Burhan Çaçan: Ben hiçbir şey yapmasam da halkın gözünde yüz yıl yaşarım
Sanatıyla ve şarkılarıyla bir döneme damga vuran, Türk halk müziğinin güçlü seslerinden Burhan Çaçan ile buluştuk. Aynı zamanda Nişantaşı’nda bir otel sahibi olan Çaçan, uzunca bir süredir ortalarda yoktu. Bu sürede neler yaptığını konuştuk, geçmişe kısa bir yolculuk yaptık. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Uzunca bir dönemdir sizi ortalarda göremiyoruz?
Magazinde yer almayı oldum olası sevmedim. Hep halkın arasındaydım. Bizler topluma mal olmuş insanlarız. İnsanların saygısını, sevgisini kazandık. Hele sosyal medyadaki bazı durumlar beni çok kederlendiriyor.
Neden bu kadar kederleniyorsunuz?
Cumhurbaşkanı ile görüşüyoruz diye sosyal medyadan duymadığım küfür kalmadı. Bu, küfür etmeleri için sebep olabilir mi? Biz sanatçıyız. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’ndan bir davet geldiyse elbette giderim. Herkes birbirine saygılı olmalı. Ben bu polemiklerin içine girmek istemiyorum.
Popülerlik her gün kadın boşamaksa ben popüler değilim
Sizin için popülerlik önemli değil mi?
Popülerlik öyle her gün kadın boşamaksa ben popüler değilim. Sanatçılık, gece kulüplerinde sevgililerle eğlenip, sonra kameralara görüntü vermek değil. Biz özel hayatımızı korurduk. Aşklar bile artık hep günübirlik. Tüm bunlara acı acı tebessüm ediyorum.
Şimdiki şarkıcılar çok para kazanıyor. Siz zamanında kazanabildiniz mi?
İyi iş yapan elbette kazanır. Kaldı ki ben zaten aileden varlıklıydım. Sanatçılığım da ticari yönüm de çok güçlüdür. Kariyerim boyunca her şeye “Evet” demedim. Her şeyin kaliteli olanını bekledim ve seçtim.
Nişantaşı gibi lüks bir semtte oteliniz var. Koronavirüs işlerinizi ne kadar etkiledi?
Çok etkilendik. Otel, dolup taşardı ama şimdi öyle değil. İnsanlar korkuyor. Ayrıca bizim müşterilerimiz daha çok İran’dan geliyordu. Çin, dünyayı vurdu resmen. Artık eskisi gibi silahla savaşmak kalmadı. Bir virüs atıyorlar, olay bitiyor.
Koronavirüsün insan eliyle yapıldığını mı düşünüyorsunuz?
Tabii ki. Bu kadar isabet olur mu? Çin’de ve İran’da yoğunlaştı. Ardından yayılmaya başladı. Çin, bütün dünyaya mal veren bir ülke. Şu anda bir Allah’ın kulu ne Çin’e gidiyor ne de onların eşyasına elini sürüyor. Bu büyük bir darbedir.
Sanatçı, sosyal medyada hayranlarıyla yüz göz olmamalı
Konuşmanın başından beri sosyal medyadan çok dert yandınız. Hiç kullanmıyor musunuz?
Sosyal medyam var ama gerektiği şekilde ve düzgün kullanıyorum. Bir sanatçı kendi evini, ailesini sanatından ayrı tutar. Sanatıyla insanların gönlünde yer edinir. Sanatçı, sosyal medyada hayranlarıyla yüz göz olmamalı. Oradaki dil zaten zehir gibi, çok pervasız. Biz eskiden bir sanatçı görmek için köyden kaçar İstanbul’a gelirdik. O kadar büyük bir saygı ve ulaşılmazlık vardı ki... Şimdi herkesin her şeyi ortada. Yolda sanatçı gören dönüp bakmıyor bile. Sosyal medya iletişim açısından iyi olsa da bazı değerleri yok etti.
Siz sokakta nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?
Yolda yanıma biri geliyor. “Abi, benim birader de yeni albüm yaptı. Bu hafta çıkacak” diyor. Sanırım tüm Türkiye şarkıcı oldu da benim haberim yok. Bugün her önüne gelen albüm yapıyor. Başkası geliyor, “Abi, beni tanıdın mı? Hani şu şarkıyı okudum da şarkı patladı” diyor. “Yok babam, tanımadım. Kusura bakma” diyorum. Hangi birini takip edeceğim? Kalıcı olmak zor, kalıcı olan insanın da değeri bilinmeli. Hadi bir tane daha Neşet Ertaş çıksın da görelim.
Hoppa da zıppa da deyince sanatçı olunmuyor
Eskilere dair neyi özlüyorsunuz?
Sanatın o saygınlığını... Önceden TRT tek kanaldı. Oraya çıkmak için can atardık. Şimdi onlarca kanal var ama mutlu değiliz. Eskiden içinde maniler yazan cikletler vardı. Şimdiki şarkıcılar o manileri şarkı yapıp millete satıyor. (Gülüyor) Her değeri yavaş yavaş kaybediyoruz. Sinema yine bir tık önde ama şarkılar, besteler öyle değil. Hoppa da zıppa da deyince sanatçı olunmuyor.
Eline mikrofonu alan şarkı söylüyor
“Ne varsa eskilerde var” diyorsunuz yani?
