Benim kuşağım her ilişkide hâlâ derinlik arıyor

Ödüllü oyuncu Begüm Akkaya, aşk dahil tüm duyguların yozlaştığı söylemine katıldığını belirtiyor ve "Özellikle pandemiden sonra herkes o kadar yalnızlaştı ve dijital dönüşüm o kadar hızlı yaşandı ki... Genele bakınca herkes çok yüzeysel ve çok paketinde gibi geliyor bana" diyor.
OYA ÇINAR Röportajı / Fotoğraflar: OZAN GÜZELCE
Genç yaşına rağmen hem yurt dışındaki festivallerden hem de Türkiye’den aldığı pek çok ödülün sahibi. Yetenekli oyuncu Begüm Akkaya’yı ilerleyen günlerde Barış Arduç ve Hande Erçel ile birlikte yeni bir dizide izleyeceğiz. Buluştuk; hem hayata bakışını ve kişisel yolculuğunu hem de gündemdeki sektöre yönelik haksız rekabet tartışmalarına kadar her şeyi konuştuk.
AŞKIN BALANS AYARI OLMALI ATEŞİ DE DENGESİ DE OLMALI
Begüm, “Aldığım ödüller ayağıma dolanıyor” demişsin. İlginç buldum bu ifadeni. Bunu biraz açar mısın?
Kendimle, iç dünyamla ilgili tamamen. Ödül almak çok güzel ama ödül aldıkça insan kendine hata payı bırakmıyor. Oysa o kadar hata yapma hakkımız var ki… Aslında ödüller onore edici, ‘yaptığın işi iyi yapıyorsun devam et’ anlamına geliyor ama çok erken yaşta bu ödülleri aldığım için bende çok büyük bir sorumluluk ve sanki sıfır hatayla ilerlemeliymişim gibi bir his yaratmıştı.
İlk ödülünü kaç yaşında almıştın?
Yirmilerimin başında, ‘Kuma’ filmiyle, Kiev Film Festivali’nden En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almıştım, bir de Filedelfiya’dan jüri özel ödülü almıştım.
Konservatuarlı bir oyuncusun. Nereye gideceğini bilen o çocuklardan mıydın?
Ben biraz içime kapalı bir çocuktum, annem ben açılayım diye 13-15 yaş arasında Müjdat Gezen’in tiyatro kursuna göndermişti beni. Ama öncesinde baskete, resim kursuna yolladı, olmadı. En son tiyatroya bir gün ayağım kırık olmasına rağmen gittiğimi görünce annemde de bende de bir aydınlanma oldu. (Gülüyor)
HERKES BİZİ SEVİYORSA BİZDE BİR SORUN VARDIR
Reddedilme korkun varmış eskiden. Tamamen aştın mı yoksa aynı duyguda mısın?
Onay beklentisi çok kötü bir şey. En basit bir şey bile olabilir; bir şakama gülünmemiş bile olabilir… (Gülüyor) Bunlar beni eskiden çok demoralize ederdi. Artık aştığımı düşünüyorum. Hatta aksine, herkes bizi sevmesin, herkes bizi çok seviyorsa orada bir sorun vardır diye düşünüyorum.
Çocukluğunda onayını en beklediğin insan kimdi?
Rahmetli babamdı.
Nasıl bir ailede büyüdün? Nasıl bir çocukluktu seninki?
Hüzünlü ve kalbi kırık bir çocukluk geçirdim. Annem ve babam çok genç yaşta ayrıldıkları ve şu anki ebeveynlerin bilinci o dönemde olmadığı için onların aralarındaki sorunlardan ben de nasibimi fazlaca aldım. Onlar birbirinden ayrılırken sadece birbirlerinden boşandıklarını, benden boşanmadıklarını unuttular. Ama bunun dışında sevgiyle büyüdüm. Özellikle annem tarafından sevildiğimi hep hissettim. Rahmetli babamın da çok sevdiğini başkalarından duydum ama kendim çok yaşayamadım bunu maalesef.
Aşkı nasıl tarif ediyorsun?
Ne kadar zor soru. Tek bir şey değil de her şey gibi, çok kapsayıcı bir enerji bence.
Aşık olduğunu, ateşin bacayı sardığını nasıl anlarsın?
Uzun zamandır unutmuştum. Yeni yeni hatırlıyorum… Hayat enerjim yükseliyor. O günümü film gibi yaşıyorum; müzik açıyorum, şarkı söylüyorum. Her şeye bir güzellik filtresi geliyor. Renkler canlanıyor. Her şey pırıl pırıl görünüyor.
HEMCİNSİM OLAN BİR OYUNCUNUN MARUZ KALDIĞI DURUMU ÇOK ÇİRKİN BULUYORUM ÖZEL HAYAT KİMSEYİ İLGİLENDİRMEZ
Mevcut sektör tartışmalarıyla ilgili ne düşünüyorsun? Haksız rekabet eleştirileri ve özellikle Serenay Sarıkaya’ya yönelik özel hayat tartışmaları devam ediyor…
Hemcinsim bir oyuncunun böyle bir süreçten geçmesini, buna maruz kalmasını çirkin ve ahlak dışı buluyorum. Büyük bir haksızlık. İşin diğer yanı bambaşka bir tartışma konusu ama her şey birbirine karıştırılıyor. Konuşulması gerekenler bambaşka konular. Özel hayat kimseyi ilgilendirmez.
