İnsanlar “Ah nerede o eski şarkılar, 90’ları özlüyoruz” derken hemen imdada yetişiyorsunuz. ‘Hediye’ albümünüz hayırlı olsun.

Pandemi sürecinde Arpej Yapım olarak üç proje hazırladık. İlki ‘Devir Değişti’ yayınlandı, ikincisi ve şu an heyecanımıza sebep olan ‘Hediye’ isimli yeni çalışmamız. Üçüncüsü ise bu yılın sonunda çıkacak ve tamamen yeni şarkılardan oluşan bir albüm olacak.

‘Hediye’ albümünün diğerlerinden farkı ne?

‘Hercai’, ‘Ateşteyim’, ‘Meyhaneci’, ‘Kızımız Olacaktı’, ‘Dilberim’, ‘Cici Kız’ gibi 20 şarkıdan oluşan, tamamı hit şarkıların sound’unu güncelliyoruz. Yeni kuşağa şarkıları yeniden tanıtıyoruz. Amatör ve profesyonel müzisyenler için bir platform oluşturduk; onlara beraber müzik yapmayı teklif ediyoruz. Tüm müzik emekçileri orijinal şarkı kayıtları üzerine şarkı söyleyebilecek, vokal yapabilecek, davul, bas gitar ve gitar çalabilecek. Bu, Türkiye’de bir ilk!

Z KUŞAĞI HER ŞEYİ KÖKTEN DEĞİŞTİRECEK

Sizin döneminizdeki bazı şarkıcılar Z kuşağından hiç haz etmiyor, “ Bizi anlamıyorlar” diyorlar. Sizin aranız nasıl?

Kimse değişmek ve değiştirilmek istemez. Biz görelim ya da görmeyelim Z kuşağı her şeyi kökten değiştirecek. “Artık devir değişti, tabii çelik de değişti ” diye şarkı yapmış biri, nasıl olur da Z kuşağı ile ilgili negatif bir şey düşünür? Kimse değişimin önünde duramaz.

TARKAN’IN MODASI GEÇMEZ

Tarkan, son dönemde çok tartışılıyor. ‘Geççek’ şarkısı olay oldu. “Artık Tarkan tutmuyor. Bu yüzden siyasi açıklamalar yapıyor” diyenler var. Buna ne dersiniz?

Ben böyle iddialı şeyler söylemem. Tarkan çok iyi bir yorumcu ve hâlâ tüm mecrada çalınan ve dinlenen şarkıları var. Onun modası geçmez. Sanatçının ne iktidara ne de muhalefete yakın olmaya ihtiyacı yok. Yüce rabbimiz zaten özel bir kabiliyetle donatmış, başka ne güce ihtiyaç duysun ki? Pop, gündelik, güncel anlamında kullanılır. Tarkan da konuşuluyorsa başarılıdır. Bir eser ortaya koyarız, herkes de o eser üzerine kendi cürmü kadar anlamlar koyar ve üzerine konuşur.

Siz ülkenin durumunu anlatan bir şarkı yazsaydınız, Tarkan gibi eleştirilmemek adına otosansür yapar mıydınız?

Ben bunu 1995 yılında ‘Bu Şehirde’ şarkımın klibinin sonunda manifesto gibi yazdım. Kimileri bunu tam anlamamış, doğru analiz edememiş olabilir. Bu analizi doğru yapamayanlar şimdi “Geççek” diye dua ediyor. Ben sanatçıyım, sıkıntılı bir ruh halindeyim, her gün aynı şeyleri anlatamam. Geçmişte anlattıklarıma bakıp hatıraları yad edin.

ELEŞTİRİ BU TOPRAKLARDA HAKARET ETME ÖZGÜRLÜĞÜ ZANNEDİLİYOR

Eleştirilmek sizi korkutur mu?

Eleştiri güzel bir şey ama bu topraklarda hakaret etme özgürlüğü zannediliyor. Dücane Cündioğlu, İhsan Fazlıoğlu, Metin Akpınar ya da Cem Yılmaz beni eleştirse hürmetle dinlerim; şeref, onur duyarım çünkü zeka ve bilgi birikimi üzerinden bir değerlendirme yaparlar.

SEZEN AKSU’NIN VELİAHTI GÜLŞEN’DİR

Son dönemde sahne kıyafetleri çok tartışılıyor. Mesela Gülşen, her gün gündemde.

