4 santimlik kesiden kalbe mini bypass
Bypass ameliyatları uzun yıllardır yapılan bir cerrahi yöntem. Bu yöntemde tıkalı olan damarların ilerisine göğüs duvarından ya da bacaktan alınan damarlar dikilerek kalp için yeniden kan dolaşımı sağlanıyor. Açık veya kapalı ameliyatın birbirinden farkı bulunmuyor. Kapalı bypassta; göğüs kemiği açılıp kalbe ulaşılan açık cerrahiye kıyasla, sadece sol kaburgalar arasından 4 santimlik bir yerden ameliyat yapılıyor. Böyle olduğunda göğüs kemiğiyle ilgili problemler yaşanmıyor.
"Kapalı cerrahi, hastanın ömrünü uzatan, hayat kalitesini yükselten bir cerrahidir" diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, hiçbir kesi olmadan uygulanan mini bypass yöntemi olarak adlandırdığı kapalı bypass ameliyatının avantajları hakkında önemli bilgiler verdi…
Bypass ameliyatı kalp damarları kapalı kişilere yapılır. Kalp damarlarında darlıklar veya tam tıkanıklıklar varsa önce bu tıkanıklıkların derecesini belirlemek için mutlaka bir anjiyo yapılır. Zaten teşhis de anjiyo ile koyulur. Eğer anjiyo ile yani balon stent işlemi ile açılması mümkün olmayan damarlar varsa o zaman bypass cerrahisi düşünülür. Bypass ile anjiyoyla damar açılması birbirinden çok farklı işlemlerdir. Birinde tıkalı damar açılırken diğerinde tıkalı damarın ilerisine yeni bir damar dikilir. O yüzden bypass cerrahisi stentten farklı ve daha uzun ömürlü bir durumdur. Kalbi besleyen üç tane damar sistemi vardır. Bunların üçünde de darlığı olan özellikle bir de şeker hastalığı olan kişilerin mutlaka bypassa gitmeleri gerekir. Daha önceden stent olmuş, stenti tıkanmış kişiler veya ilk teşhiste stente uygun olmayan damar tıkanıklıkları olan kişiler bypass olmalıdır.
"HASTANIN ÖMRÜ UZAR, YAŞAM KALİTESİ YÜKSELİR"
‘‘Bypass ameliyatları uzun yıllardır yapılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemde tıkalı olan damarların ilerisine göğüs duvarından ya da bacaktan alınan damarlar dikilerek kalp için yeniden kan dolaşımı sağlanır. Açık veya kapalı ameliyatın birbirinden farkı yoktur” diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, “Kapalı ameliyatlar özellikle son 20 yılda, rutin olarak da son 4-5 yıldır yapılmaktadır. Kapalı cerrahi, hastanın ömrünü uzatan, hayat kalitesini yükselten bir cerrahidir. Ama cerrahinin kendisi hastaya ciddi külfet verir. Bunun sebebi ameliyatın yapılış yeri ve cerrahi kesiklerin çok fazla olmasıdır. Bypass cerrahisinde damarları almak için ayak bileğinden kasığa kadar bütün bacağın kesilerek oradan damarın çıkarılması gerekir. Ama mini bypass adını verdiğim kapalı bypass cerrahi yönteminde, bacak damarı tamamen endoskopik olarak çıkarılır. Ayakta hiçbir kesi olmaz ve bu çok önemlidir. Çünkü açık cerrahiden sonra bacak enfeksiyonları, yara iyileşme problemleri, yürüme güçlükleri, ayakta şişlikler olur. Hastaların büyük oranda kilolu ve şeker hastası olduğu da göz önünde bulundurulursa buradaki yaraların uzunluğu ve iyileşme süreleri gerçekten çok sorunludur” diyor.
