Alim, dilimize Arapçadan girmiştir ve geniş bir kullanım alanına sahiptir. Arapça kökenli bir sözcük olan alim, hem isim hem de sıfat olarak; çok bilen, bilge ya da ilim sahibi anlamlarında kullanılır. Alim nedir ve alim kime denir, Posta.com.tr okuyucuları için ayrıntıları ile derledik.
Alim, çok bilen, bilge, ilim sahibi demektir. Alim kelimesinin kökeni Arapça olarak karşımıza çıkar. Alim kelimesi, İslamiyet'te de sıkça karşımıza çıkar. Biz de Posta.com.tr okuyucuları için "alim" kelimlesinin TDK sözlüğüne göre anlamını; ilim (bilim) ve alim arasındaki ilişkiyi, İslamiyette alim kavramını ve ünlü Türk alimlerini araştırdık.
ALİM NEDİR?
Alim kelimesi genellikle günlük konuşma dilinde bilgili kimseleri tanımlamak için kullanılır. Sıfat olarak kullanımına konuşma dilinde genel olarak rastlanmaz. İsim olarak kullanıldığı zaman alim bilgin ya da bilge anlamlarına gelen bir kelime olur. Arapça kökenli bir sözcük olan alim sözcüğü Türkçemize Arapça dilinden gelmiştir. Buna rağmen çok sık kullanıldığı için alim kelimesi Türkçemize yerleşmiş bir sözcük olarak kabul edilir. Anlamını bilerek cümle içinde kullanmak ya da kullanıldığı zaman anlamak daha kolay olur. Eğer bilmediğiniz kelimeler olursa internetten araştırarak hem kelime kökenine hem de kelimenin anlamına kolaylıkla erişim sağlayabilirsiniz.
ALİM NE DEMEK TDK?
Alim kelimesi ilim kökünden gelir ve hem isim hem de sıfat olarak kullanılır. Ayrıca Alim, Allah'ın (CC) 9 isminden biri olması nedeniyle de önemli bir yere sahiptir. Tarihte sık sık kaynaklarda ya da yazılı belgelerde de alim kelimesi ile karşılaşmak mümkündür. Arapça bir kökeni olan alim kelimesi Türkçeye Arapçadan gelmiştir. Alim, bilgin ya da bilgisi olan, konusunda uzmanlaşmış kişi anlamındadır. Alim, ülkemizde erkek ismi olarak da tercih edilebilir. İsim anlamında kullanıldığında da yine bilgin ya da çok okumuş anlamlarına gelmektedir.
ALİM KİME DENİR?
Birine alim denmesi için konusunda uzmanlaşmış ve çok bilgili kimse olması gerekir. Alim, hem dünya hem de ahiret hayatına dair her şeyi bilen, ilim sahibi kimselere verilen bir isimdir. Çok okumuş ve her konuda bilgisi olan, her şeyi bilen kişilere alim denmesi doğru kabul edilir. Alimlerin bilgisi hem ilimi hem de manevi bilgileri kapsar. Bilimsel bilginin yanı sıra dini bilgisi de kuvvetli olan kişilerdir. Alim olmak için bilgin ya da bilgili olmak gerekmektedir.
İSLAMİYETTE ÂLİM KAVRAMI
Alim kelimesi, İslamiyet'te de sıkça karşımıza çıkar. Allah'ın yarattığını (tabiatı) okumakla elde edilen bilgi de ilim olarak kabul edilir. Kur'an-ı Kerim'in cümleleri birer ayet ise, tabiattaki her varlık da bir ayet olarak tanımlanır. Onları okumakla edinilen bilgi ilim; bu bilgiye sahip olan ise "âlim" olarak nitelendirilir.
BİLİME YÖN VEREN 7 BÜYÜK İSLAM ALİMİ
- Câbir Bin Hayyân (720-815) - Modern kimyanın kurucularından
- Harezmî (780-850) - Matematik ilminin aktarıcılarından
- Farabî (873-950) - Antik felsefenin otoritesi Aristotales'ten sonra ikinci öğretmen unvanını alan ancak ilmi Müslüman alimlerce halen bir miktar tartışmalı olan felsefeci
- Bîrûnî (973-1061) - Matematik, astronomi ve coğrafya alanındaki incelemeleri ile ünlü bilim insanı. 11. asrın isim babası; "Bîrûnî Asrı"
- İbn-i Sînâ (980 – 1037) - Tabiperin üstadı olarak anılır. "el-Kanun fî’t-Tıbb" kitabı Avrupa’da 600 sene kaynak tıp kitabı olarak okutulmuştur.
- Cezerî (1136-1206) - Bilgisayarın temeli olan sibernetiğin kurucusu olarak bilinir. (Sibernetik: Haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama ilmi)
- Uluğ Bey (1394-1449) - Batılı bilim adamları tarafından kendisine "15. asrın astronomu" unvanı verilmiştir.
Bunların yanı sıra önemli buluşları ile tanınan ünlü Türk alimleri de vardır. Bu Türk alimleri arasında en bilinenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Evliya Çelebi
- Kâtip Çelebi
- El-Kindî
- Harezmi
- İbn-i Firnas
- Cezeri
- Gazali
- Farabi
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!
- Mağaradaki 86 bin yıllık yaşam Milliyet Arkeoloji'de