Emel Müftüoğlu: Arkadaşlarım beni çok seviyor, artık erkeğe ihtiyaç duymuyorum

Nasılsınız?

2020 adeta dehşetle geldi. Ağır bir süreçteyiz. Zaman zaman panik atak geçiriyorum. Geceleri ağzıma yastık bastırıyorlarmış gibi nefes alamıyorum. Psikolojik olarak çok etkilendim. Sürekli kendimi oyalamaya çalışıyorum. iPad’ime bir kelime oyunu indirdim. Gözlerim yorulana kadar onu oynuyorum.

Bu süreci sizce nasıl okumalıyız?

İnsanlığa verilen çok ciddi bir mesaj var. Ama ben bu sürece çoğunluğun düşündüğü gibi ‘Allah kendini hatırlatıyor’ diye bakmıyorum. Allah, bize insanlığımızı hatırlatmaya çalışıyor. Nehirler kendine geldi, hayvanlar mutlu, hava temiz, doğa canlandı. Resmen insana “Kendine gel” diyorlar! Bu kadar hırsa, bu kadar lüks merakına gerek yok. İnsanlar, Instagram sayfalarında sahte hayatlar yaşıyorlar ve diğerleri de o yaşama özeniyor. Sonu gelmeyen istekler başlıyor. Bütün bunlardan arınmak gerektiğini anlatıyor bu süreç.

Allah'a herkesin inandığı gibi inanmıyorum. Babamı örnek alsaydım ateist olurdum

İçinize dönüp salgın önceki yaşamınızı sorguladığınız oluyor mu?

Her gece yatağımda ‘Bugün ne yaptın? Ne kadarı iyi, ne kadarı kötüydü?’ diye düşünürüm. Hayatta en zor şey, iyi insan olabilmektir. Bu çoook zor! Çünkü bunun içinde ruhun var, duyguların var. Sevgi üzerine kurulmuş bir dünya var ama herkes içten içe birbirine gıcık oluyor. Ben hayatım boyunca bunun savaşını verdim. Kendimi bir bıraksam kimseyi sevmeyebilirim. İçimdeki melek ve şeytan acayip bir savaş veriyor. Hangisine teslim olacağınız çok önemli. Bu seçimi kendin yapıyorsun. Her gece “Allah’ım beni doğru insan yap” diye dua ediyorum.

Muhafazakar biri misiniz?

Asla! Son derece açık görüşlü ve demokrat biriyim. Allah’a çok inanıyorum ama herkesin inandığı gibi değil benim inancım. Babam da dedem de hacıydı ama karakterleri çok farklıydı. Babam çocuğunu sigara içerken görse falakaya yatırır, üç gün kamçılardı. Dedem, aynı manzarayı görse hiçbir şey olmamış gibi davranır, sonra yanına çağırır, bir takvim sayfası bulurdu... Hatırlarsanız, o sayfaların arkasında yazılar vardı: “Evladım gözüm görmüyor bunu bana bir okur musun?” derdi ve orada sigaranın zararları yazıyor olurdu. İnce düşüncesine, nahifliğine, kerametine bakar mısın? Benim tavrım dedeme daha yakındır. Sadece babamı örnek alsaydım muhtemelen ateist olurdum.

Yaptırdığım estetikler için binlerce kez pişmanım, çok aptalmışım

İç güzelliğe odaklı birisiniz... Dış görünüşü önemsemiyor musunuz?

Buna tek cevap vereceğim, oradan anla... Geçmişte o kadar çok estetik yaptırdım ki... Hem de çocuk yaşlarda buna merak saldım. Geçmişe dönme imkanım olsaydı vücuduma tek bir bıçak değdirmezdim. Binlerce kez pişmanım. Çok aptalmışım.

Bugüne kadar kaç operasyon geçirdiniz?

O kadar çok ki... İnan hatırlayamam.

Artık çoğu kadın sıklıkla estetik yaptırıyor. Estetik hayatın bir parçası oldu...

Sağlık için gereken bir operasyon varsa elbette yaptırılmalı ama sağlıklıyken saçma sapan operasyon yaptırmak çok aptalca. Bu düşüncemden dolayı dilerim ki kadınlar beni topa tutmaz.

Aynanın karşısında kendinizi güzel bulur musunuz?

Hiç aynaya bakmıyorum valla! (Gülüyor) Önceden dışarı çıkmadan mutlaka kendime bakardım ama artık eşofmanlarımla yapışık yaşıyorum. Kendime saygı duyduğum için eşofman da olsa uyumlu giyinirim. Hayatı kendinize biçtiğiniz değere göre yaşarsınız. Hayatım boyunca cimrilik yapmadım. Bir şeyin en iyisi neyse onu aldım. Zaten sonrası da masana ona göre geliyor.

Cinsellik artık önemli değil, aşk bana çok uzak

https://www.instagram.com/p/B_nGjwRjBus/

Bir erkek gözüyle kendinize baktığınızda nasıl bir Emel görüyorsunuz?

Kendimi çooook beğenirdim. (Gülüyor) Ayrıca benden şahane bir arkadaş ve dost olur.

Peki aşkı nasıl yaşıyorsunuz?

