Meme muayenesi nasıl yapılır? Meme kanseri kimlerde görülür?
Tüm dünyada “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak anılan ekim ayında uzmanlar 20 yaşından büyük bütün kadınlara “20 yaşından itibaren kendi kendinizi muayene edin, 40’tan itibaren mamografi çektirin” çağrısında bulunuyor. Yapılan çalışmalarla kadınlarda en çok ölüme yol açan meme kanserinde erken teşhisin önemli olduğu vurgulanıyor. Peki, Meme muayenesi nasıl yapılır? Kimler risk altında? Meme kanserinden nasıl korunuruz? Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uğur Deveci anlattı.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl ekim ayı “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul ediliyor. Düzenlenen etkinliklerle kadınlarda en çok ölüme yol açan meme kanserine dikkat çekilecek. Farkındalık kampanyaları ile tüm dünyada meme kanseri vakaları artmasına rağmen, erken tanı sayesinde hastalıktan ölüm oranları azaldı.
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uğur Deveci, yüzde 33 oranla Türkiye’de kadınlarda en çok görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu belirterek “Meme kanseri korkulacak değil, tedavisi olan bir durumdur. Önemli olan erken saptamaktır. Gelişmiş cerrahi yöntemlerle hem hayatınız hem memeniz kurtarılabilir.” dedi.
MEME MUAYENESİ NASIL YAPILIR?
Doç. Dr. Deveci, ilk tarama yönteminin 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendini muayene etmek olduğunu söyleyen Deveci, bu muayenenin nasıl yapılacağını şöyle anlattı:
“Banyodan önce veya sonra aynanın karşısına geçin. Ayakta iken her iki meme birbirine simetrik mi, herhangi görüntüsel farklılık var mı, meme renginde bir değişiklik var mı bakın. Sonra elinizle dairesel hareketlerle tüm memeyi kontrol edin. Elinize gelen farklı bir durum var mı? Lenf bezi büyümesi olup olmadığını kontrol için koltuk altına bakın. Her iki meme ve koltuk altında bunu yapın. 20 yaşında bu kontrole başlandığında zaman içinde kadın memesinin yapısına alıştığı için nerede ne var bilecektir. Orada bir farklılık olduğunu anladığınız anda hekime başvurun. Ya da memenin başından kanlı akıntı, deride kızarıklıklar olduğu zaman başvurmalı. Bu tespitler bize araştırılması gereken bir durum olduğunu gösteriyor”
MEME KANSERİ KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Doç. Dr. Uğur Deveci meme kanseri riskini artıran yaş, genetik, hormonal ve çevresel faktörleri şöyle sıraladı:
- Yaş. Yaş ilerledikçe, özellikle 40 yaşından sonra meme kanseri riski artıyor.
- Genetik. Özellikle birinci derece akrabalarda meme kanserinin, ailesel kanser sendromlarının varlığı meme kanseri riskini arttırıyor.
- Östrojen. Bir kadın hayatı boyunca östrojen hormonuna ne kadar maruz kalmışsa meme kanserine yakalanma riski o kadar artıyor. Adet görmeye erken başlamak, menopoza geç girmek de östrojene maruz kalma süresini uzatmış oluyor. Çocuk doğurmamış olmak, emzirmemiş olmak, meme kanser riskini artıyor. Menopoza girdikten sonra hormon tedavileri almak riski arttırıyor.
- Beslenme. Kişide obezite olması, yağlı beslenmesi, alkol tüketimi meme kanser riskini artıyor.
MEME KANSERİNDEN KORUNMANIN YOLLARI
Doç. Dr. Deveci, meme kanserine yakalanma riskinin nasıl azaltılabileceğini de şöyle sıraladı: Genetik kaynaklı riskler azaltılamaz. Koruyucu cerrahi ile önlem almak gerekebilir.Çevresel faktörler değiştirilebilir. Obezite azaltılmalı. Yağlı gıdalar azaltılıp, sebze-meyve ağırlıklı beslenmeli. Alkol kullanılmamalı. Hareketli yaşam tercih edilmeli.Menopoz sonrasında kullanılan hormon replasman tedavisi, özellikle beş yılı aşıyorsa meme kanser gelişimini iki buçuk kat arttırdığı için artık kadın doğum uzmanları da çok fazla önermiyorlar.
KANSER ORANI NEDEN ARTTI?
Doç. Dr. Deveci, kanser oranlarında son yıllarda görülen artışın çevresel faktörlerden kaynaklandığını söyleyerek, şunlara dikkat çekti:
“Besinlerdeki antioksidan azaldı. Eskiden bir domatesten elde ettiğimiz antioksidan miktarını almak için artık üç domates yemek gerekiyor. Genetiği ile oynanmış gıdalar, kimyasallar ile ilaçlanmış sebze ve meyveler, hormonlu hayvanların etlerini tüketiyoruz. Ekranlar, telefonlar, tabletler, her yerde radyasyon var. Maruz kaldığımız radyasyon oranının artması, besinlerdeki koruyucu özelliklerin azalması, toksik etkilerin artması kanser oranlarının yükselmesine neden oluyor” dedi.