Türkiye'deki organ nakliyle ilgili ilginç gerçek: İki yöntem var, dünyadakinin tersine işliyor!
Türkiye, organ nakli faaliyetleri için yeterli donanıma, deneyimli ekiplere sahip bir ülke. İki çeşit organ nakli olduğunu belirten Prof. Dr. Arzu Velioğlu, Türkiye'de kullanılan yöntemin, ABD ve birçok Avrupa ülkesine göre tam tersi işlemesine dikkat çekti.
Posta.com.tr/ Büşra Özbelli Organ nakli, organların görevlerini yapamaması ve vücuda zarar vermeye başlaması durumunda beyin ölümü gerçekleşmiş ya da canlı sağlıklı bir kişiden organın alınması ve hasta kişiye nakledilmesi işlemidir.
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Arzu Velioğlu, 'Nakli mümkün olan organlar; böbrekler, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince bağırsaktır. Bunların dışında kornea, kol, bacak, yüz ve rahim gibi dokuların da nakli yapılabilmektedir' dedi.
"Ben bir nefroloji uzmanıyım, o yüzden böbrek nakli hakkında bilgi vermem daha doğru olacaktır" diyen Prof. Dr. Arzu Velioğlu, "Böbrek nakli dünya genelinde 50 yılı aşkın süredir başarıyla sürdürülmektedir. Dünyada ilk başarılı böbrek nakli 1954 yılında ABD’de tek yumurta ikizi olan alıcı ve verici kullanılarak yapılmıştır. Ülkemizde ise ilk başarılı canlı böbrek nakli 3 Kasım 1975 yılında gerçekleştirilmiştir" ifadelerini kullandı.
TEKRARLAYAN BÖBREK TAŞLARINA DİKKAT
Prof. Dr. Arzu Velioğlu, kimlerin böbrek nakline ihtiyaç duyduğunu anlattı.
Kronik böbrek hastalığı tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kısaca böbrek fonksiyonlarının geri dönüşsüz ve ilerleyici bir şekilde bozulması olarak tanımlanabilir. Kronik böbrek hastalığına sebep olan en sık hastalıklar diyabetes mellitus (şeker hastalığı), hipertansiyon ve glomerulonefritlerdir. Bunların dışında doğuştan ya da genetik böbrek ve idrar yolu hastalıkları (polikistik böbrek hastalığı, vesikoureteral reflü gibi), inatçı tekrarlayan böbrek taşları ve böbrek enfeksiyonları da kronik böbrek hastalığına sebep olabilir.
"ERKEN EVRELERDE HASTAYA ANLATILMALI"
Yıllar içinde, kimi zaman yavaş yavaş, kimi zaman hızlı bir şekilde böbrek fonksiyonlarında bir azalma meydana gelebilir. Böbreklerimizin çalışma durumunu gösteren GFR olarak kısalttığımız glomerül filtrasyon hızı değeri 15 ml/dk değerinin altına düştüğünde hastalarımızda diyaliz tedavileri (hemodiyaliz ya da periton diyalizi) ya da böbrek nakli seçeneklerinden biri ile devam edilmesi gerekmektedir. Bu seçeneklerin böbrek yetmezliğinin daha erken evrelerinde hastaya anlatılması ve bu seçenekler için hazırlıkların yapılması gerekir. Sonuç olarak böbrek fonksiyonları azalmış, böbrek yetmezliği en ileri seviyeye ulaşmış kronik böbrek hastalarına böbrek nakli yapılması önerilmektedir.
Böbrek naklinin iki şekilde yapılabildiğini anlatan Prof. Dr. Arzu Velioğlu, 'Böbrek nakli diyaliz yöntemleri ile karşılaştırıldığında en iyi böbrek replasman tedavisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar böbrek nakli ile daha uzun yaşam süresi ve daha iyi hayat kalitesi sağlandığını göstermiştir. Böbrek nakli iki şekilde yapılabilir. Canlı vericiden ya da beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden. Canlıdan böbrek nakli 4. Derece akraba dahil yakınlarımızdan, eşlerimizden, etik kurul kararı ile tanıdıklarımızdan yapılabilir' diye konuştu.
