Besin takviyeleri
Bir zamanlar sağlıklı ve dengeli beslenen hiçbir bireyin ek vitamin ve mineral takviyesine ihtiyacı yoktur ekolü ile eğitim almış ve okuduğu okuldan mezun olmuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki işler maalesef artık eskisi gibi değil!
Son yıllarda katıldığım bilimsel toplantılar ve konferanslarda bilim insanları şunu söylüyor: “Toprak artık bundan 50 yıl önceki toprak değil, balıklar eskiden denizden avladığımız balık değil!” Peki bu ne demek? Son 50 yılda ekilebilir tarım arazilerinde yapılan incelemelerde toprağın mineral içeriğinin giderek düştüğü tespit edilmiş. Bu toprakta yetişen ve bizim besin olarak tükettiğimiz besinlerin de vitamin ve mineral içerikleri düşmüş. Yani dedelerimizin bir elmadan aldığı vitamin ve mineralleri biz artık bir elma yiyerek alamıyoruz.
TAKViYE ALMAYA MECBUR!
Aynı şey maalesef yediğimiz balıklar için de geçerli. Deniz balığı değil de çiftlik balığı yiyorsanız ki ekonomik sebeplerle birçok insan bunu yapmak zorunda kalıyor, yine aldığınız omega-3 yağ asidi oranı yarı yarıya düşmüş oluyor. Üstelik modern yaşam tarzı, stres, hava kirliliği ve elektronik eşyalardan aldığımız radyasyondan dolayı atalarımıza oranla daha çok antioksidant (kansere karşı koruyucu), vitamin ve minerale ihtiyaç duyuyoruz. Modern zaman insanı dışarıdan takviye almaya neredeyse mecbur!
BEYNİN BÜYÜK KISMI
OMEGA-3: Dışarıdan alınması gereken çoklu doymamış yağ asitlerinden bir tanesidir. Beynin büyük bir kısmını omega-3 yağ asitleri oluşturur. Kalp hastalıkları, göz sağlığı ve zihinselbilişsel fonksiyonlar için alınması gereken bir takviyedir. Omega-3, kanın pıhtılaşmasını ve iltihaplanmayı önler. Menopoza geçiş dönemindeki psikolojik sıkıntıların giderilmesine yardımcı olur. Yüksek tansiyonun düzenlenmesinde etkili.
HAYVANSAL KAYNAKLI DEMİR DAHA FAYDALI
DEMİR: Demir minerali hem bitkisel hem de hayvansal besinlerde bulunmaktadır. Hayvansal kaynaklı besinlerde bulunan demirin vücutta kullanılabilirliği oldukça yüksektir. Ekonomik yetersizlikler, hayvansal kaynaklı besinleri tüketmeme (özellikle vegan-vejetaryenlerde) gibi durumlar demir eksikliği görülmesine sebep olabilir. Vücutta demir eksikliği oluştuysa depoları doldurma için mutlaka dışarıdan takviye alınmalıdır.
ÇOK GÜÇLÜ BİR ANTİOKSİDAN
PROPOLİS: Propolis; bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından arıların topladığı çok güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkiye sahip olan doğal bir arı ürünüdür. Vücutta zararlı bakterilerin yok olmasını sağlayarak hastalıklara karşı savaşan propolis, bağışıklığı güçlendirmeye destek olur.
KAYNAĞI HAYVANSAL BESİNLER
B12 VİTAMİNİ: B12 vitamini yetersizliği sinir sisteminde hasara ve megaloblastik anemiye yol açabilir. Kaynakları, hayvansal besinlerdir. Hayvansal kaynaklı besinleri tüketmeyen kişilerin B12 vitamin düzeyi çok düşüktür. Bu kişiler B12 vitamini ile zenginleştirilmiş besinleri tüketmiyorlarsa vücudun ihtiyaç duyduğu miktarı dışarıdan takviyeler ile almalıdırlar.
KALP SAĞLIĞI
KOENZİM Q10: Vücudumuz tarafından enerji üretimine yardımcı olarak sentezlenir. Kalp hastalıklarında damar sağlığını koruyucu olarak görev alır. Antioksidant görevi olduğu için kansere yakalanma riskini de azaltmaktadır. Vücuttaki koenzim-Q10 seviyesini artırmak için bazı doktorlar dışarıdan takviye olarak alınması gerektiğini savunurlar.
