Ukraynalı kadın dehşeti anlattı: Savaş 5 yaşındaki Timur’u bu hale getirdi
Ukrayna’nın Mariupol kentinde mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdüren Natalliya Kramanrenko’nun hayatı, 24 Şubat sabahı bomba sesleriyle kabusa dönüştü. Kramanrenko’nın 5 yaşındaki torunu Timur, yaşadığı travmayı hala unutamadı ve korkunç savaşın izlerini taşımaya devam ediyor. Savaş başlamadan önce kızı ve torunuyla lüks içinde yaşayan Kramanrenko, “Savaşın ortasında günlerce aç kaldık. Koskoca bir şehir gözlerimizin önünde yok oldu” diyerek yaşadıklarını Posta.com.tr’ye anlattı.
Elif BAYRAM / Posta.com.tr - Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle başlayan ve yaklaşık bir yıldır devam eden savaşta, ülkelerinden kaçmak zorunda kalan Ukraynalı kadın ve çocukların yaşadıkları travmalar savaşın korkunç yüzünü ortaya koyuyor.
Kızı ve torunuyla Mariupol’da lüks içinde yaşayan 52 yaşındaki Natalliya Kramanrenko’nın hayatı 24 Şubat’ta tamamen değişti. Çatışmalar şiddetlenip silah sesleri evlerine kadar gelince korkarak evlerinin alt katına sığındılar. Yan apartmanları bombalanınca yıkılan duvarlardan sığınak oluşturdular. Kramanrenko, “Ölümle yaşam arasında yıkılan o duvarlar bazılarımıza mezar, bazılarımıza da hayatta kalma yolu oldu” diyerek o anları anlattı.
‘YAŞAM ÜÇGENİ KURALINI SAVAŞTA KULLANMAK ZORUNDA KALDIK’
Savaş başladığında yaşadığı şoku anlatan Kramanrenko, "05.30’da korkunç bir patlama sesiyle uyandık. Torunum Timur sıçrayarak yatağından düştü. Ne olduğunu anlayamadan pencereden dumanlar yükselmeye başladı. Daha sonra patlama sesleri artmaya devam etti. Yan apartmana bomba düştüğü zaman, bina çökünce onlarca insan oracıktı öldü. Bu olayı yaşadıktan sonra ağlayarak ne yapacağımızı düşünmeye başladık. Mecburen 2 apartman arasında kendimize bir sığınak oluşturduk. Deprem sırasında hayatta kalmak için kullanılan ‘Yaşam Üçgeni’ kuralını biz savaşta kullanmak zorunda kaldık. Yan apartmandan evimize düşen duvarlar ve oluşan boşluklar bizim hayat üçgeni dediğimiz alanlardı” dedi.
Bir süre oluşturdukları güvenli alanda kaldılar. Günlerce dışarı çıkamadıkları için yiyecek hiçbir şeyleri kalmamıştı. Natalliya Kramanrenko, bomba sesleri azalmaya başlayınca komşusuyla birlikte yiyecek bir şeyler bulmak için dışarı çıktı.
‘BİZ AÇ KALALIM AMA BİZİ BIRAKIP GİTME’
Birkaç gün önce birlikte Mariupol’da oturup kahve içtikleri restoranın önünü insan cesetleriyle doluydu. Sokaklarda yanmış tanklar, yıkılmış binalar ve devrilmiş ağaçlar korku filmini andırıyordu. Bu sırada peş peşe patlama sesi duydular. Önlerine çıkan ilk apartmana saklandılar. Bu korkunç anın bir an önce bitmesini istiyorlardı.
O anları, “Aklıma hemen kızım ve torunum geldi. Acaba bizim evimizde mi yıkılmıştı? Ya onlara bir şey olduysa? diye sokakta kalakaldım” diyerek anlatan Kramanrenko, “Eve geldiğimde kızım ve torunum beni görünce sarılıp ağlamaya başladılar. Biz aç kalalım ama lütfen bir daha bizi bırakıp gitme. Yiyecek hiçbir şeyimiz olmasa da sen yanımızda ol, diyerek saatlerce ağladılar. Gerçekten de yaşadığımız olayın etkisiyle, günlerce sadece ekmek yiyerek o küçücük yerde bekledik. Bu şekilde 23 gün Mariupol’da kaldık” dedi.