"TÜRKİYE YETERLİ DONANIMA SAHİP"
"Türkiye’de organ nakli faaliyetleri için yeterli donanıma, deneyimli ekiplere sahip birçok organ nakli merkezi vardır" diyen Velioğlu, "Son 20 yılda ülkemizde yapılan böbrek nakli sayısı önemli bir artış göstermiştir. Ülkemizde yapılan böbrek nakillerinin %80’i canlı vericilerden, %20 si beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılmaktadır. İlginç olan bu rakamların ABD ve birçok Avrupa ülkesinde tam tersi olmasıdır. Ülkemiz canlıdan böbrek naklinde çok başarılı ve önde gelen bir ülkedir. Ancak beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılan böbrek naklinde son yıllarda bir artış sağlamaması, hatta pandemi ile birlikte organ bağışı sayılarda anlamlı bir azalma olması çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun asıl kaynağı organ bağışındaki yetersizliktir." ifadelerini kullandı.
Bu noktada önce “beyin ölümü” nedir? sorununa cevap aramak anlamlı olacaktır. Prof. Dr. Arzu Velioğlu, beyin ölümünün ne olduğunu anlattı.
Beyin ölümü kişinin tüm tıbbi müdahalelere rağmen beyin kanlanmasının durmasıdır. Bu kişiler solunum makinasına bağlıdır ve bir süre sonra hayati fonksiyonlar sonlanacaktır, yaşama dönmeleri asla mümkün olmayacaktır. Beyin ölümü tanısı kanunlarda belirtildiği şekilde, belli kriterlere ve testlere göre bir anezteziyoloji ve reanimasyon ya da yoğun bakım uzmanı ile bir nöroloji ya da beyin cerrahisi uzmanından oluşan bir kurul tarafından konulur. Beyin ölümü tanısı sonrası kişinin ailesiyle bağış görüşmesi yapılır.
AİLENİN ONAYI GEREKİYOR
Eğer aile olumlu yanıt verirse kişi medikal durumuna göre (altta yatan hastalık, enfeksiyon varlığı gibi) organ bağışçısı olur. Kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların kullanılmasına izin vermesi ve bunu belgelendirmesi organ bağışçısı olduğunu gösterir. Ancak ülkemizde sağlıklı iken organ bağışı belgesi olan kişilerin beyin ölümü sonrası aile bireylerinin izninin de alınması gerekmektedir, aile izni olmadan organ bağışçısı olarak kabul edilemezler. Bu durum birçok yabancı ülkede böyle değildir. Bu ülkelerde istisnalar dışında herkes organ bağışçısı kabul edilir.
Beyin ölümü sonrası aile onayı alındıktan sonra ne olur?
Prof. Dr. Arzu Velioğlu, "Aile onayı alınmış beyin ölümü vakası Sağlık Bakanlığı organ nakli koordinasyon merkezine bildirilir. Bu merkez aracılığıyla en kısa sürede en uygun hastaya adaletli bir şekilde bağışlanan organ/organların ulaştırılması ve nakledilmesi sağlanabilmektedir. Böbrek nakli operasyonu böbrek naklinde deneyimli bir cerrahi ekip tarafından gerçekleştirilir. Vericiden çıkartılan böbreğin damarları ve idrar yolu alıcının damarlarına ve mesanesi ile birleştirilir. Operasyon sırasında bile hemen idrar gelebildiği gibi özellikle uzun süre bekleyen organların nakli sonrasında ilk bir-iki haftaya kadar idrar başlaması gecikebilir.
