Korkmayın meme ağrısı kanser işareti değil!
'Meme ağrım var, acaba kanser miyim?' uzmanların en sık karşılaştığı sorulardan biri. Ancak ağrı ve meme kanseri arasında bir ilişki yok
Liv Hospital Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp anlattı:
Doktorlara göre; dikkatli olmanız gereken belirtiler şunlar: Ele gelen kitle, bir memede anormal büyüme, sarkma, meme başında pullanma, kaşıntı, kanlı akıntı...
Meme kanseri riski kimlerde yüksek?
Yaş: Meme kanseriyle en sık 50 yaşında karşılaşıyoruz. Genetik yatkınlık: Ailede meme kanseri varsa, daha önce bu hastalığı geçirdiyseniz riskiniz daha yüksek.
Memedeki yapısal değişiklikler: Habis olmayan meme hastalıkları ailede meme kanseri olup olmamasına bağlı olarak riski artırabiliyor.
Çevresel etkenler: Örneğin radyasyon oranı yüksek bir ortamda yaşıyorsak riskimiz daha fazla.
İlk adet yaşı: Erken adet görmek ya da menopoza geç girmek meme kanseri nedeni olabiliyor.
İlk doğum yaşı: Genellikle 20 yaşın altında doğum öneriliyor. İlk doğum yaşı arttıkça kanser oranı artıyor.
Hormon tedavileri: Menopoz sonrası dönemde hormon tedavisi kullanmak riski artırabiliyor. Kötü beslenme, şişmanlık ve hareketsizlik.
Ailede kanser hikayesi her durumda risk midir?
Hayır. Ailenizde 50 yaşından sonra görülen meme kanseri genetik riski ifade etmez. Ancak özellikle birinci ve ikinci derece akrabalarda meme ve yumurtalık (over) kanseri varlığı bizim için uyarıcı. Özellikle de 2 veya daha fazla birinci ve ikinci derece akrabada meme ve yumurtalık kanseri olursa... Ya da tek bir akrabanızda 50 yaşın altında (menopoz öncesi) meme veya yumurtalık kanserini önemsiyoruz. Yine bir erkek meme kanserli akrabanız varsa genetik geçişli meme, yumurtalık kanseri açısından risk altında olabilirsiniz. Bu grupta yer alan bireylerde yaşam boyu meme kanseri gelişme riski yüzde 80’lere ulaşabiliyor. Bunların da ötesinde bazı ailelerde sarkomlar, rahim kanseri, beyin kanserleri veya bağırsak kanserleri de meme kanserleriyle birlikte bulunabilir.
Mamografi yaptırmaya ne zaman başlanmalı?
Meme kanseri riskini azaltmak için öncelikle 20’li yaşlardan itibaren her ay kendi kendine meme muayenesi ve 30’lu yaşlardan itibaren bir hekim kontrolünde yıllık meme kontrolleri yapılması gerekir. Çünkü nadir de olsa 25-26 yaşından sonra da meme kanseriyle karşılayabiliyoruz. Bunun dışında 40 yaşından itibaren yıllık mamografi yaptırmak lazım. Ailede meme kanseri varsa mamografinin ultrasonla birlikte 30’lu yaşlardan itibaren başlaması, kontrollerin bazen MR’ı ile desteklenmesi gerekiyor.
Korunmak için neler yapmalıyız?
Beslenme meme kanserini yüzde 30 oranında etkileyebiliyor. Korunmak için bol lifli, yağsız gıdalarla beslenmek, alkolü azaltmak, düzenli spor yaparak sağlıklı kiloya inmek gerekiyor. Son yıllarda kanda D vitamini düzeyi az bulunan bireylerde meme kanseri riskinin arttığına dair veriler var. Yeterli D vitamini düzeyinin sağlanmasının riski azaltabildiği ifade ediliyor.
Nelerden uzak durmalı?
Şekerin fazla alınması vücudun yağ oranını ve kanser hücreleri için bir büyüme faktörü olan insülin hormonunu artırır. Bu durum meme kanserini tetikleyebilir. Hiçbir şeker türü birbirinden farklı değil. Beyaz, kahverengi şeker, mısır şurubu veya meyve şekeri (fruktoz) ve balın da fazla tüketilmesi tehlikeli. Kanser ve kalp hastalıklarından korunmada 5 tip besin maddesi ön plana çıkıyor: Ceviz, nar, koyu yeşil sebzeler, brokoli, karnabahar ve Brüksel lahanasının yer aldığı krusifer sebzeler; kırmızı et yerine haftada 2-3 kez balık; tercihen somon balığı.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
İşte, meme kanserinin uyarıcı belirtileri:
- En sık karşılaştığımız belirti ele gelen kitle. Kitle, meme içinde, meme başının arkasında veya koltuk altına doğru uzanan dokuda olabilir.
Bir memede anormal büyüme, sarkma.
-Memenin renginde değişme.
- Meme başında çekilme, ciltte noktalı, portakal kabuğu görüntüsü.
- Meme başının içeriden çekilmesi.
- Meme başında pullanma, kaşıntı, kızarıklık, yara.
- Memenin birinden özellikle tek bir kanaldan kanlı akıntı.
Not: Meme ağrısıyla meme kanseri arasında bir ilişki yok. Kanserin çok ileri evreye gelmiş olması lazım ki ağrı yapsın. Mesela tümör çok büyüdüğünde cilde açılırsa ağrı yapabiliyor.
DİYETİNİZDE MUTLAKA BULUNSUN
A vitamini zengin olan besinler: Turuncu sebzeler, meyveler (havuç, kayısı, şeftali, domates, bal kabağı, mango) bazı yeşil sebzeler (ıspanak, pazı), patates, mozzarella peyniri, süt, yumurta sarısıdır.
Likopen: Domates, karpuz, kayısı, kan portakalı gibi besinlerde bulunur.
Selenyum: Pirinç, et, balık, tavuk, sarımsak ve ekmekte bolca bulunur.
C vitamini: En çok sarı ve yeşil sebzelerde, bunun dışında çilek ve domateste de bulunur.
E vitamini: Buğday filizi, mısır, soya fasulyesi filizi, fıstıklar ve brokolide bulunur.
Flavanoidler: Siyah ve yeşil çay, kırmızı üzüm, böğürtlen gibi mor meyveler ve narda; arpa, soya, krusifer sebzeler (brokoli, karnabahar, lahana), keten tohumunda da vardır.
Kalsiyum: Günlük 500 ile 1200 mg. kalsiyum alımı ile meme kanseri riskinin azaltıldığı gösterilmiş. Kalsiyumun günlük ihtiyacı erişkinlerde 1000-1200 mg. arasındadır. Bu gereksinimin üçte biri 1 bardak doğal yoğurt, 200 gr. peynir veya 1.5 bardak ıspanak ile karşılanabilir.
D vitamini: Kalsiyum ile birlikte günlük 500-1100 IU D-vitamini alımı öneriliyor.
YARIN: MiDE VE KOLON KANSERiNDEN KORUNMA
>> 1. BÖLÜM: KANSER SAVAN YİYECEKLER
2
- Göz tedavisinde bu detay dikkate alınmalı! Özellikle prematüreler için önemli
- Mikroplastiklere dikkat! Kolon ve akciğer kanserine yol açabiliyor: Üreme rahatsızlıklarının altında yatan sebeplerden biri
- Hafıza kayıpları ve kronik baş ağrısına dikkat!
- Vücudunuz sizi uyarıyor olabilir! Demir eksikliğiniz varsa bu belirtilere dikkat edin!
- Balık tüketerek kışı depresyonsuz atlatabilirsiniz!