Sanat, ‘dediler ve kodular’ düşünülerek yapılmaz! Ben yaparım sen konuşursun! Sen konuşurken ben yenisini yaparım! Gülşen’i çok başarılı buluyorum. Gülşen’in, müzik hayatı Sezen Aksu’ya çok benziyor. Sezen’in veliahtı Gülşen’dir. Üretiyor, Sezen gibi konuşuluyor ama diğerleri gibi değil. Sezen gibi risk alıyor ve hepsinden önemlisi Türkiye’nin en iyi müzik adamlarından biriyle beraber. Aynı Sezen Aksu, Onno Tunç birlikteliği gibi. Söz ve müzik üreten, düzenleme yapabilen birini kimsenin söylediği söz ve yorumlar durduramaz.

Sezen Aksu gibi bir ismin bile linç edilmesine nasıl bakıyorsunuz?

Sanat böyle bir şey! John Lennon’a bir röportajında, “Kendini nasıl hissediyorsun?” diye sordular. “İsa’dan daha çok tanınıyorum” dedi. Sanat ve sanatçı böyle bir şey!

BUGÜNÜN TÜRKİYE ŞARTLARINDA ESKİ MAYOLU FOTOĞRAFLARIMA BAKMAK DELİLİKTİR

Geçen gün eski bir mayolu fotoğrafını paylaştıkları için çok kızdınız. O fotoğrafınızdan rahatsız mısınız?

Bir insanın bugünün Türkiye şartlarında eski mayolu fotoğrafıma bakacak zamanı olması deliliktir. Kızmadım, tespit ettim ve medya sicilimde şerh düştüm. Anlayan anlar, anlamayan anlamaz. Ancak sonuçları olur bunun; zeytini 67 liradan yersin!

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU: EKONOMİ, YOLSUZLUK, DUYARSIZLIK

Sizce bugün Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?

Ekonomi, yolsuzluk ve toplumsal duyarsızlık… Bundan 5 bin sene önce olduğu ve 5 bin sene sonra da değişmedi. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada böyle…

Türkiye’nin ruh hali sizi muhafazakarlaştırdı mı?

Din değişen bir şey değil çünkü nesne değil, doğa değil ve yaratılmış da değil. Din varlığın tamamının hakikati. İnsanlar değişir ancak bu, kutup yıldızı gibi değişmez olan temellere bir tesir etmez. Yani insanlardaki değişim ve onların dini anlama biçimlerindeki düşünceleri, dinin, varlığın dayandığı temel evrensel ilkelere zerre etki etmez. Kendi kendinize yel değirmenleriyle savaşmış olursunuz.

En son siyasi bir partiye katıldığınız açıklandı, bu doğru muydu?

Siyaset yapmayı düşünmüyorum, sanatımla şarkımla müziğimle bağımsız kişiliğimle kendimi daha iyi hissediyorum.

BEN BUKET’İ DEĞİL AŞKI BOŞADIM

Hayatınızda şu an aşk var mı?

Aşk varoluşa dair bir şey, siz herhalde sinemaya, tiyatroya, yemek yemeye ya da tatile gittiğiniz yaşamı paylaştığınız biri var mı diye sormak istiyorsunuz?

 Evet, boşandıktan sonra kaç kez aşık oldunuz?

Ben Buket’i (Saygı) değil aşkı boşadım. bunu size yeni albümümde kanıtlayacağım. Bu sözümü buraya yazıyorum.

DOĞRU İNSANI BULMAYA ÇALIŞAN HER İNSAN TEDAVİYE MUHTAÇ BİR ZAVALLIDIR

Doğru insanı bulmak ne kadar zor?

Doğru insanı bulmaya çalışan her insan tedaviye muhtaç bir zavallıdır. Doğru insan aramıyorum, kendim doğru olmak için yaşıyorum.

NE DERSE DESİN O BENİM CANIM İZEL’İM

İzel bir röportajında sizin için, “Ekmeğimle oynadı, kırgınım, küstüm, konuşmuyorum onunla” gibi şeyler söyledi.

Allah, varlık, doğa tüm rahmetiyle bizi kuşatmış, müthiş bir güzellik içinde yaşıyoruz.  Şimdi ben Allah’ın bile rahmetiyle bütün insanlığı kuşattığı ve affettiği bu alemde nasıl “Sen affetsen ben affetmem” diyeyim? Bu kadar büyük bir kibir ve egoya ihtiyaç var mı? Ne derse desin o benim canım İzel’im.