4 SANTİMLİK KESİDEN AMELİYAT YAPILIR
Kapalı bypassta; göğüs kemiği açılıp kalbe ulaşılan açık cerrahiye kıyasla, sadece sol kaburgalar arasından 4 santimlik bir yerden ameliyat yapılır. Böyle olduğunda göğüs kemiğiyle ilgili problemler yaşanmaz. Bu ameliyatlarda çoğu zaman hiç kan nakli olmaz. Ameliyat sonrası ritim bozuklukları ve akciğer problemleri de açık bir cerrahiye kıyasla çok daha az olur. Rehabilitasyon süreci çok hızlı olurken, hasta yoğun bakımda 24 saatin altında kalıp odaya çıkabilir. Dördüncü beşinci saatte solunum cihazından ayrılıp oturtulur; ertesi gün yürütülür.
"KEMİKLE İLGİLİ KAYNAMA VE ENFEKSİYON PROBLEMLERİ OLMAZ"
Odaya çıktığı andan itibaren de tamamen ihtiyaçlarını giderebilecek durumdadır. Göğüs kemiği açılan bir hastada kemiğin oynamaması için ciddi çabalar sarf etmek gerekir. Bypass ameliyatı yaparken damarları açarız ama bu defa kemikle ilgili problemler ortaya çıkar. Kemiği açmazsak kemikle ilgili kaynama ve enfeksiyon problemleri de olmaz. O yüzden hasta ilk olarak böyle bir sorundan kurtulur. Toparlama dönemi çok hızlı olur. Dördüncü gün hastaneden taburcu olup bir hafta on günde işine dönebilir.’’
HASTA ARABASINI KULLANARAK EVİNE DÖNEBİLİYOR
‘‘Kapalı ameliyattan bir gün önce hasta yatırılıp çok detaylı bir check-up’tan geçiriliyor. Boynundan bacağına kadar bütün vücudunun tomografisi çekiliyor. İç organların, kalbin yerleşimi, aort damarının durumu görülüyor. Ertesi sabah hasta ameliyata alınıyor. Ameliyat yaklaşık 5-6 saat sürüyor. Ameliyattan sonra bir gün yoğun bakımda kalıyor. Bunun 4-5 saatini solunum aletine bağlı ve anestezi altında geçiriyor. Hasta uyandırıldıktan sonra oturtuluyor ve yürütülüyor. Ertesi sabah odasına çıkacak durumda oluyor. Kapalı ameliyatlarda yoğun bakım süreci daha da kısalıyor. Özellikle solunum yönünden çok daha hızlı yol alıyoruz ki ameliyattan sonra en çok akciğer problemlerinden zorlanıyoruz. Bu hastalar çok rahat nefes alıyor, öksürüyor, sağına soluna dönebiliyor. Odaya normal yürüyecek, dolaşacak durumda çıkıyor. Zaten hastanede toplam 4 gün kalıyor. Hasta kapalı ameliyat olduğu için eğer arabasıyla gelmişse arabasıyla evine gidiyor. Oysa açık bir ameliyat olduysa araba kullanması 2-6 ayı buluyor. 1-2 ay yan yatamıyor. Bir şey kaldıramıyor, özellikle kol ve göğüs kaslarını kullandığı bir spor veya meslek yapıyorsa buna devam edemiyor. O yüzden kapalı ameliyat, kişinin normal hayatına devam etmesi için, bypass ameliyatına çok ciddi çözüm getiren bir cerrahi seçenektir.’’
- Prof. Dr. Vedat Göral uyardı: Vücutta eksikliği saç dökülmesi, kabızlık ve şişkinliğe neden oluyor!
- 2023'te 8,2 milyon kişiye tüberküloz teşhisi konuldu
- Görme yetisini kaybettiriyor! Tedavi edilmezse körlüğe neden oluyor, uzmanı uyardı: Erken teşhis şart
- Ortodonti tedavisi hangi yaş aralğında yapılmalıdır?
- Miyopi eğitim hayatını kötü etkiliyor