ESAS KAYNAĞI GÜNEŞ
D VİTAMİNİ: Kemik ve kas sağlığının yanı sıra bağışıklık sistemi, enflamasyonun (iltihap oluşması) ve kronik hastalıklara yakalanma riskinin azalması açısından D vitamini çok önemlidir. D vitamininin esas kaynağı güneştir. Yeteri kadar güneş ışığına maruz kalmayan, D vitamini ile zenginleştirilmiş besinleri tüketmeyen ve D vitamini takviyesi almayan kişilerde D vitamini eksikliği görülür. D vitamini kullanmak istemiyorsanız haftada iki kez 20 dakika güneşlenmek D vitamini eksikliğinden korur. Güneş ışığı dışında D vitaminini besinlerden karşılamak mümkün değildir.
KAS VE SİNİR SİSTEMİ İLE ŞEKER HASTALIĞI
MAGNEZYUM: Kas ve sinir sisteminin çalışmasında etkilidir. Aynı zamanda asit baz dengesi ile kandaki elektrolitlerin düzenlenmesine yardımcı olur. Eksikliğinde tansiyon yükselmesi ve kalpte ritim bozukluğu görülebilir. Yapılan araştırmalarda yeteri kadar magnezyum alınmadığında insülin direnci ve şeker hastalığı gelişme riskinin arttığı görülmüştür. Ayrıca magnezyumun stres azaltıcı etkisi vardır. Bununla birlikte magnezyum eksikliğinde alınan takviye kas kramplarını, titremeleri azaltır.
SELENYUM-ÇİNKO: Bu ikili E vitamini ile bir araya geldiğinde vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olurlar. Bu sayede kanser ve kalp hastalıklarını önlemede anahtar rol oynarlar. Aynı zamanda cilt, saç ve tırnak sağlığı için de oldukça etkilidirler. Tahıl, yumurta, deniz ürünleri ve sarımsak selenyumdan zengindir. Çinkonun kaynakları ise yağsız et, tavuk, hindidir.
KROM: Vücutta glikozun ve yağın kullanılmasında görevlidir. Yetersizliği çok sık gözlenen bir durum değildir. Krom yetersizliğinde, kan kolesterol seviyeleri yükselir ve diyabet (şeker) hastalığının belirtilerine benzer belirtiler oluşur. Krom yetersizliği aynı zamanda damar sertliğine yol açabilir. Fazla tüketimi zehirlenmeye neden olur.
HAMİLELİKTE DİKKAT EDİLMELİ
FOLİK ASİT: Vücutta kan yapımı, sinir dokularının oluşumu ve yeni hücrelerin üretilmesinde görevli olan bir vitamindir. Özellikle hamilelikte bebeğin omurilik ve sinirlerinin oluşması ve gelişmesi için gereklidir. Vücuttaki folik asit düzeyi yapılan kan tahlili ile belirlenir. Eksikliğinde doktor tarafından belirlenen miktarda takviye alınması gerekir. Alınmadığı durumlarda nöral tüp defekti (anne karnındaki bebekte sinir hücrelerinde gelişme geriliği), megaloblastik anemi, hafıza sorunları, beyin ve sinir fonksiyonlarında bozukluklar ortaya çıkabilir.
KEMİK ERİMESİ RİSKİ
KALSİYUM: Kemik ve diş sağlığının vazgeçilmez minerali kalsiyumdur. Kaynakları süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve yumurtadır. Kalsiyum eksikliğinde osteoporoz (kemik erimesi) hastalığı ortaya çıkar. Menopoz döneminde östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak kemikten kalsiyum çekilmesi olur ve osteoporoz görülme riski artar.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN ÖNEMLİ
PROBİYOTİKLER: Sağlık açısından oldukça yararlı olan, bağırsaklarımızda bulunan faydalı ve canlı bakterilerdir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda bazı probiyotik takviyeler yeterli düzeyde tüketildiğinde ishal, iltihaplı bağırsak hastalığı, laktoz intoleransı, yüksek tansiyon, kanser, bağışıklık sistemi, vajinal enfeksiyonlar, böbrek taşları, kolesterol, alerji ve egzama, ruh hali üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
- Elektronik sigara tuzağı! Aroması nedeniyle bağımlılık riski daha yüksek
- Hormon değişimleri kadınlarda idrar kaçırma problemine yol açabilir!
- Kadınlarda idrar kaçırma problemine dikkat!
- Rahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir?
- Kadınların sabah akşam konuşmak istediği 5 cinsel konu! Partnerinizle konuşabilirsiniz