Karlı zirvelerde
Dünyanın en iyi dağcıları arasında sayılan Tunç Fındık, bu röportajı yaptığımız günün ertesinde sıkı bir kampa girdi. Çünkü yakında Nepal'e giderek Manaslu Dağı (8163 metre)'na tırmanacak
Röportaj: Ali R. Karadağ
alirkaradag@gmail.com
Türkiye’de dağcılık denince son yıllarda akla gelen ilk isimsiniz. Sizi dağlara aşık eden şey neydi? Nasıl başladı?
Çok küçük yaşlarda izcilik kamplarına katılırdım. Bilinçli olarak ekstrem sporlarla, ancak Bilkent Üniversitesi’nde tanıştım. Kampçılık ve mağaracılıkla ilgilendim. Başlarda basit askeri malzemelerden oluşuyordu teknik ekipmanlarımız. Sonra Dağcılık Federasyonu sporcusu olarak yurt içinde ve dışında tırmanışlara katıldım. Profesyonel kariyerim ise 2000’de başladı. Ondan sonra da hayatımı dağcılıktan kazanmaya devam ettim. Dağda olmayı seviyorum.
Bir dağcı hangi özelliklere sahip olmalı?
Fiziki güç çok önemlidir ama doğru kararlar almak için de akıl gerekiyor. Bunu yapamazsanız, ölürsünüz. Dağın çığ, tipi, hastalık gibi sürprizleri vardır. Bunlar başınıza gelmeden önlemini almalısınız. Bunları anlamak için de eğitiminiz, bilginiz, aklınız olmalı. Dünyanın en güçlü insanı olsanız da dağ size izin vermeyecektir. “Dağcıyım” demeniz için iyi derecede kaya, buz ve alpin tırmanışı bilmeniz gerekir.
Ünlü bir dağcı olmak nasıl bir duygu?
Dünyanın en ünlü adamı da olsam fark etmez, benim için aslolan dağa çıkmak. Sevdiğim şeyi yapıyorum, diğer şeyler önemsiz kalıyor. Dünyanın en yetenekli dağcılarıyla yan yana geliyorum, onlar için de en önemli şey sadece tırmanmak.
Neler hissediyorsunuz dağdayken?
Dağlar, hep ışık ve görüntü cümbüşü olan yerlerdir. Onun tam ortasında olmanız, tüm dünyayı görmeniz çok görkemli. Çok küçük değersiz olduğunuzu hissediyorsunuz.
4 x 8000 projenizde sona yaklaşıyorsunuz sanıyorum. Ondan bahsedin biraz.
Dünya’da yüksekliği 8000 metreyi aşan 14 dağ var. Hepsi Himalayalar’da, Tibet, Pakistan ve Nepal sınırında. Bu dağların hepsine çıkabilen 32 dağcı var. Aralarında Türkiye’den kimse yok. Bunu başaran dağcılardan olmak için projeye başladım. Şu ana kadar 8’ine çıktım, kalanını da 3 yıl içinde tamamlamayı umuyorum.
Startı ne zaman vermiştiniz?
Çıktığınız ilk 8000’lik dağ hangisiydi? 2001’de başladım. Startı da dünyanın en yüksek dağıyla, Everest’le yaptım. Aynı dağa, farklı rotadan 2007’de ikinci kez çıktım. 14x8000 projesi tamamlandığında, dünya kategorisinde bir yere gelmiş olacağım. Projenin tamamlanması o kadar zaman gerektiriyor ki 100 olimpiyat madalyası kazanmak gibi.
Ülkemizde nerelere tırmanmayı seviyorsunuz?
Aladağlar (Niğde), Dedegöl Dağı (Isparta) favorilerim. Hakkari’deki Cilo Dağları da Alpler kadar muhteşem. Büyük ve yüksek duvarlarıyla Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri benim için. Ama en çok, donmuş şelalere tırmanmayı severim. Erzurum Uzundere, Van Muradiye ve Yeizidi Şelaleri’ne tırmanıyorum antrenmanlarda. Ayrıca İran’da Tebriz ve Tahran’da da çok güzel donmuş şelaler var. Sık giderim oralara.
Dağcılık, bir anlamda ölümle eş anlamda. Ölüm duygusuyla aranız nasıl?
Dağlarda iyisiyle de kötüsüyle de yaşamayı bilmek gerek. Bazen vazgeçmeyi bilmelisiniz. Annapurna (Nepal) dünyanın en tehlikeli dağlarından biri. Yüksek çığ riski var. Zamanlama çok önemli. Oraya gittiğimde tehlikeyi gördüm, riske girmeyip döndüm. Dağcıların ölümü, hayatın ne kadar naif olduğuna da bir örnek. Yanımdaki dağcı arkadaşım ölse de dağı sorgulamam. Bunlar beni dağa küstürmez.
Ölüm sadece kazalarla gelmiyor sanırım.
Haklısın. Dağlar, ülkeler arasındaki sınırları oluşturduğundan karışık yerler. Geçtiğimiz Haziran’da, Pakistan’daki Nanga Parbat Dağı’na tırmandım. Yanımdaki İranlı arkadaşla 4200 metredeki ana kampta durmayıp 6100 metre yukarıdaki kampta geceledik. Ana kamptan ayrılmak hayatımızı kurtardı. O gece Taliban milisleri ana kampı basıp 11 dağcıyı öldürmüşler. Tabii geri döndük.
4x8000 bitince ne yapacaksın?
Senede 8000’lik iki dağa çıkmak için yılın 6 ayını dağda geçiriyorum. Proje, tek amacım değil. Dünyada çok dağ var çıkmak istediğim.
Dağcılık kitaplarınız var. Nasıl zaman ayırıyorsunuz yazmaya?
Yazdığım kitapların temeli, tırmanış günlüğü. Her halükarda yazıyorum o notları. Şimdiye kadar dağcılıkla ilgili beş kitap çevirim var. Ayrıca 7 kitap yazdım. En bilinenleri ‘Tanrıların Tahtına Yolculuk’ ve ‘İrtifa 8000-Yüksek Macera’. Zaten sık tırmanıyorsunuz. Dağ kamplarında kalmak sizi hayattan koparmıyor mu? Dağ, insanı sosyallikten kopıyor. İçinde bulunduğumuz dünya yapay ve uyduruk. Dağcılık farkındalığı artıran bir şey. Bu farkındalık, dünyayı algılamaya yardım ediyor. Anlamayı, görmeyi sağlıyor.
- Felç geçirdi hayatı değişti! Doktorları şaşkına çeviren gelişme: Kendi sesini tanıyamadı
- Kaşık kaşık yiyoruz ama metabolizmayı alt üst ediyor! Her kahvaltı sofrasında var, ömrü 10 yıl kısaltıyor, diyabete davetiye çıkartıyor
- Karaciğeri resmen yeniden doğmuş gibi yapıyor! Her sabah aç karnına 1 kaşık yutmak yetiyor: Bağırsakları fokur fokur çalıştırıp ömre 10 yıl ekliyor!
- Göz altı morluklarını tarihe karıştırıyor! 3 malzemeyle evde hazırlanıyor: Kan dolaşımını hızlandırarak cilt tonunu eşitliyor
- 3 hafta uygulayınca iğne ipliğe çeviriyor! Vücuttaki yağları eritiyor: Metabolizmayı çalıştırıp forma sokuyor