Osteoporoza karşı önleminizi alın
Günden güne kemiklerin erimesine neden olarak vücut yapısını ve dengesini bozan osteoporoz 50 yaşından sonra her 3 kadından birinde görülebiliyor. 30’lu yaşlara kadar yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alıp dans, yoga gibi fiziksel aktivitelerde bulunmak osteoporoz riskini önemli oranda azaltabiliyor. Prof. Dr. Demet Ofluoğlu, osteoporoz ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Osteoporoz, kemik kalitesi ve gücünde azalma sonucu kemiğin kırılgan hale gelmesi durumu ve toplumun yaşlanması ile önemli bir halk sağlığı sorunu haline geliyor. Erkeklere göre kadınlarda daha fazla görülen osteoporoz 50 yaş üstündeki her 3 kadından 1’inde ortaya çıkıyor. Bunda kadınlarda kemik kütlesinin az olması ve menopozla birlikte kemik kaybının hızlanması önemli bir etken. Osteoporozda en önemli risk faktörü genetik etkiler ancak doğuştan gelen hastalıklar, kronik hastalıklar, tiroit bezi hastalıkları ve romatizmal hastalıklar sonucu da osteoporoz meydana gelebiliyor.
Beslenme yanlışları kemiklere zarar
Osteoporoz yaşam tarzı alışkanlıkları, beslenme düzeninde yapılan yanlışlıklar veya gereksiz ilaç kullanımına bağlı olarak da ortaya çıkıyor. Hareketsiz bir yaşam, sigara ve alkol kullanımı önemli çevresel riskler arasında.
Beslenme düzeninde yapılan yanlışlıklar, düşük kilolu olmak, vitamin ve kalsiyum eksikliğinin yanında fazla protein, fosfat ve sodyum alımı da osteoporoza yol açabiliyor. Kafein ve alkol tüketiminden kaçınmak da önemli. Bunların yanı sıra kortizon, kan sulandırıcı, mide koruyucu, antidepresan ve antiepileptik ilaçların uzun süreli kullanımı, bazı kanser ilaçları, organ nakillerinden sonra kullanılan bazı ilaçlar osteoporoz gelişimine sebep olabiliyor.
Kemik yoğunluğunu ölçtürün
Osteoporoz kırık görülene kadar genellikle belirti vermiyor. Ama yine de gençlik boyuna göre 3 cm’den fazla boyda kısalma, kamburluk ve yaygın ağrı osteoporoz belirtisi olabilir. Ani ve şiddetli bel - sırt ağrısı ile birlikte belirgin bir hareket kısıtlığı osteoporoza bağlı omurga çökme kırıklarından kaynaklanabiliyor. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden doktora gidilmeli. Osteoporoz teşhisi için kemik yoğunluk ölçümü yatırmak yeterli.
Kemik yoğunluğu ölçümü özellikle menopoza giren tüm kadınlarda yaptırılmalı. Bunun yanı sıra risk faktörleri olan gençlerde ve erkeklere de kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmak erken teşhis bakımından önemli. Kemik yoğunluğu düşük çıkan kişilerde ve tedavi görenlerde ölçüm yılda bir kez yenilebilir.
Kalsiyum ve D vitamini takviyesini ihmal etmeyin
Osteoporoz tedavisinde amaç kemik kalitesini artırmak ve kemiği güçlendirerek kırık oluşumunu önlemek. Bunun için kan ve idrar tetkiklerinin ardından uygun bulunan hastalarda kemik yıkımını azaltırken kemik yapımını artıran ilaçlar kullanılabilir.
İlaç tedavilerine en az 1 yıl devam edilmeli ve yıllık kontrollerin ardından tedavinin devamına karar verilmeli. Her hastaya her osteoporoz ilacı uygun olmadığı için kullanılacak ilaçlar doktor kontrolünden sonra belirlenmeli. İlaçların yanı sıra kalsiyum ve D vitamini gibi destek tedavileri mutlaka kullanılmalı. Yaşa göre ihtiyaç değişmekle birlikte günlük ortalama kalsiyum ihtiyacı 1000-1500 mg arasıdır. D vitaminini ise 30-60 ng/ml aralığında tutulacak şekilde gerekirse takviye olarak verilebilir.
Kemiklerinizi keyifli aktivitelerle güçlendirebilirsiniz
Osteoporoz tedavisinde fiziksel aktivite ve egzersiz önemli bir yer tutmakta. Yürüyüş, hafif koşu gibi yük bindirici egzersizler ile kas güçlendirme egzersizleri kemik kütlesinin yenilenmesi adına önemli. Haftada en az 3 kez 20-30 dakika yapılacak hızlı yürüyüş kemikleri korumak için faydalı.
Yoga vücudun esnekliğini artırması, postürün iyileştirilmesi, osteoporozun bir sonucu olan kamburluğun önlenmesi ve kişinin omurgasını kontrol etmesi yönünden önerilen bir aktivite.
Dans, yer çekimine karşı yapılan ritmik hareketleri içeren bir aktivite olduğundan kemikler için oldukça faydalı. Grup halinde yapılan dans çalışmaları kişinin motivasyonunu artırır, sosyal katılımını sağlar ve yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkiler yapar. Tüm bu fiziksel aktivitelerin doktor önerisi ve kontrolünde yapılması gerektiği unutulmamalı.