Geleceği görüyorlar
2009'da Münevver Karabulut, Cem Garipoğlu tarafından katledildi. Garipoğlu kaçtı. O süreçte altıncı hissi güçlü binlerce kişi bir grup kurdu. Grup, Cem Garipoğlu kaçakken cinayet anını, katilin saklandığı yeri, hatta araba plakalarını öngördü. Hayır, tahmin etmedi. GÖRDÜ. Tüm bilgiler polise iletildi. İşte bu olay kısa süre önce piyasaya çıkan '197 Gün' adlı kitaba konu oldu. Kitabın yazarı Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Sultan Tarlacı, bu ilginç grubun da kurucusu
Röportaj: Melike Esra KARAYEL
esra.karayel@posta.com.tr
Nörologsunuz. Nasıl ilgi duydunuz bu konulara?
Çocukluğumdan beri normal ötesi olgulara ilgim vardı. Bilimsel olarak açıklanamayan, bilimin görmeyi reddettiği, gözünü kapadığı, sansürlediği olguları düşündüm. Önce tıp doktoru oldum, sonra nöroloji doçenti. Beyin hastalıkları üzerine yaptığım araştırmalarla ödüller aldım. Profesyonel ilgim 2009’daki Uluslararası İstanbul Parapsikoloji Konferansı’nda başladı. Stephan Schwartz ile tanıştım orada. Yıllarca Amerikan Savunma Bakanlığı’na bağlı uzaktangörü-durugörü üzerine çalışmış, araştırmış, yazmış biri.
Durugörü ve uzaktangörü nedir?
Bilinen beş duyumuz var. Durugörü, bu duyuların dışında kalan algının görsel olan anlık şeklidir. Duyuları kullanmadan ve hafıza, muhakeme, sonuç çıkarma, tahmin gibi zihinsel işlemler olmadan bir olayı ya da durumu önceden algılamaktır. Bir anlamda geleceği görmektir. Dünyanın öteki ucundan da bunu yapabilirsiniz.
“Kimi katilin tipini çiziyor kimi kaybolan çocuğu buluyor”
Bir grubunuz var. Adı ‘Geleceği Görenler ve Evrenin Dili Grubu.’ Tam olarak ne yapıyorsunuz?
Hepsi yurt içinden, yaklaşık 8 bin kişilik bir grubuz. www.evrenindili.com adresi vasıtasıyla yazışıyoruz. Bu kişiler yukarda anlattığım durugörülerini takma isimlerle yazıp bana iletiyor. Kimisi bir katilin tipini tarif ediyor, kimisi kaybolan çocuğun nerede olduğuna ait çizim gönderiyor, kimisi de uçak kazası gibi felaketleri önceden hissederek zamanını veriyor. Tüm bu bilgiler, web sitemizde tarihleri, çizimleri, hatta ayrıntılı tarifleriyle var. Bu bilgileri polis ile paylaşıyoruz.
Bu şekilde çözümlediğiniz ve güvenlik güçleriyle paylaştığınız vakalardan örnek verir misiniz?
2009’daki Münevver Karabulut-Cem Garipoğlu olayı var mesela. Vahşi cinayet ortaya çıktıktan sonra Cem Garipoğlu ortadan kaybolmuştu. Zaten grubumuz o zaman kuruldu.
“Cem Garipoğlu’nun saklandığı yeri verdik”
Münevver Karabulut olayında neler buldunuz?
Garipoğlu’nun nerede saklandığı, onu koruyan isimler, cinayetin nasıl olduğu, hissettiği pişmanlık, araba plakaları, cep numaraları gibi pek çok bilgiye uzaktangörü ile ulaştık. Tüm bunları polise aktardık. Ne zaman teslim olacağını bile sitemizde yazdık. O tarihte teslim oldu. Teslim olmadan bir hafta önce onu karanlık, penceresiz bir odada görmüştü arkadaşlarımız. Sakalı vardı, saçı tıraşlıydı. Yakalandığında tam olarak öyleydi (üstte). Başka ayrıntılar da var ama ağzımıza fermuar çekmeliyiz. O süreci kitap haline getirdim, ‘197 Gün’ adı ile kısa süre önce yayınlandı. Adı, Garipoğlu’nun kaçak yaşadığı süreden geliyor.
Bunu ıspatlayabilir misiniz?
Bu kayıt, mailimde duruyor. Polisin mailinde de vardır.
Verdiğiniz bilgileri polis kullandı mı?
Bazı bilgilerimizi dikkate aldıklarını biliyoruz. Bize resmi imzalı “Dikkate alıyoruz” yazısı gönderdiler.
