Horlama ve uyku apnesi
Gece nefes almada zorluk, horlama ve nefes durması şikayetlerinin önemsenmesi gerektiğini belirten Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şenol Polat, horlama ve uyku apnesi hakkındaki bilgilerini aktardı.
Horlama, gürültülü uyuma şeklinde ifade edilebilir. Horlamanın nedeni boğaz yapılarının uykudayken daralması ve geçen havanın bu yapıların titretmesi nedeni ile ses oluşmasıdır. Boğaz yapılarımız yumuşak damak ve küçük dil, dilimiz (özellikle dil kökü), yanlarda bademcikler ve bademcik yatağından oluşmaktadır.
Gündüz uyanık haldeyken bu yapıların etrafındaki kasların belirli bir gerginliği nedeniyle hava yolu yeterince açıktır ve bu nedenle horlama olmaz. Ancak gece uykudayken kas tonusundaki belirgin düşme nedeni ile bazı kişilerde yumuşak damak ve küçük dil aşağıya doğru sarkar ve gevşer. Dil kökü geriye doğru yer değiştirir, bademcik bölgesi orta hatta yaklaşır ve boğazın arka duvarındaki örtü eğer gevşek ve kabarık ise havanın geçeceği üç boyutlu yol iyice daralır. Hava bu daralmış yerden geçerken küçük dil ve damak perde gibi hareket eder ve horlama oluşur.
Uyku apnesi nedir?
Bu duruma uyku apnesinde, boğazda daralma iyice artar ve tam veya tama yakın kapanırsa nefes alıp vermede durmalar oluşur ve kişide önce tıkanma (nefes durması) sonra da kısa uyanmalara neden olur. Uyku apnesi ve uyku apnesine yakın durumlarda (hipoapne vb.) kandaki oksijen seviyesinde düşmeler, kan basıncında artışlar görülür. Uyku apnesi hastalığı olan kişilerde uykuda bazı organ ve sistemler dinlenmeleri gerekirken fazla çalışmak zorunda kalırlar ve bu durum uzun dönemde bazı hastalıklara neden olabilir. Bu kişilerin en çok taşıdığı riskler kalp damar hastalıkları ve serebrovasküler hastalıklarıdır. Yine gece az oksijen ve sık uyanmalar nedeni ile kişi gündüzleri yorgunluk hissedebilir ve sürekli uyuma ihtiyacı duyar. Bu durumda ise gündüzleri iş ve akademik hayatında, sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlar. Yapılan bazı çalışmalar trafik kazalarının en önemli sebeplerinden birinin direksiyon başında uyuklamalar olduğunu göstermektedir.
Uyku apnesinin sebepleri nelerdir?
Uyku apnesi ve horlama en sık kilolu kişilerde görülür. Kilo fazlanız varsa ve horluyorsanız muhakkak kilo vermelisiniz. Burun tıkanıklığının burundan nefes almada zorluk yaşamanın uyku apnesi üzerine etkisi yapılan çalışmalarda %30 veya daha fazla olarak bildirilmektedir. Burunda tıkanıklık varsa tedavi edilmesi önerilmektedir. Bademciklerde belirgin büyüme varsa, damak ve küçük dilde belirgin büyüme veya sarkma varsa, dil kökünde büyüme varsa, çene geride yerleşimli ise horlama ve uyku apne riski vardır.
Gece nefes almada zorluk, horlama ve nefes durması şikayetleriniz varsa muhakkak muayene olmanız gerekmektedir. Muayene sonrası gerekirse uyku çalışması (uyku polisomnografisi) yapılır. Uyku apnesinin en önemli tanı aşaması uyku çalışmasıdır. Bir gece hastanede uyursunuz ve bu çalışmada horlama, uykuda tıkanma ve nefes durmaları (uyku apnesi) oksijen seviyesi başta olmak üzere belirli parametreler çalışılır.
Tedavisi nasıl ilerlemektedir?
Uyku çalışması sonrası uyku apnesi tespit edilen kişilerde belirli tedaviler yapılmalıdır. Kısaca özetlemek gerekirse tedavinin en önemli basamağı kilo vermektir. Eğer orta veya ağır uyku apnesi varsa gece uykuda solunuma destek sağlayacak yardımcı cihazlar kullanılmalıdır. Bu cihazlara uyum sağlamak bazen zor olabilir ama uyku apnesini kontrol altına almanın ve azaltmanın en iyi ve en çok önerilen yöntemi budur. Bazı hastaların bu cihazlara uyum sağlaması çok zor olabilir veya ek bazı hastalıkları olabilir (belirgin burun tıkanıkları veya belirgin bademcik büyümeleri gibi). İşte bu hasta grubunda da bazı cerrahilerin faydaları olabilir. Burun ve boğazın bazı bölgelerine yönelik planlanan bu cerrahiler günümüzde en az risk taşıyan ve en çok fayda verebilecek yöntemler ve yaklaşımlara doğru evrilmişlerdir.
Sonuç olarak uyku apnesi ve horlama şimdiki hayat kalitesi ve gelecekteki ihtiva ettiği potansiyel riskler nedeni ile hafife alınmamalıdır. Hastalar muayene olmalı ve uyku çalışması testine göre hasta ve doktoru birlikte hastaya uygun bir plan çerçevesinde tedaviye başlanmalıdır.