‘SAVAŞTA HER ŞEYİ YAŞADIK’
Natalliya Kramanrenko savaşta yaşadıkları korku dolu anları şu sözlerle anlatıyor:
“Ukrayna’da savaşta her şeyi yaşadık. Caddelerde birbirlerine sarılarak ölen anne ve çocukları gördüm. Binaların gözlerimizin önünde yıkılmasına tanık oldum. Bütün bunlar çok acı şeyler. Ya bu cehennemde ölecektik. Ya da bir şekilde kaçıp kurtulacaktık. Bir yanda yıllarca aklıma kazınmış güzel Mariupol şehri. Şimdi ise her şey korkunç bir şekilde iç içeydi. Kırık dökük araçlar, yıkılmış binalar, yok olmuş yanmış ağaçlar ve onlarca insan cesedi. Savaşta yaşadıklarımı sürekli rüyamda görüyorum, ağlayarak uyanıyorum. Ama düşünün ki bu korkunç kabusun gerçeğini de yaşadım ve o anları hiçbir zaman unutamayacağım.”
Patlamaların şiddeti artmaya başlayınca, Kramanrenko kızıyla birlikte korku içinde ne yapacaklarını düşünmeye başlamış. Kızı Irina bir arkadaşından yardım istemiş. Sokağa çıkma yasağına 1 saat kala hızlıca kaçış planı yapmışlar.
‘YARIN BU BÖLGE BOMBALANACAK EVLERİNİZİ BOŞALTIN’
Korku ve panik içinde kızıyla birlikte eşyalarını toplamaya başlayan Kramanrenko, “Saat 18.00’da sokağa çıkma yasağı başlıyordu. ‘Yarın bu bölge bombalanacak. Evlerinizi boşaltın’ diye bir haber geldi. Sorup soruşturduk. Bir komşumuzun arabasında yer vardı. Saat 17.00’de hızlıca arabaya bindik. Bir saat sonra sokağa çıkma yasağı başlayacaktı. Son hızla Mariupol’dan çıkmayı başardık.
Geceyi bir köyde geçirdik. Bomba sesleri kaldığımız köye kadar geliyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla şehrin diğer ucuna geldik. Mariupol’dan çıkmıştık ama savaş bölgesinden çıkamamıştık. Her yerde tanklar vardı, korkunç bir görüntüydü. Mariupol Rusya’nın doğu tarafında yer aldığı için, doğuya doğru ilerleyerek Rusya sınırını geçtik. Rusya’dan Batum’a 12 günde geçtik” dedi.
‘RUS ORDUSU SİVİLLERİN TELEFONUNA EL KOYUP HER ŞEYİ SİLİYORDU’
Yol boyunca Rus askerleriyle karşılaştıklarını ve korku dolu anlar yaşadıklarını belirten Kramanrenko, “Rus askerleri her yerde bizi durduruyordu. Telefonlarımıza bakıyorlardı. Mariupol şehirden kaçarken bütün savaş fotoğraflarını telefonlarımızdan silmek zorunda kaldık. Çünkü kontrol için arabaları durduran Rus ordusu fotoğrafları görünce telefonları kırıyordu. Bu görüntüleri gördükleri insanların geçmesine izin vermiyorlardı. Rus ordusu savaş bölgesinden çıkmaya çalışan sivillerin, telefonlarına el koyup, fotoğraf belge, video, belge ne var ne yok bütün her şeyi siliyordu” diye konuştu.
Yolculuklarının 12 gün sürdüğünü belirten Kramanrenko, yaşadıkları yorucu ve zorlu yolculuğu şöyle özetledi:
“Sonunda Batum’a ulaşmıştık. 12 gün içinde yolda bütün nakit paramız bitmişti. Gürcistan’da sadece kredi kartı kullanmaya başladık. Çünkü aç kalmıştık. Çok zorlu bir süreçti bizim için. Gürcistan’dan da Türkiye sınırına geldik. İstanbul üzerinden İzmir’e geçtik. Daha sonra da Aydın Kuşadası’na ulaştık”
Eski günlerinin geride kaldığını ve savaş sürecinin kendisini değiştirdiğini söyleyen Kramanrenko, Kuşadası’nda yeni bir hayata başladıklarını söyleleyerek, “Kuşadası bizim için yeni bir umut oldu. Kızım ve torunumla en baştan bir hayata başladık. Kuşadası’nda önce bir otelde kaldık. Daha sonra küçük bir ev tuttuk. Şimdi banka da biraz paramız var ama bitmek üzere. Burada Kuşadası Yabancılar Derneği bize çok yardım etti. Giysi ve gıda yardımı yaptılar. Bundan sonra ne olacak bilmiyoruz” dedi.
