Beden SağlığıDiş hekimi fobisi diye bir şey yok!

Diş hekimi fobisi diye bir şey yok!

Paylaş
Diş hekimi fobisi diye bir şey yok!

Diş Hekimi Pertev Kökdemir, aslında diş hekimi fobisi diye bir durumun olmadığını iddia ediyor. Yapılacak tedavi ile ilgili bilgi sahibi olmamak, yanlış inanışlar, kulaktan dolma bilgilerin buna sebep olduğunu özellikle belirtiyor

Diş hekimi Pertev Kökdemir, "Diş hekimi fobisi diye bir şey yok. Herkes hastaneye giderken endişe, tereddüt ve korku içerisinde gider. Özellikle de ağrı çekiyorsa, nasıl bir tedavi yapılacağını tam olarak bilmiyorsa hekimden ve tedaviden korkar. Bu sadece diş hekimlerine özgü bir durum değil. Bizim adımız çıkmış bir kere" diyor.

SİZ KORKARSANIZ ÇOCUĞUNUZ DA KORKAR!

Pertev Kökdemir aileleri de uyarıyor: "Eğer siz diş hekiminden korkuyorsanız ve bunu hissettirirseniz; çocuğunuz da korkar. Erken yaşta diş hekimine güle oynaya gelen, diş hekiminden korkulmaması gerektiği öğretilen çocuklar, yetişkinliklerinde de sıkıntı yaşamazlar."

STRESİNİ KONTROL EDEMEYENLERE SEDASYON ÖNERİLİYOR

Diş Hekimi Pertev Kökdemir, diş tedavisinde kullanılan cihazların çıkardığı seslerin, ağıza iğne yapılmasının ve ağzın sürekli açık olmasının getirdiği rahatsızlığın hastaları strese soktuğunu belirtiyor. Ancak bu stres seviyesini kontrol edemeyen hastalara da sedasyon yöntemi uyguladıklarını sözlerine ekliyor:

SEDASYON NEDİR?

"Sedasyon genel anesteziye bir alternatif olarak klinik veya hastane koşullarında uygulanır. Sedasyonda olan hastanın bilincinde hafif bir azalma olur ve "Ağzını aç-kapat" gibi basit komutları yerine getirir ve böylece tedavisi çok daha kolay bir şekilde yapılabilir. Açılan damar yolundan ilaç verilir. Hasta yarı uyur vaziyettedir, bilinci açıktır ancak tedavi ile ilgili detayların farkında değildir ve uyandığında hiçbir şey hatırlamaz.

KİMLERE UYGULANIR?

Sedasyon yöntemi özellikle lokal anestezinin yeterli olmadığı hastalarda (diş implantı operasyonları, işlemin uzun süreceği seanslarda, çene kırığı tedavisi, çenede kist, gömülü yirmi yaş dişi, bulantı refleksi fazla olan bireyler gibi), stresini kontrol altına alamayan fazla endişeli kişilerde, zihinsel engelli hastalarda, hipertansiyon veya diyabet gibi eşlik eden hastalıklar nedeniyle yaşlılarda tercih edilir. Yüksek stres ve gerginliğe bağlı olarak kalp atım hızının artması ya da azalması ile terleme, kusma, düşük tansiyon gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu da tedaviyi aksatır ya da hastanın tedaviye devamında sorun çıkarır. Ayrıca çocukların diş hekimine gelirken duydukları stres ve uygunsuz şartlarda yapılan müdahaleler yaşamları boyunca onları etkiler. Bu şekilde yapılan diş tedavileri onların ömür boyu doktor ve tedaviden kaçmalarına neden olur. Bu durumda çocukları zorla koltuğa oturtmak yerine güvenli koşullarda sedasyon desteği alarak bu sorun çözülebilir.

Kalp-karaciğer-böbrek rahatsızlıklarında, depresyon, epilepsi veya astım gibi kronik bazı hastalıkları olanlarda doz ayarlaması önemlidir. Hastanın kendi doktorunun onayı alındıktan ve hastanın kendi ilaç dozlarının ayarlanmasından sonra sedasyon uygulaması yapılması gereklidir."

Haberin Devamı