Aşık olacağım kişiyle aynı kafada olmam lazım. Ben “Ne kadar yakışıklı, vay be! Kaslara bak!” diye bakmam bir erkeğe. Beni karakteri ilgilendiriyor. Ayrıca ince esprili olması beni çok etkiler çünkü bu büyük bir zeka gerektirir. Beni çok güldüren insanlara aşık oluyorum.

Cem Yılmaz gibi biri mi mesela?

Kesinlikle öyle bir tarzı olmalı. O noktada dış görünüşe bakmam. Espriyi de zarafetle yapabilmek önemli. Şaka yaptığını zanneden hödükler var. Bir de niye gülmedin diye sana aptal muamelesi yapar.

Yıllarca özel hayatınızı hep bizden gizlediniz. Neden?

Özelimi göz önünde yaşamayı sevmiyorum. Benim kimseyle el ele, yanak yanağa fotoğrafımı bulamazsınız. İnsan, göstermek istediği kadarını gösterir. Ben istemedim. Çünkü o da ömür boyu bir belge olarak kalacak. Hayat ne getirecek, ne götürecek bilemezsiniz. Beş sene sonra başka bir ilişkiye başladığınızda diğer fotoğraf gözünüzün önüne konacak. Bu da ilişkileri zedeler.Özgürlüğüme düşkünüm, kimseye hesap veremem

Şu anda hayatınızda biri var mı?

Yıllardır ilişkim yok ve bu benim tercihim. Çok arkadaşım var ve onlarla mutluyum. İlişki, büyük bir sorumluluk. Özgürlüğüme çok düşkünüm. Hayatıma birini alıp da kimseye hesap veremem. 10 senedir böyle yaşıyorum ve çok keyif alıyorum. Hayatımda bir erkeğe ihtiyaç duymuyorum. Aşk bana çok uzak.

Ya sevme ve sevilme, cinsellik ihtiyacı ne olacak?

Arkadaşlarım beni çok sevdiği için ayrıca bir erkek tarafından sevilmeye gerek duymuyorum. Cinsellik artık benim için çok önemli değil. Belli bir yaştan sonra hormonlarımız farklı çalıştığı için öyle bir ihtiyaç duymuyorum.

İyi bir anne olduğumu zannetmiyorum

Çağrı Müftüoğlu geçtiğimiz günlerde ‘Dip’ isimli bir single çıkardı.

İyi bir anne misiniz?

Zannetmiyorum. İyi bir anne olmanın kıstaslarını bilmiyorum. Ben anne olarak sadece annemi gördüm. Annem bizi bakkala yollarken bile arkamızdan ağlayan bir kadındı. Nur içinde yatsın. Ben bu kadar takıntılı bir anne olmadım hiçbir zaman... Çağrı’yı büyüttüğümde ben de çocuk yaşlardaydım. Garfield gibi yanımda taşıyordum onu. Konserlere bile giderken yanımda gelmesi gerektiğini düşünüyordum. Doğru bir annelik yaptım mı, bilemiyorum.

Çağrı nasıl bir çocuk?

Çok özel bir evlat, çok iyi bir çocuk. Allah razı olsun ondan. Çok vicdanlı ve özel biri. Bin kere daha doğursam yine onu doğururum.

Çağrı da sizin yolunuzdan gidiyor. Son olarak ‘Dip’ isimli single çıkardı...

İki yıldır uğraşıyordu. Şarkısını çok beğendim. Çok mücadeleci bir kız. Asla torpil sevmez. Benim kızım diye demiyorum ama sesi çok güzel. Başka türlü düşünsem, “Aman Çağrı, başka bir iş yap” derdim.

Sahneye çıktığında jilet gibi olmalısın, hakkını veremiyorsan bırakacaksın

https://www.instagram.com/p/BI2rOC8jdla/

Siz neden son yıllarda müzikten uzaksınız?

Müzik ve sahne bir bütündür ve gerektiği şekilde yapılmıyorsa bırakılmalıdır. Ajda Pekkan bütün hayatını buna adadı. Fiziğini hep korudu. Şan dersleri aldı. Bu işi yapmak istediği sürece hakkıdır. Ben son yıllarda bunu hakkını vererek yapamayacağımı düşündüm çünkü kendime çok dikkat etmiyorum. O sahneye çıktığında jilet gibi olmalısın. Arkadan gelen müthiş bir yeni nesil var ve maymun olmamak için çağı yakalamak zorundayız.

Peki, oyunculuğa devam mı?

Pandemi nedeniyle birkaç proje yarım kaldı ama internet üzerinden keyifli bir şeyler yapacağız. Oyunculuğun yaşı yok. Bizim yaşımızda birilerini bulmak da zor. Babaanne rolünde bile bayıla bayıla oynarım.

Sosyal medyadaki linç terörü son bulmalı

Sosyal medyayla aranız nasıl?

Ben sadece Instagram’la ilgiliyim ve çok eğleniyorum, orada herkes son derece özgür. Ama linç kültürü hastalık boyutuna ulaştı. Bu linç terörü bir an önce son bulmalı. Bu kin ve nefretten arınmalıyız.