Havanın erken kararması enerjimizi ve psikolojimizi neden etkiliyor?
Gün ışığından az yararlanmak, erken kararan ve soğuk olan havalar nedeniyle gün içerisinde yaptığımız etkinlikler azalıyor, bu da yatkınlığı olan kişilerde depresyona neden olabiliyor. Peki neden havaların kararması psikolojimizi ve enerjimizi neden olumsuz etkiliyor, hiç düşündünüz mü?
Hazırlayan: Selen Serdaroğlu
En uzun gecenin yaşandığı ve kış mevsiminin bilimsel olarak başladığı tarihin 21 Aralık günü olarak kabul edildiğini belirten Psikolog Anıl Özcan, “Gün ışığından az yararlanmak, erken kararan ve soğuk olan havalar gün içerisinde yaptığımız etkinliklerin azalmasıyla birlikte yatkınlığı olan kişilerde depresyona neden olabilmektedir” dedi.
Sonbaharda yalnızca iklim değişmiyor; duygularımız, ruh halimiz ve enerji seviyemizde de değişimler oluyor. 21 Aralık, en uzun karanlığın yaşandığı ve en kısa gün ışığını gördüğümüz gün.
İklim değişimi ve depresyon ilişkisine yönelik pek çok araştırma yapılıyor. Norveç'in kuzeyinin ve güneyinin kıyaslandığı bir araştırmada, 24 saat karanlık olan ve metrekareye düşen insan sayısının daha az olduğu kuzeyde depresyon, alkol ve intihar oranlarının daha fazla olduğu saptanmış.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sedat Özkan, "Buradan yola çıktığımızda güneş ışığı ile iç hormonlarımız arasında bir etkileşimin olduğunu görüyoruz. Güneş ışığının daha az olması daha yorgun ve depresif hissetmemize yol açıyor. Günlerin kısalması, güneşin yerini yağışlı havalara bırakması, mevsimsel depresyonu da tetikleyebiliyor." diyor. Aşağıdaki şikayetler en az 2 haftadır sizinleyse, mevsimsel depresyona sahip olabilirsiniz:
- Üzüntü
- Yorgunluk
- Sabah uyanmakta güçlük çekme
- Yataktan kalkmak istememe
- Karamsarlık
- Karar vermede güçlük
- Cinsel enerjide azalma
- Çabuk sinirlenme
“GÜN IŞIĞINDAN OLABİLDİĞİNCE YARARLANIN”
Havaların soğuması ve karanlığı en çok hissettiğimiz günlerde karamsar ve olumsuz düşüncülerin daha çok ortaya çıkabileceğini ifade eden Psk. Özcan da bu düşünceler ile baş etmekte zorlanan kişilerde stres oluşabileceğini ve depresyona daha kolay girebileceklerini kaydetti.
Havanın erken karardığı günlerde mevsimsel depresyon dediğimiz mevsimlere bağlı olarak değişen, genellikle sonbaharda başlayıp kış boyunca devam eden kişinin kendini sürekli halsiz ve keyifsiz hissettiği durumların da görülebileceğini söyleyen Psk. Özcan, mevsimsel depresyonun her yıl aynı dönemde başlayıp aynı dönemde sona erdiğini belirtti.
Kadınların, erkeklere oranla mevsimsel geçişlerden daha çok etkilendiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sedat Özkan, daha önce depresyon teşhisi almış kişilerde depresyonun tekrarlaması ya da şiddetlenmesinin söz konusu olabildiğini belirtiyor. Aslında mevsim geçişlerinden tüm psikiyatrik rahatsızlıklar etkileniyor. Özellikle de özellikle depresyon, bipolar bozukluk gibi duygudurum bozuklukları bu dönemlerde artış gösteriyor.
MEVSİMSEL DEPRESYON BELİRTİLERİ
Mevsimsel depresyon her yıl aynı dönemde başlayıp aynı dönemde sona eriyor.
Havaların soğuması ve günlerin kısalmasıyla kişide bir neden olmadan üzgünlük hali, hiçbir duruma sevinememe, sosyal çevreye karşı ilginin azalması, cinsel isteğin azalması, aile içi ilişkilerde ve arkadaş ilişkilerinde azalmalar görülebiliyor.
Bu durum bazen kolay ağlama, kolay sinirlenme ya da hiçbir şey hissetmeme şeklinde de gerçekleşebiliyor.
Psikolog Anıl Özcan, bu belirtileri en aza indirmek ve anın tadını çıkarmak için havaların erken karardığı dönemlerde gün ışığından olabildiğince yararlanmamız gerektiğini belirtti ve önerilerini sıraladı.
"Gün içerisinde yapacağınız açık hava yürüyüşleri, nefes egzersizleri, hareketliliğimizi artırmamız, hayatımızın içine farklı odak noktaları (hobi, spor) katmamız, uyku ve yeme düzenimize dikkat etmemiz kendimizi daha iyi hissetmemize, stresten uzaklaşmamıza ve anın tadını çıkarmamıza yardımcı olacaktır”
HAVALAR ERKEN KARARDIĞINDA NEDEN ENERJİMİZ ÇEKİLİYOR, DAHA DEPRESİF OLUYORUZ?
İnsanlara mutluluk, canlılık, zindelik hissi veren bir nörotransmitter olan seratonin hormonu, gün ışığında salgılanan bir hormon. Ancak kışın, gün ışığını daha az görüyoruz. Bu da hormonun yeterince salgılanmasını engeliyor. Seratonin hormonu eksikliğinde ise depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali söz konusu oluyor.
Tabii ki konunun sadece seratonin hormonu ile ilgisi yok.
Hücre yenilenmesi için çok önemli olan ve doğal sakinleştirici olarak bilinen melatonin hormonu çok faydalı olsa da karanlık, puslu havalar nedeniyle bu hormonun gündüz vakti de salgılanması, kişinin daha çabuk uykusunun gelmesine ve kendisini bitkin hissetmesine yol açıyor.
Melatonin hormonu verimli bir uyku için de önemli bir hormon. Karanlıkla beraber bu hormon artışı uyku haliyle doğal bir sakinleştirici özelliği taşıyor. Ancak kışın havaların pusu, güneş ışığını daha az görmemiz ve havaların erken kararması nedeniyle bu hormon, daha enerjik olmamız gereken zamanlarda da salgılanıyor.
Yazın ise melatonin azalırken, mutluluk hormonu olarak bilinen seratonin ise yükseliyor.
İşte yazın kendimizi daha enerjik, kışın ise daha bitkin hissetmemizin temel sebeplerinden biri bu!