına etki edecek yönlerinin bertaraf edilmesi gerekiyor. Şu anda odaklanılması gereken nokta o” dedi.

2010 YILINDA KULLANIMI YASAKLANDI

Çevre mühendisi Dr. Baran Bozoğlu, 2010 yılından önceki binaların yapımında asbest kullanıldığını ifade ederek “Çıkan enkazın içerisinde elektronik atıklar, kimyasal atıklar olduğu tahmin edilebiliyor. 2010 yılından önceki binalarda asbest kullanımı vardı. Hafriyat ve inşaat atıkları ile ilgili bir yönetmelik bulunuyor. Burada dikkat çekici bir madde var o da kaynağında bu atıkların ayrıştırılması gerekiyor. 44. maddede özellikle doğal afet sonrası atıkların nasıl değerlendirileceğine ilişkin hususlar var. Mülki idare amirlerin bu doğal afetlerden önce kriz yönetim planını hazırlamış olması gerekiyor. Hasarlı binaların tespiti için nasıl vakit kaybedilmiyorsa moloz ve inşaat atıkları için de aynı şekilde davranılması gerekiyor. Bu nedenle bölgede atık tespiti yapan görevlilerin olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

Tam 100 milyon ton 2010 öncesi enkazlarda gizli tehlike

Asbestin zararları: Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen olduğu tespit edilen bir madde. Asbest durduğu yerde bir zarar vermiyor. Ancak parçalandığında ve havaya karıştığında soluma ile birlikte ciğerlere zararı var.

MOLOZLARIN AYRIŞTIRILMASI

Çıkan molozların ve atıkların ayrıştırılması için önce geçici yerlere daha sonra kalıcı noktalara yönlendirilmeleri gerekiyor. Ayrıştırılan ürünlerin özellikle bölge yeni ihtiyaç duyulacak yol, yapı gibi noktalarda değerlendirilebileceğini ifade eden Bozoğlu, “Bölgede Ürünlerin ekonomiye tekrar kazanılmasında asfalt ya da dolgu maddesi olarak kullanılması konusunda noktalar belli. Bu atıkların doğrudan bir atık sahasına götürülmesi yeni problemleri de doğuracaktır. Bölgede yeni bir yapılaşma başlayacak yeni yollar yapılar yapılacak buralarda bu maddeler dönüştürülerek kullanılır hale gelecek.

Haberin Devamı

Öncelikle yıkıntılarda asbestin olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Bir de öncelikle atıklardaki demirin alınması çok önemli. Aynı zamanda elektronik atıklar da bulunuyor televizyonlardan çamaşır makinelerine kadar. Değerli maddelerin geri dönüşüme katılması bekli de depremzedeler için kaynak oluşturması da söz konusu” dedi.

Tam 100 milyon ton 2010 öncesi enkazlarda gizli tehlike

MOLOZLARDAN ÇIKAN DEĞERLİ MADDELER

İnşaat molozlarının içerisinde elektronik, demir gibi değerli ürünlerin bulunduğunu ifade eden Bozoğlu, “Burada mülkiyet sahiplerinin bir mülkiyet hakkı var. Mülkiyet hakkı içerisinde binalarda ekonomik değerleri olan elektronik atıklar var. Bu atıklardan bir gelir elde edilecekse mülkiyet sahiplerine bu gelirin aktarılması gerekiyor. İnşaatlarda kullanılan demirin de satışından gelirin depremzedenin hakkı olması gerekiyor. Kamu kurumları bina yıkım süreçlerinde ihaleye çıkıyorlar. Oradaki molozu yıkan firmanın alması durumunda herhangi bir ücret olmuyor. Yıkılmış olan binalarda da hakkın mülk sahiplerinde olması gerekir” ifadelerini kullandı.

MOLOZLARIN DÖNÜŞECEĞİ ALANLAR

Molozların değerlendirileceği alanlar: Dolgu malzemeleri, doğal taş malzemeleri, inşaat katkı ürünleri, doğal taş malzemeler, yollar, inşaat tekstil maddeleri.