Sessiz bir düşman olarak kabul edilen osteoporoz, kemiklerin yoğunluğunu kaybederek zayıflamasına ve kırılgan hale gelmesine neden olan yaygın bir hastalıktır. Erken teşhis edilmediğinde yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Düşük kemik yoğunluğu, beklenmedik kırık riskini artırırken, günlük aktivitelerde bile ciddi sorunlara yol açabilir. Doktor Öğretim Üyesi Şahin Karalar; osteoporoz hastalığının sonuçlarını, risk altındaki kişileri ve kemiklerin kuvvetlendirilmesi için yapılabilecekleri açıklıyor.
Kemik erimesinin kişinin yaşam kalitesini bozan, insan sağlığını tehdit eden bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, "Kemik erimesi sinsi bir hastalıktır ve erken dönemde hiçbir klinik bulgu vermez. Genellikle kazalara bağlı küçük travmalar sonrası kırıkların oluşması ile kendini gösterir" dedi.
Prof. Dr. Zeynep Cantürk, Türkiye’de 50 yaş üzerindeki her 4 kişiden birinde görülen kemik erimesinin, çocuklukta ortaya çıktığını ve önlenebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Cantürk, “Günümüzde artık kemik erimesinin çocuklukta ortaya çıkan çocuk hastalığı olduğu ancak erişkin yaşta kendini belli ettiği, erişkin yaşta klinik olarak görüldüğü anlaşılmış durumda. Biz bu hastalığı önleyebiliriz” dedi.
Aşırı zayıf, hareketsiz bir yaşam tarzına sahip ve kortizon kullanmış kişilerin kemik erimesi açısından risk altında olduğunu vurgulayan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Tutal, “Kemik erimesi omurlarda, el bileğinde ve kalça kemiğinde kırılmalara yol açarak sakatlıklara, hatta ölümlere yol açabilir” dedi.