HER İŞİN ZORLUKLARI VAR AMA BEN SAVAŞÇIYIM
Çok zorlandığın şeyler oldu mu bu yolda yürürken?
Her işte olduğu gibi bu işin de zorlukları var. Çoğu arkadaşım sektörün şartları yüzünden ya da belki özel sebeplere küsüp bırakabiliyorlar ama ben biraz savaşçıyım. Bırakmaya niyetim yok.
“Ekranda pek çok yeteneksiz isim sırf güzel diye kendine yer buluyor” fikrine katılıyor musun?
O insan oradaysa illa ki bir şey vardır; ya aurası vardır, ya bir tılsımı vardır… Oyun kabiliyeti sınırlı olabilir belki ama demek ki bir şey olmuş ve biz onu orada izliyoruz. Ben o yüzden acımasız bir yerden bakmıyorum buna.
Konservatuarlı olduğun için bu konuya daha katı bakabileceğini düşünmüştüm…
Aksine, ben bazen okulun da insanı köreltebileceğini düşünüyorum. Konservatuardayken çok kalp kırıcı şeyler yaşadım
Nasıl mesela?
Benim okul serüvenim zor geçti. O dönemde dizide oynamaya hoş bakılmıyordu okulumda. Ben ‘Kapalıçarşı’ da oynamaya başlamıştım. Sırf bu yüzden uzun bir süre bölüm başkanım tarafından yok sayıldım. 18 yaşındayım, nerede olduğumu yeni keşfetmeye çalışıyorum ama herkesi sayan herkesin saygı duyduğu o hocamız tarafından görmezden geliniyorum... Bu korkunç bir şeydi. Psikolojik olarak beni çok yıpratmıştı.
Şimdi de yeni bir dizinin çekimlerine devam ediyorsun… Barış Arduç ve Hande Erçel gibi isimlerle. Bu kez nasıl bir rolde izleyeceğiz seni?
Beren karakterindeyim. Keyifli ve güzel bir romantik komedi ama çekimler devam ettiği için şimdilik ondan ayrıntılı bahsetmeyeyim.
BENİM KUŞAĞIM HER İLİŞKİDE DERİNLİK ARIYOR HÂLÂ
Tepede mi yaşarsın duygularını yoksa daha sakin misindir?
Sanırım biraz zamanla da ilgili, 20’lerde aşırı coşkuluydum. Her şeyi aşk gibi tanımlayabiliyordum, şimdi daha dengede olan şeyler beni çekmeye başladı. O ateş olmalı tabii ki ama dinginlik de olmalı. O balans ayarı mutlaka olmalı.
Aşk dahil tüm duyguların, ilişkilerin yozlaştığını söyleyenlere katılıyor musun?
Maalesef bu gerçek bence. Özellikle pandemiden sonra herkes o kadar yalnızlaştı ve dijital dönüşüm o kadar hızlı yaşandı ki… Ben 91’liyim. Biz hem analog hem dijital bir kuşağız o anlamda. Benim gibi olan herkes her ilişkide daha derin bir bağ kurmak istiyor. Ama genele bakınca herkes çok yüzeysel ve çok paketinde gibi geliyor bana.
Nasıl bir erkekle asla olmaz?
Bencil biriyle olmaz. Kendi alanını korumak güzel ama tamamıyla her şey bana hizmet etsin, sadece ben varım diyen bir adam varsa ben orada yokum.
Sihirli bir değneğin olsa ilk nereye dokundurur, neyi değiştirmek isterdin?
Kadın cinayetlerine son vermek isterdim. Nefes almak her kadın için çok zor bir hale geldi. Sırf cinsiyetinden dolayı, kendi işinde tırnaklarıyla bir yere gelse de etiket yapıştırılan kadınlar, boşandığı için öldürülen kadınlar… Tüm bunların hukuki yaptırımlarını görmeye ihtiyacımız var.
Gaziantep'te tescilli lezzetin hazırlığı başladı! Bayramda kilo kilo satılacak
Doğada kendiliğinden yetişiyor! Kilosu 40 TL: İdrar yolu enfeksiyonunu çamaşır suyu gibi temizliyor, anne sütünü artırdığı biliniyor, bağırsakları motor gibi çalıştırıyor
Fatih Sultan Mehmet'in favorisi! Kan şekerini dengeliyor: İnsülin direncini kırıyor, buruş buruş damarları genişletiyor
‘Luteolin açısından zengin sebzeler, saç beyazlamasını geciktiriyor’
Tam bir sindirim ilacı! Doğal yoldan metabolizma hızını arttırıyor: Yediklerinizi cayır cayır yakıp, kilo almayı engelliyor