Aşık Veysel’in torununu yakından tanımak isteriz…

İstanbul’da doğdum, büyüdüm fakat memleketim Sivas ile olan bağımı hiç koparmadım. Dedemin vefat ettiği yıl yapılan Gülhane Park’ındaki heykelinin başındaki anma törenlerine üç yaşımdan bu yana giderim. Annem, Aşık Veysel Şatıroğlu’nun en küçük kızı, ben de onun en küçük kızıyım. Babam vefat ettiğinde, dedemin mezarının karşısına gömülmek istedi. Biz de evlatları olarak vasiyetini yerine getirdik.

Aşık Veysel’in kızı, anneniz nasıl biriydi?

Sevgi dolu, hoşgörülü, merhametli ve çok şefkatli bir anne. Dedemin sahip olduğu yüreği fazlasıyla taşıyor. Babam ve annemden birlik ve beraberliğin ne kadar güzel olduğunu, insanları dil, din, ırk ve mezhep ayrımı olmaksızın eşit bir aklın ifadesiyle sevmeyi öğrendik.

‘ANALAR NE DOĞURUR BİLİNMEZ!’

Bugün neden sizce Aşık Veysel’ler yetişmiyor. Eksik olan ne?

Dedemin doğduğu yer Çamşıhı diye anılır ve aşığı bol bir yerdir. Saz, söz, deyiş her zaman vardır. Dedemin bu bölgede yetişmesinin ve çocukluğunda bu saz, söz sohbetlerinin içinde olmasının kendi hayatını şekillendirmesinde çok önemli bir katkısı olmuş. Köy enstitülerinde öğretmenlik yaptığı sırada dönemin aydınları ile çok yakın dost olmuş; dedemin dediği gibi; Türk Milleti öyle bir millettir ki analar ne doğurur bilinmez!

DEDEM TABİATI ÇOK SEVDİĞİ İÇİN ADIMI ÇİĞDEM KOYMUŞLAR

Dedeniz öldükten iki yıl sonra doğmuşsunuz. Dedenizi ilk kim, nasıl anlattı size?

Annem bana hamileyken rüyasında dedemi görüyor ve ona rüyasında dedem bozuk para ve elma veriyor. Annem de, “Her zaman rüyama gelmiyor, vardır bunda bir hikmet” diyerek erkek olursa Veysel, kız olursa doğayı ve tabiatı çok seven dedemin anısına Çiğdem ismini koymaya karar veriyor. Dedemin çok güzel bir türküsü vardır, “Çiğdem der ki ben elayım!” dediği… Çiğdem ismini alarak tanışmış oldum dedemle.

YENİ ÖĞRENENLER ‘İNSANIN DEDESİ AŞIK VEYSEL OLUR MU YA!’ DİYORLAR

Biriyle tanıştığınızda, bu ayrıntıyı bilmeyenler, Aşık Veysel’in torunu olduğunuzu öğrendiklerinde ne tepki veriyorlar?

Uzun zamandır tanıdığım bir arkadaşım, dedemin kim olduğunu çok sonra öğrendi. Öğrenince de, “Bir insanın dedesi Aşık Veysel olur mu ya!” dedi. Hayatımda aldığım en güzel iltifatlardan biriydi. Bunu sık yaşıyorum. Dede Veysel, aidiyet ve sorumluluğu da beraberinde getiriyor.

FELSEFESİNİ ANLAYAN HERKES ONUN TORUNUDUR

Aşık Veysel’in torunu olmak size ne hissettiriyor?

Bana göre Aşık Veysel felsefesini benimseyen, onu seven ve onu anlayan herkes en az benim kadar onun torunudur. Benim kan bağım olması milyonda bir şans lakin Aşık Veysel sadece benim olamayacak kadar özel bir kişilik. Ben bugüne kadar dedemi sevmeyen tek bir kişi görmedim.

Dedenizin en önemsediğiniz felsefesi ne?

Diline, dinine, ırkına ve mezhebine bakmadan İnsanları eşit bir aklın ifadesiyle sevmek ve hoşgörülü olmak. Toprağı tabiatı sevmek, vefalı olmak.

2023 yılı, Aşık Veysel yılı ilan edildi. Ne hissediyorsunuz?

Çok yerinde ve anlamlı bir karar. UNESCO 41.Genel konferansında biz ailesinden bağımsız olarak bu kararı vermesi Âşık Veysel’in evrenselliğinin de bir göstergesidir. Bu sevindirici gelişme sadece benim değil ülkemizin de gururu ve övünç kaynağı.

SIRRINA BEN DE EREMEDİM, DÜNYAYI GÖNÜL GÖZÜYLE GÖRMÜŞ

Tek bir kitap okumadan, hiç okula gitmeden hayatı özümsemiş ve kendisinden sonraki nesillere müthiş bir miras bırakmış. Sizce Aşık Veysel bunu nasıl başarmış?

Ben de dedemin sırrına ermiş değilim. Gönül gözü ile hayatı görmüş, gören gözlerin de dünyayı nasıl görmesi gerektiğini bize mütevazı bir dil ve yalın bir Türkçe ile anlatmıştır. Aşık Veysel, sadece saz ve söz şairi değildir. O, modern çağın filozofudur. Sadece bir aşık değil, ayrıca şiirlerinden öğrendiğimiz bir felsefenin de takipçisidir. Onun gibi insanlar bu cihana 100 yılda bir gelir. Ne mutlu ki bana, böyle bir dedem var! Ne mutlu ki böyle bir dedemiz var!