Hazımsızlık ve kabızlık sorunlarınız varsa hemen elinizin altındaki ilaca sarılmak yerine önce doğal yollarla iyileşmeyi deneyin!
1) Yemeden önce iki kere düşünün: İstediğiniz her şeyi yedikten sonra hazımsızlık çekip ağzınıza bir çiğneme tableti atmaya daha ne kadar devam edeceksiniz? Kendi mutfağınızda, işyerinin yemekhanesinde ya da restoranda açlığın gözünüzü karartmasına izin vermeyin ve sonrasını da düşünerek seçiminizi yapın. Liften zengin sebze ve meyveler ile proteinden zengin et ürünleri tüketin. Aşırı karbonhidratlı ya da nişastalı gıdalardan uzak durmaya çalışın. Meyve-sebze seçerken lahana ve türevleri ile baklagillerin gazı artırdığını, portakal ve greyfurtun şişkinlik yaptığını unutmayın ve bunların tüketimini abartmayın.
2) Ateş alır gibi yemek yemeyin: Yemeklerden sonra şişkinlik ve gaz sorununuz varsa bu ne yediğiniz kadar nasıl yediğinizle de ilgili... Yemeklerinizi yavaş yavaş yiyin, ağzınıza küçük lokmalar atın ve uzun uzun çiğneyip yutun. Hızlı hızlı ya da konuşarak yemek yerken en az lokmalarınız kadar hava yuttuğunuzu da unutmayın. Hafif yemek, ölçülü yemek anlamına geldiği için ne kadar sağlıklı bir içerik olursa olsun porsiyonlarınızı abartmayın. Akşam yatma vaktinizden 3 saat önce yemeklerle vedalaşın.
3) Suyun önünde hiçbir şey duramaz: Bol su içmek vücudunuzdaki toksinlerin atılmasını ve eğer kabızlık sorununuz varsa sisteminizin harekete geçmesini sağlar. Eğer ciddi bir sağlık probleminiz yoksa bitkisel çayların desteğinden de faydalanın. Yemeklerden sonra içeceğiniz bir fincan yeşil çay, rezene, papatya ya da biberiye çayı hem içinizi ısıtır hem de sindirimi kolaylaştırır. Ancak düzenli kullandığınız ilaçlarınız varsa bitkisel ürünler konusunda doktorunuza danışın. Bitkisel ürünlerin aşırı kullanımının faydadan çok zarar getireceğini unutmayın.
4) Hareket edin: Sindirim problemlerini aşmakta egzersizin önemi de göz ardı edilemez ancak dolu bir mide ile koşu yapmaktan bahsetmiyoruz. Doğru zamanda ve size en çok zevk veren egzersizden en başarılı sonuçları alacaksınız. Egzersiz yapmadan birkaç saat önce hafif bir şeyler atıştırarak vücudunuza ihtiyacı olan enerjiyi sağlayın. Eğer egzersizi günlük hayatınızın bir parçası haline getirmeyi başarırsanız aynı zamanda beslenme alışkanlıklarınızın da düzelmeye başladığını fark edeceksiniz. Böylece hem hareket ederek sindirim sisteminizi hızlandıracak hem de sağlıklı beslenerek hazımsızlık yapan gıdalardan uzaklaşmış olacaksınız.
Demirsiz kalmayın kansızlık yaşamayın!
Demir vücudun kan yapımı için gerekli bir mineral. Eksikliği, dünyanın en sık görülen beslenme problemlerinden biri. Ülkemizde en sık kadınlarda ve çocuklarda rastlanıyor. Demir eksikliğinde dokulara yeteri kadar oksijen taşınamadığı için yorgunluk, iş performansında azalma ve bağışıklık sisteminde zayıflama oluşuyor. Demir eksikliğin sebepleri şunlar:
- Diyetle az demir almak.
- Kırmızı et yememek.
- Vejetaryen bir diyet uygulamak.
- Geçirilen bir ameliyat nedeniyle bağırsaklarda demir emiliminin az olması veya bağırsak hastalıkları.
- Aşırı kan kaybetmek (adet dönemleri, ameliyat olma vs).
- Demir ihtiyacının arttığı dönemler (gebelik, aşırı egzersiz yapılması gibi).
- A vitamini eksikliği.
Kahvaltıda mutlaka pekmez bulunsun!
Sağlıklı bir kişide besinlerle alınan demirin ancak yüzde 10-15’i bağırsaklardan emilebiliyor. Eğer vücudunuzda demir az ise bağırsaklardan demir emilimi daha çok, demir çoksa bağırsaklardan emilim az oluyor. Öte yandan ette bulunan demirin emilimi yüksekken, sebzelerdeki demir emilimi daha düşük görülüyor. Kırmızı et, kuzu ciğeri, kuru kayısı, kepekli ekmek, sığır eti, yumurta, biftek, kuru fasulye, bezelye, patates, kuru üzüm, pekmez ve ıspanak ise demirden zengin besinler arasında yer alıyor.
