‘Bursa Bülbülü’nde yeteneğinizle ve oyunculuğunuzla herkesi büyülediniz. Herkesi, “Kimdir bu Özge Özacar?” merakı sardı…

Marmara iletişim mezunuyum, aslen gazetecilik okudum. Üniversitenin ilk yılında tiyatrocu arkadaşlarımın da motive etmesiyle drama dersleri almaya başladım. Bu, benim için bir hobiydi ama son seneye geldiğimde artık o senaryoya çalışmanın, o hikayelerle ilgilenip bir karakter yaratmanın, beni bir haber yazmaktan daha mutlu ettiğini fark ettim. Şimdi buradayım. Aslında oyunculuk kariyerimin sekizinci yılındayım.

Daha önce de çok iyi dizilerde oynamışsınız.

Çok uzun bir serüvendi ama bazı şeylerin tam vaktinde olduğuna inanıyorum. Evet, çok iyi projelerde, çok kıymetli insanlarla çalıştım. En kıymetlilerinden biri pandemi döneminde çektiğimiz ‘Kefaret’ti. Nurgül Yeşilçay, Mert Fırat gibi oyuncularla oynadık. Ama ‘Bursa Bülbülü’ apayrı bir yerde benim için.

Filmde çok güzel dans ediyorsunuz. Özel bir dans eğitiminiz var mıydı?

Filmin senaryosuna göre kronolojik bir akış çıkarttım ve rol vereceğim karaktere çalıştım. Bu kız Bursalı, müzikle uğraşan bir ailenin kızı. Şarkı söylemeyi, dans etmeyi seviyor. Dolayısıyla bunlara çalıştım.

Peki, o şiveyi nasıl başardınız?

Çok çalıştım, araştırdım. Sosyal medyadan, çok güzel dönüşler alıyorum izleyenlerden. “Bizim mahallenin kızı olmuşsun, çok bizden çok sıcak” diyorlar. Sıkıştığım yerde Ata (Demirer) çok destek verdi.

Arzu’yu ne kadar benimseyebildiniz?

Arzu’nun bir hayali var ve o hayali kurup peşinden gitmesi beni çok mutlu ediyor. Arzu’yu oynamak muazzam bir deneyim oldu. Ben 1995 doğumluyum. Filmin hikayesi 80’lerde geçiyor. O dönemi araştırmak bana çok şey öğretti.

HASTA BİR FENERLİYİM, İLK BİBER GAZIMI FENERBAHÇE YÜZÜNDEN YEDİM

Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Çok tatlı bir ailem var. Kadın ağırlıklıyız biz. Annem çok neşeli bir kadındır. Dans yeteneğim bence ondan geliyor, o da çok güzel dans eder. Babam harika bir insandır. Felsefe, sanat gibi her konuda konuşuruz. Benim babam olmasa da onu çok severdim. Bir ağabeyim var. O da bana çok şey katıyor. Mesela spora ve futbola ilgim, merakım onunla büyümemden kaynaklanıyor.

Sıkı bir Fenerbahçelisiniz değil mi?

Çok hasta Fenerbahçeliyim. Yani hayatımda ilk biber gazımı Fenerbahçe yüzünden yedim. Öyle böyle bir fanatiklik değil benimki.

KİMSE SİZE RAKİP OLAMAZ SİZİ TEKRAR EDEMEZ HEPİMİZ BİRİCİĞİZ

Şöhret size ne ifade ediyor? Şimdilik hiç egoya kapılmamış görünüyorsunuz…

Benim en çok önemsediğim şey maneviyat. Her ruh biricik. Sizden başka yok. Kimse size rakip olamaz, sizi tekrar edemez. Biriciksiniz. Ben bunun için şükran doluyum. Ve her zaman daha iyi ne yapabilirim diye düşünürüm.

27 yaşındasınız. Bir kadın için nasıl bir yaş sizce?

Çok mutlu ve dingin hissediyorum. Her yaşta, her zamanda ne olması gerekiyorsa onun olduğuna inanıyorum. Bir zaman derdim ve kaygım yok.

HER ŞERDE BIR HAYIR OLDUĞUNA INANIRIM

Kahkahanın ve hüznün bir arada olduğu bir film izledik. Gerçek hayatta sizin hangi yönünüz ağır basar?

Enerjim çok kuvvetli ve yüksektir ama bu, “Neşeli olayım, hadi güleyim” gibi bir yerden değil. Şükretme alışkanlığım çok yüksek. Her zaman bardağın dolu tarafını görmeyi seçerim. Her şerde bir hayır olduğuna inanırım.

Olmak istediğiniz yerde misiniz?

Olmam gereken yerdeyimdir. Ben hepimizin bir tekamülü olduğuna, olacak olanın olduğuna inanırım. Erken ya da geç gibi bir zaman kavramım yok. Benim için yazılmış böyle bir kader varmış, bugün burada olmam gerekiyormuş. Ve bugün sizinle bu röportajı, bu iş vesilesiyle yapmam gerekiyormuş. Bunun için şükran doluyum.

SEVGİYİ ÇOK ÖNEMSİYORUM ‘MESNEVİ’ OKUYORUM

‘Bursa Bülbül’ünde aşk çok saf bir yerden anlatılıyor.

Aslında günümüzde yitirdiğimiz pek çok duygu o kadar saf ve temiz işlendi ki. İnsanların özlediği tüm duygular bu filmde. Arzu ve Cengiz’in o platonik aşkı, tatlı tatlı gülüşmeler, sohbetler… Kimsenin o sınırı aşmadığı saf sevgi çok güzel.

Gerçek hayatta aşk ne durumda?

Şu an hayatımda kimse yok. Ama sevgiyi çok kıymetli buluyorum. Mesnevi okumayı çok severim. Farkındalığımı artıran bir kitap.

Evliliğe nasıl bakıyorsunuz?

Teslimiyetçi bir insan olduğum için böyle şeyleri düşünmem. Yaşanacağı varsa yaşanır. Bir planım olduğunda hep şuna inanırım. Allah’ın benim için daha iyi planları vardır. Çocukları çok seviyorum, inşallah bir gün olur.

İDOLLERİM TÜRKAN ŞORAY VE HALUK BİLGİNER

Ata Demirer’le yollarınız nasıl kesişti?

Ağustos 2021’de İlk yönetmenimiz Hakan Algül ile tanıştım. Onunla sohbetimiz güzel geçti ve hikaye için karşılıklı heyecanlanınca bir sonraki hafta Ata ile buluştuk. Beni ona Cem (Gelinoğlu) önermiş. Cem, benim dans ettiğim bir videomu görüyor ve onu Ata’ya gösteriyor. “Arzu rolüne çok uygun değil mi?” diyor. Çok iyi arkadaş olduk.

İdol olarak gördüğünüz birileri var mı?

Haluk Bilginer, benim idolümdür. Lisedeyken onun röportajlarını okurdum. Çok hayranıydım. Bir röportajı beni çok etkiledi. Hatta yıllar sonra onunla aynı dizide çalışınca kendisiyle paylaştım bunu. Ayrıca çok büyük bir Türkan Şoray hayranıyım. Bir yerde görsem ağlarım. Çocukluğum onu taklit etmekle geçti. İnanılmaz bir Yeşilçam aşığıyım.

Yeşilçam filmlerinden biri yeniden çekilecek olsa hangisinde oynamak isterdiniz?

‘Vesikalı Yarim’ ve ‘Sevmek Zamanı’. İki film de şahane. Ben çok romantik bir insanım ve çok duygusalım. O filmlerdeki aşklar, o haller beni çok etkiliyor.

Fotoğraflar: OZAN GÜZELCE