“Cinle, periyle ilgisi yok”
Gruptakiler özel kişiler mi? Yoksa beyinleri mi farklı çalışıyor?
Bu konu beyinle alakalı. Doğaüstü bir özelliği, cinlerle, perilerle ilgisi yok. Duyular dışı algı, sağ beyinden ve beynin derinliklerinden kaynaklanıyor. Herkeste belli oranda var bu özellik. Tıpkı resim ve müzik yeteneğinin olması gibi. Sezgileri güçlü insanlar iş hayatında bunu kullanıyor. Sezgi; bir çeşit önbilme, önceden bilmedir. Riskleri önceden sezip iş hayatında başarıyı elde eden insanlar var. Sezgileri güçlü polisler, elde kanıt olmadan katili bulabiliyorlar. Sezgileri güçlü devlet adamları, bu yetenekle ülkelerine sıçrama yaptırabiliyorlar.
İyi fal baktığı söylenen kişilerin de duyular dışı algısı çok güçlüdür. Ama onların amacı toplumsal hizmet değil, bireysel hizmet. Biz ise bu hizmetimiz karşılığında para filan almıyoruz.
“Bize üfürükçü gözüyle bakılıyor”
“Allah’tan başka kimse geleceği bilemez” denir. Bu kişiler nasıl oluyor da olayları, kişileri biliyor?
Beş duyu ile algılanamayan aleme ‘gayb’ denir. Bizim bilgimiz gayb bilgisi değil bence, başka bir bilgi. En’am Suresi 59. Ayet’te geçen şudur; “Gaybın anahtarları O’nun katındadır, O’ndan başka hiç ki bana göre daha büyük sırları ve sınırlamaları içeriyor. Doğada olan ama her insan tarafından ulaşılamayan bilgileri...
Ülkemizde bu olaya nasıl bakılıyor? Kimin penceresinden sorduğunuza bağlı. Halk açısından sorun yok. Zaten bu olay kültürümüzde var. Ama akademisyenler bize üfürükçü gözü ile bakıyor. Çünkü bilgisizler. Uzaktangörü, durugörü, rüya, telepati deneylerinden haberleri olsaydı, konuyu benim kadar savunurlardı.
Tüyleri ürperten notlar
‘Geleceği Görenler ve Evrenin Dili’ adlı grup 2009’da kurulmuş. Öngörüler de o tarihten itibaren sitede yer almış. İşte siteden örnekler:
21 Eylül 2011’de Kayseri’de Şeker Bayramı’nda şeker toplamaya çıkan üç küçük çocuk kaybolmuştu. Grup üyeleri, çocukların öldüğünü ve vücutlarının olduğu yeri yazdı. Polis, cinayet kurbanlarını olaydan 1.5 ay sonra yazıldığı gibi Yozgat’ta buldu.
8 Eylül 2009’da Silivri-Selimpaşa’da Dila bebek, annesinin ellerinden kayıp denize sürüklenmişti. 12 Eylül’de siteye yazılan bir durugörü, kızın bedeninin Bursa açıklarında olduğunu yazıyordu. 18 Eylül’de gerçekten Dila’nın vücudu belirtilen noktada bulundu.
Saadet Partisi Başkanı Necmettin Erbakan’ın 27 Şubat 2011’de öleceği öngörüldü. Bu da 9 Mart 2010 tarihinde siteye not düşüldü. Erbakan öngörülen tarihte vefat etti.
Libya Lideri Muammer Kaddafi 20 Ekim 2011’de ülkesinde çıkan iç savaşta linç edilerek öldürüldü. Liderin ölüm tarihi ve şekli 6 Mart 2011’de siteye yazılmıştı.
- Tahinin içine 1 kaşık ekleyin! Damarları çamaşır suyuyla temizlenmiş gibi yapıyor, hastalıklardan koruyor, kemikleri beton gibi yapıyor, C vitamini kralı
- Kahvaltıda 1 kaşık yiyen 30 yıl hastalanmıyor! Ömrü uzatıyor, bağırsakları harıl harıl çalıştırıyor, tam bir mineral deposu, doğal antibiyotik
- Bağırsakları motor gibi çalıştırıyor! Sabahları 1 kaşık yemek yetiyor, lavabo gibi tıkalı bağırsakları açıyor!
- Nasırın kökünü kurutuyor! Mantar ve egzamayı 1 günde geçiriyor, 10 dakika bekletince ayakları pamuk gibi yapıyor, sadece 2 malzemeyle yapılıyor
- Fazla kilolardan anında kurtarıyor! Sadece 2 malzemeyle hazırlanıyor: Bel, basen ve gıdıdaki yağları şıpır şıpır eritiyor