Zamana karşı koyma yollarını öğrenin
Günlük yaşantınızda dikkat edeceğiniz birkaç basit nokta ile sağlıklı ve genç görünmeyi sağlayabilirsiniz. Sağlıklı bir şekilde yaşlanmanın ilk adımına yaşam biçiminizi düzenlemekle başlayın..
Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, dikkat edilmesi gerekenleri anlattı:
Stresle başa çıkın, yeterince su için
Yaşlanmanın hızı ve yoğunluğu herkeste farklı. Yaşlanmanın önlenebilmesi tıbben mümkün değil. Ancak kaliteli bir yaşam ile etkisini azaltmak ya da geciktirebilmek mümkün. Genetik yatkınlık, kötü şehirleşme, sağlıksız konutlar, stres, sosyoekonomik yetersizlikler gibi kontrol edilemeyen faktörler ile sürekli karşı karşıyayız. Bu durumda tek kurtuluş yolu olumsuz etkenlerle başa çıkmanın yollarını öğrenmekten geçer. Elektromanyetik kirlilikten, zararlı çevre faktörlerinden korunmak, doğru beslenmek, yeterince su içmek ve egzersiz yapmak, stresle başa çıkmayı öğrenmek ve uyku düzeni sağlamak başlıca korunma yöntemleridir.
Hormonal sorunlara dikkat
İşte yaşlanmayı artıran nedenler:
- Hücrelerin oksidatif stres denen vücutta oluşan serbest oksijen radikallerince hasara uğraması ve vücudun bunu koruyan antioksidan sisteminin yetersizliği.
- Kromozomlarda bulunan DNA’nın hasar görmesi.
- Genetik miras veya genlerdeki değişiklikler.
- Hücrede bulunan mitokondrium isimli organın hasar görmesi.
- Vücutta bunlunan yağların hasar görmesi.
- Hormonal bozukluklar.
- Beslenme sorunları.
- Hücrede otofaji denen hücreyi tamir eden mekanizmanın bozulması.
En önemli rolü beslenme oynuyor
Araştırmalarda beslenme düzeni ve tarzının yaşlanma ve sağkalım üzerinde birincil ve çok önemli rol oynadığı artık kesinleşmiştir. Kafein ve alkolden olabildiğince uzak durulmalı, su, yeşil çay, meyve çayları ve taze meyve suları tercih edilmeli. Günde en az 4-5 porsiyon taze sebze meyve yenilmeye çalışılmalı.
İlaç desteği alabilirsiniz
İlaç etkileşimleri veya cinsiyete göre ayrım gösterilmesi gereken durumlar söz konusu olabileceğinden hekiminiz tarafından tavsiye edildiği takdirde bir bölümü kombinasyon halde olan ürünler kullanılabilir. Doktor kontrolünde
- Alfa lipoik asit,
- Vitamin C ve E,
- Koenzim Q10, Selenyum,
- Kalsiyum, magnezyum, çinko
- Karotenoid ve flavanoidler (meyve sebze ve baklagillerde bulunan doğal renk verici maddeler),
- Yeşil çay ve üzüm çekirdeği ekstresi ,
- DHEA ve glutatyon kullanılabilir.
Kas kalitenizi artırmak için egzersiz yapın
Egzersiz, kas kütlesinin azalmasını engellemek, kemik yapıyı uyarmak ve kalp damar sağlığını korumak için çok önemli. Dikkat etmeniz gereken egzersiz süresi ve yoğunluğudur. Sağlıklı yaşamın son gelişmeleri ışığında egzersiz süresi hiçbir zaman 60 dakika üzerinde olmamalı.
İlk 30 dakika aerobik aktiviteye yönelik (koşu, bisiklet, kürek, step, dans) egzersizlerden oluşmalı. Diğer 30 dakikalık bölüm karın ve bütün vücut adalelerinin çalışmasına yönelik hazırlanan bir ağırlık programı ile geçirilmeli. Spordan önce ve sonra esneme hareketleri yaparak kas kalitenizi arttırabilirsiniz.
(25.11.2012 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır.)
- Faydalı diye yiyoruz ama kanı mahvediyor! Damarları inceltip kanı zehirliyor: Vücuttaki demiri saniyesinde sıfırlıyor
- Kupkuru cildi neme doyuruyor! İnce kırışıklıklara ütü etkisi: Anında 3 yaş gençleştiriyor
- Samsunda üretiliyor! Dünyanın en pahalı mantarı: Demir ve çinko zengini kalbe giden tıkalı damarları açıyor
- Kalsiyum zengini besinler listesinde ilk sırada! Kemikleri betona çeviriyor: 1 bardağı inek sütünden 50 kat daha faydalı, tıkalı damarları hortum gibi açıyor
- Antibiyotikler tarih oluyor! Sabahları bir kaşık içmek yetiyor: İltihap, kolesterol, hastalık ne varsa söküp atıyor