Diyabet hastaları oruç tutabilir mi?
Diyabet yani şeker hastalarının sağlıklı bir yaşam için gün içinde az ve sık yemek yiyerek kan şekeri düzeylerini belirli bir seviyede tutabilmeleri büyük önem taşıyor. Bu nedenle Uzm.Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, diyabet hastalarının mutlaka doktor kontrolünde oruç tutması gerektiğini belirterek "Özellikle yüksek kan şekerini kontrol altına alan bazı ilaçlar ve insülin kullanan hastaların oruç tutması sakıncalı" uyarısında bulundu
Kan şekeri ayarının bozulması, oruç tutan şeker hastaları için pek çok rahatsızlığa yol açabiliyor. Bu nedenle diyabet hastalarının ramazan ayında beslenme düzeni ve fiziksel aktiviteler konusunda bazı noktalara dikkat etmesi gerekiyor.
Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, diyabet hastalarının ramazan ayında oruç tutmaları için doktor kontrolü şart olduğunu söyledi.
Sağlıklı kişilerde kan şekeri düşüklüğünün vücut tarafından hafif belirtilerle kendini gösterdiğine değinen Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, diyabet hastalarında bu durumun bilinç kaybolması gibi hayatı tehdit edebilen ciddi sonuçlara kadar gidebildiğine işaret etti. Diyabet hastalarının oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka doktorlarına danışması gerektiğini anlatan Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, "Kontrollerini yaptırmaları ve kendileri için çıkarılacak plana göre hareket etmeli. Özellikle yüksek kan şekerini kontrol altına alan bazı ilaçlar ve insülin kullanan hastaların oruç tutması sakıncalı" dedi.
BAŞ DÖNMESİ VE BAYGINLIK HİSSİ GÖRÜLEBİLİR
Oruç nedeniyle uzun süre aç kalmanın kan şekeri seviyesinin tehlikeli sınıra düşürdüğünü, bunun da hipoglisemi (aşırı şeker düşmesi) ataklarına yol açtığına değinen Dr. Yazıcıoğlu, "Oruç süresince susuz kalınmasından kaynaklanan dehidrasyon yani sıvı kaybı da diyabet hastalarında sorunlara neden olabiliyor. Hipoglisemi, bulanık görme, baş ağrısı, baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi belirtilerle kendini gösteren önemli bir sağlık sorunudur. Hipoglisemi, uygun müdahale yapılmadığı durumlarda bilinç kaybına neden olabilir. Şeker hastalarında sıklıkla karşılaşılan hipoglisemiyi; uzun süreli açlık, insülin ve bazı şeker ilaçlarının dozunun gereğinden fazla olması ve aşırı egzersiz yapılması tetikliyor" diye konuştu.
Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, aşırı şeker düşmesi, aşırı su kaybı, kan şekerinin aşırı yükselmesi, aşırı kilo kaybı veya kilo alma, diyabet hastalığına bağlı organ hasarlarının ağırlaşması durumunda vakit kaybetmeden uzman yardımı alınması gerektiğine işaret etti.
RAMAZANDA SAĞLIK SORUNU YAŞAMAMAK İÇİN...
Dr. Yazıcıoğlu, sağlık sorunu yaşamamak için ise şunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi:
"İftarda çok hızlı yemek yemek kan şekerini birden yükselteceği için besinler yavaş yavaş tüketilmeli. İftara çorba ile başlanmalı, çorbadan sonra yemeğe 10-15 dakikalık ara verilip daha sonra devam edilmeli. Sulu sebze yemekleri tercih edilmeli ve aşırı ekmek tüketilmemeli. Sahurda ağır, vücudu zorlayacak yiyecekler tüketilmemeli, kahvaltılıklar tercih edilmeli. Oruç nedeniyle oluşan sıvı kaybı, şeker hastalarında sıklıkla görülen yüksek tansiyon için kullanılan ilaçlar ile birlikte vücutta sıvı ve bazı önemli minerallerin eksikliğine yol açabilir. İftardan sahura kadar geçen süre içinde sıvı tüketimi iyi ayarlanmalı. Gün içindeki tuz kaybı mutlaka telafi edilmeli. Sıvı kaybının diyabet hastalarında böbrek sorunlarını ortaya çıkarabildiği unutulmamalı. Diyabetli kişiler gün içinde birkaç defa, iftara kadar, ölçüm cihazlarıyla kan şekeri düzeylerini kontrol etmeli."
DHA