Kimler gelmiş, kimler geçmiş ama en güzeli bizim kadar sevilmemiş. Şükürler olsun ki biz de bu sevgiye layık olmaya çalıştık. Üç günlük insanların yaptığı programlara çıkınca, sosyal medyadan “Senin o programda ne işin var?” diye tepki gösteriyorlar. Ben de her çağırılan yere gitmemeye çalışıyorum. Eskiden detone olana şarkı okutulmazdı. Bir sürü denetimden geçerdik. Şimdi nerdeee? Eline mikrofonu alan şarkı söylüyor.
Bana single yakışmaz, yaparsam albüm yaparım
Siz neden yeni şarkılar yapmıyorsunuz?
Aslında yeni şarkılarım var ama reklamını yapmıyoruz. Adam akıllı bir müzik kanalı yok ki. Ben, yeni albümde 12 eser okudum. Bana single yakışmaz, yaparsam albüm yaparım. Single çıkaranların tıklanma sayısı filan hepsi hikaye, hepsi manzara. Ben de istesem 40 milyon tıklama satın alabilirim. İşin içine o kadar şekiller girmiş ki, uzaktan kederle seyrediyorum.
Resmen kültür erezyonu yaşıyoruz
Yeni jenerasyondan Bilal Sonses ‘Sende Kaldı Yüreğim’i bir düetle yeniden seslendirdi. Nasıl buldunuz?
O parçanın özü o değildi. Kulağıma çok ters geliyor. Gençler de işini yapıyor, bir şey diyemem. Batı müziği denildiğinde Kayahan ve Sezen Aksu benim idolümdür. Ben Sezen Aksu’nun şarkılarını da okudum. Aynı yere bakıyoruz, aynı duyguları paylaşıyoruz. O duygular çok yakıcı. İnsanın içine işliyor. Bir geçmiş şarkılara bak bir de şimdikilere... Kültür erozyonu yaşıyoruz resmen.
Saygı ve sevginin unutulduğu günler yaşıyoruz
Herkes en az sizin kadar bu linç kültüründen şikayetçi.
Saygı ve sevginin unutulduğu günler yaşıyoruz. Ama güzel günler elbet geri gelir, önemli olan kutuplaşmamak, bölünmemek. Bir insanın dünya görüşü sanatının önüne koyulamaz. Görüşünden dolayı bir sanatçıdan nefret edilmesi doğru değil ama sanatçı da görüşünü kimsenin gözüne sokmamalı. Zaten bizim saygınlığımızı kolay kolay bitiremezler.
Yeni nesil şarkıcılar ciklet gibi çiğne çiğne at
Yeni jenerasyon hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yıllar geçmiş aradan ama şükür ki bizim müziğimiz hâlâ hafızalarda. Ben, bundan sonra hiçbir şey yapmasam da halkın gönlünde yüz yıl daha yaşarım. Yeni jenerasyon şarkıcılardan bir şey anlamıyorum. Hepsi bildiğin ciklet gibi... Çiğne çiğne at!
Bu biraz acımasız bir yorum olmadı mı?
Orijinal bir üretim yok. Ben 200’e yakın eseri milletin kalbinde koydum. Bugün hâlâ gittiğim tatil yörelerinde ‘Aşkımız Olay Olacak’ çalıyor. Şimdiyse adam bir şarkıyla bir yerlere geliyor. Sonra yok olup gidiyor. Onlar için üzülüyorum. Bizim jenerasyondan; Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Hüseyin Altın hâlâ ayakta. Müslüm Gürses öldü ama eserleri yaşamaya devam ediyor. Tek şarkıyla anılacağıma hiç anılmayayım daha iyi.
Erken ünlü oldum diye beni yaşlı sanıyorlar daha 50'li yaşlardayım
Koronavirüs sizi korkutuyor mu?
Korkmuyorum ama önlem almak lazım. İki evladım, iki de torunum var. Onların sağlığı benim mutluluğum. Bugünler de geçecek, buna inanıyorum. Ben daha 50’li yaşlarımdayım. Erken ünlü oldum diye yaşlı sanıyorlar.
Türkiye'de ezan okuyan ilk sanatçı bendim. Bu büyük bir cesaretti
Ülke gündemi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu süreçte birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu gördük. Türkiye’yi kim iyi yönetiyorsa onun yanında olmalıyız. Beni sağcısı da solcusu da dinliyor. Türkiye’de ezan okuyan ilk sanatçı bendim. Bu büyük bir cesaretti. Sonra tüm sanatçılar okumaya başladı. Mevlit de okuyordum. Bir gün Erzurum’da varlıklı bir aile ferdi vefat etmiş. Beni mevlit okumaya çağırdılar. Şok geçirdim. (Gülüyor)
- Canan Karatay açıkladı: Yıllarca sağlıksız diye yedirmediler! Kaşık kaşık tüketin, insülin hormonunu baskılayan en önemli besin...
- Tahinin içine kaşık kaşık ekleyin: Tıkalı damarları yağ çözücü gibi açıyor! Kemikleri beton gibi güçlendirip demir depolarını fullüyor!
- Pekmezin içine ekleyip kaşık kaşık yiyin! Kemikleri beton gibi yapıyor, demir depolarını fulleyip bağırsakları fokur fokur çalıştırıyor!
- Son hasadı yapıldı, Türkiye'nin en kalitelisi seçildi! En güçlü antioksidan: Kalbe giden damarlarda yağ çözücü etkisi yaratıyor
- 1 kaşık yiyen 30 yıl öksürmüyor! Zencefille karıştırmak yetiyor: Balgam, hırıltı ve kuru öksürüğü kesiyor