‘RUS FÜZESİ EVLERİNE İSABET ETTİ, ANNESİNİN YAŞADIĞINI TESADÜFEN ÖĞRENDİ’
Yaklaşık bir yıldır devam eden savaştan dolayı ağır bir dönemden geçtiklerini hatırlatan Kramanrenko, “Kızım Ukrayna’da bir aksesuar tasarımcısıydı. Ukrayna’da bir atölye dükkanımız vardı. Orada sanat ürünleri ve hediyelik eşyalar yapıyordu. O atölye de bombalandı. Evimiz ve atölye aynı binadaydı. Bize haber geldiği o gece Mariupol’a yoğun bir saldırı düzenlenmiş. Rusya’nın füze saldırıları sonucunda o gece apartmanımıza 9 füze girmiş. 2 dairemiz ve iş yerimiz olan atölyemiz yok olmuş. Oradan kalan arkadaşlarımız ağlayarak anlattı. Ben annemden 2 ay haber alamadım. Öldüğünü düşünüyordum. Her gün ağlıyordum. Daha sonra annemin yaşadığını ve yaralı olarak kurtulduğunu tesadüfen öğrendim. 2 ay sonra bu güzel haberi alınca ne yapacağımı bilemedim. Her zaman umut vardır. Şu an orada hastane olmasa da arkadaşlarım anneme bakıyor. Onu tekrar görmeyi çok istiyorum. Eski güzel günlerimi çok özlüyorum” diye konuştu.
‘SAVAŞIN İZLERİNİ TAŞIYAN TİMUR, BOMBA SESLERİNİ UNUTAMIYOR’
Yaklaşık bir senedir devam eden Rusya Ukrayna savaşı binlerce çocuğun hayatını değiştirdi. Savaşın izlerini taşıyan Ukraynalı çocuklardan biri de 5 yaşındaki Timur. Timur oyuncaklarını, en sevdiği çizgi filmleri, arkadaşlarıyla oyun oynamayı düşünmesi gereken yaşta savaşa tanık oldu ve yaşadığı travmayı hala unutamadı.
Annesiyle her gece uyumadan önce oyun oynayan Timur, o gece yine annesiyle birlikte oyunlar oynadı. Her zamanki gülerek evin içinde koşup eğleniyordu. Kısa bir sohbetten sonra annesi “İyi geceler” deyip ışığı kapattı ve Timur huzurlu bir şekilde uykuya daldı.
Timur 24 Şubat sabahı 05.30’da korkunç bir patlama sesiyle uyandı. Sıçrayarak yatağından düştü. Her yer savaş alanına dönmüştü. Yıkılan duvarlar evlerinin içindeydi. Timur korkudan bayıldı ve o günden sonra uzun bir süre ne konuşabildi ne de yürüyebildi. Savaşın izlerini taşıyan Timur, bomba seslerini unutamıyor ve herhangi bir ses duyduğunda irkilerek o anları yaşamaya devam ediyor.
Natalliya Kramanrenko torunu Timur’un savaşın izlerini hala taşıdığını belirterek, “Torunum Timur 5 yaşında küçücük bir çocuk…Savaşta psikolojik travma yaşadığı için sürekli devam eden tikleri ortaya çıktı. Timur’un bu yaşta oyun oynaması, koşması eğlenmesi gerekirdi. Oysa o savaştan sonra, sürekli korkma ve panik halinde sıçrıyor. Savaşta yaşadıkları ve gördükleri onu bu hale getirdi. Timur’a hem Ukrayna’dan online psikologlar yardım etmek istedi hem de Kuşadası Yabancılar Derneği Türkiye’de psikolog ayarladı. Timur ilk Türkiye’ye geldiğinde yürüyemiyordu bile. Annesi sürekli kucağında gezdiriyordu. Şimdi yürüyebiliyor ama tikleri hala devam ediyor. Savaşın sona ermesini ve onun huzurlu bir ortamda büyümeyi istiyorum” dedi.
Savaşın her iki tarafı da sayısız kayıplar verirken, binlerce insanın hayatı değişmeye devam ediyor. Türkiye bir yandan Rusya-Ukrayna savaşının sonlanması için çaba gösterirken, şimdi de çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve yaralılar için ‘insani koridor’ açılması konusu devreye giriyor.
Gelinen noktada, ‘insani koridorun’ İstanbul üzerinden açılması öneriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘insani koridor’ açılması için, önümüzdeki süreçte, Rusya lideri Vladimir Putin ve Ukrayna lideri Volodimir Zelenski ile görüşmesi bekleniyor. Bu öneri kabul edilirse, İstanbul’da çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve yaralılar için ‘insani koridor’ oluşturulacak.