ÖMÜR BOYU KULLANILMASI GEREKEN İLAÇ
Nakil zamanı daha yüksek dozlarda olmak üzere hastalar olası bir red reaksiyonunu önlemek için ömür boyu nefroloji uzmanları tarafından önerilen bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmak zorundadırlar. Her ne kadar böbrek nakli zor bir süreç olsa da hastalar kısa sürede normal hayatlarına dönebilirler. İlaçlarını düzenli kullanarak ve doktorların önerdiği takiplerine gelerek daha uzun, daha sağlıklı bir hayat geçirebilirler. Çalışabilirler, seyahat edebilirler" dedi.
"BEKLEME LİSTESİNİN ERİMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
"Ülkemizde organ nakli nasıl artırılır?" sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Arzu Velioğlu, "2022 yılı verilerine göre ülkemizde 60.000 üzerinde diyaliz hastası bulunmakla beraber ulusal böbrek nakli bekleme listesinde yaklaşık 20.000’nin üzerinde hasta kayıtlı olarak beklemektedir. Ülkemizde yıllık yaklaşık 3000 nakil yapılmakta, ancak nerdeyse %80-90 canlı vericili nakil yapıldığı için bu koşullarda bekleme listesinin erimesi mümkün değildir. Canlı vericisi olmayan hastalar uzun yıllar boyunca bekleyebilmektedir. Böbrek nakli sayısını artırmak için yapılması gereken organ bağışı sayısının artırılmasıdır. O yüzden her yıl 3-9 Kasım arası “Organ Bağışı Haftası” olarak kutlanmakta ve farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Bununla beraber asıl yapılması gereken organ bağışçısı olma fikrinin tüm topluma yılın her günü hatırlatılması gerekir. Hepimiz bir gün kendimizi organ bekleyen bir böbrek hastası, bir karaciğer hastası, bir kalp hastası veya bir akciğer hastası olarak bulabiliriz." diye konuştu.
ÇAPRAZ NAKİL NEDİR?
Çapraz nakil ile bazen 3-4 hastanın nakil olma şansı bulduğunu söyleyen Prof. Dr. Arzu Velioğlu, "Böbrek nakli sayısının artırılmasındaki diğer bir yol kendisine uygun olmayan canlı vericisi olan hastalarda (kan grubu uyumsuzluğu ya da immünolojik uyumsuzluk nedeniyle) çapraz nakil yoluyla başka bir hastanın vericisiyle değiştirilmesidir. Bu nakiller ülkemizde de başarıyla hem böbrek naklinde hem de karaciğer naklinde yapılabilmektedir. Çapraz nakil ile çoğunlukla 2, bazen 3-4 hasta nakil olma şansı bulabilir. Çapraz nakil kurallara uygun yapıldığı zaman nakil sayılarının artırılmasına katkı sunan bir vericili nakil şeklidir." ifadelerini kullandı.
HERKESİ ORGAN BAĞIŞÇISI OLMAYA DAVET EDİYORUM
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Arzu Velioğlu, son olarak böbrek nakli ekibinden bahsetti.
Deneyimli organ nakli cerrahı ve nefroloji uzmanı dışında organ nakli koordinatörlerimiz her zaman büyük özveri ile bizimle birlikte çalışmaktadırlar. Üroloji uzmanları immünoloji uzmanları, anestezi ve yoğun bakım uzmanları ve daha birçok hekim ve sağlık çalışanı bu süreçte büyük emek harcayarak bu kutsal görevin bir parçası olurlar. Herkesi organ bağışçısı olmaya, daha önemlisi bu kararlarını mutlaka aile bireyleri ile paylaşmaya davet ediyorum. Bu konuda daha fazla bilgi almak ya da organ bağışçısı olmak isteyen kişiler en yakın organ nakli merkezine başvurabilirler.
- Merkez Bankası rezervleri açıklandı
- Market poşeti zamlanacak mı? Komisyon toplantısı yapıldı
- FAİZ KARARI AÇIKLANDI! Merkez Bankası merakla beklenen duyuruyu yaptı
- Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarı faaliyete geçti! Cevdet Yılmaz: Tarihi bir adıma daha şahitlik ettik
- Bakan Uraloğlu’ndan ‘kış lastiği’ uyarısı! Bu tarihten itibaren zorunlu