Kültür - SanatKuşakları aşan bir aşkın hikâyesi Mira'nın Kırmızı Defteri

Kuşakları aşan bir aşkın hikâyesi Mira'nın Kırmızı Defteri

Paylaş
Kuşakları aşan bir aşkın hikâyesi Mira'nın Kırmızı Defteri

Tarihin, unutulmuş bir defterde yeniden canlandığı Mira’nın Kırmızı Defteri’nde İstanbul’un değişen sokaklarında yolları kesişen Şahika ve Zeynep’in hikâyesine tanık oluyoruz. Yaşadıkları dönemler farklı olsa da içlerindeki mücadele ve arayış aynı olan iki kadının, kuşaklar arası yolculuğa davet eden hikâyesi, hem kişisel hem toplumsal hafızamıza ışık tutuyor.

Yeşim Çağla Ural’ın ustalıkla kaleme aldığı dördüncü romanı “Mira’nın Kırmızı Defteri” okuyucularıyla buluştu. Geçmişten süregelen içsel çatışmaları, toplumsal dinamiklerle harmanlayarak anlatan kitap, 1950’li yılların Türkiye’sine dair birçok tarihi ve toplumsal gerçekliği de ortaya koyuyor. İstanbul’un değişen sokaklarında yolları kesişen Şahika ve Zeynep’in hikâyesini anlatan kitap, geçmiş ve günümüz arasında köprü kuruyor.

Haberin Devamı

Romanın ilham kaynağı neydi?

Yaşanmış gerçek hikâyelerden ilham almayı seviyorum. Anneannemin ve annemin gençlik yıllarında tanıklık ettiği olaylar, romanın oluşum sürecinde önemli rol oynadı. Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları ve 1960 Beyazıt Talebe olayları gibi tarihimizde iz bırakan olayları, büyük bir aşk hikâyesiyle harmanlamaya karar verdim.

KADIN DAYANIŞMASI

İki farklı kuşakta yaşayan kadınları merkeze alırken neyi hedeflediniz?

Zeynep ve anneannesi Şahika, farklı nedenlerden dolayı anne hasreti ile büyüyor ve bu eksikliği çocuklarına sevgiyle tamamlamayı hayal ediyorlar. Kadın dayanışmasını vurgulamak için, fil sürülerinde görülen anaerkil düzeni metafor olarak kullandım. Fil topluluklarında dişiler, yavruların bakımını birlikte üstlenir. Romanımda da kadınların birbirine destek olması önemli bir tema.

Haberin Devamı

Tarihi olayları hikâyeye yedirirken nasıl bir yöntem izlediniz?

Yakın tarihimizde pek çok toplumsal olay var. Hikâyeyi yazarken kendimi Zeynep’in yerine koyarak başladım. Küçük yaşta büyüklerimizden dinlediğimiz hikâyeler, zamanla zihnimizde yankılanır. Bu anlatımları, akademik kaynaklarla ve arşivlerden yaptığım araştırmalarla destekledim. Tarihi olayları bir romana yansıtmanın en etkileyici yolu, onları görgü tanıklarının duygularıyla harmanlamaktır.m Tarihi roman yazma süreciniz nasıl ilerliyor?En zor ve uzun süreç, araştırma kısmı. Hikâyeye eklemek istediğim tarihi olayları belirledikten sonra, bunların karakterler üzerindeki etkisini düşünüyorum. Ulusal ve uluslararası gazete arşivleri, röportajlar, akademik kaynaklar ve video kayıtlarına ulaşarak detaylı bir araştırma yapıyorum. Ancak tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra yazmaya başlıyorum.

‘ANNELİK’ KAVRAMI ÜZERİNE

Romanlarınızdaki güçlü kadın karakterler nasıl şekilleniyor?

Güçlü kadın, hedefi ne olursa olsun onun peşinden giden kadındır. Romanlarımda bazen vatansever bir mücadeleciyi, bazen aşkı için her şeyi göze alan bir kadını, bazen de çocuklarını korumaya çalışan bir anneyi anlatıyorum. Mira’nın Kırmızı Defteri’nde annelik kavramını iki farklı yönden işledim. Bazen anneler yol gösterici olurken, bazen de hatalarıyla kızlarına ders verir.

Haberin Devamı

Okuyucuların kitaptan nasıl bir duygu ile ayrılmasını istiyorsunuz?

Öncelikle, aşk hikâyesinin yüreklerde hissedilmesini diliyorum. Aynı zamanda, işlediğim toplumsal olayların insan hayatı üzerindeki etkilerini düşündürmesini istiyorum. Kitabı bitirenlerin, “Bazen yanlış zamanda yanlış yerde olmak tüm yaşamımızı değiştirebilir” diyeceklerine inanıyorum.