Uzmanlara göre her şey normal: Her sarsıntıyı felaket sanıyoruz
Türkiye ve dünya çapında peş peşe yaşanan depremler yüzünden sosyal medyada 2020 ‘felaket yılı’ ilan edildi. Ancak uzmanlar yaşanan sarsıntıların ‘doğal bir döngü’ olduğunu, korkulacak bir durumun olmadığını söylüyor.
Art arda Akhisar, Ankara, Sivrice, Kırkağaç ve Küba’da meydana gelen depremlerin ardından sosyal medyada 2020’nin felaket yılı olduğu yönünde paylaşımlar öne çıkmaya başladı. Dünyanın farklı bölgelerinde peş peşe meydana gelen depremlerin anormal olmadığını belirten uzmanlar ise, “Felaket yılı demek doğru değil” diyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, özel bir durumun söz konusu olmadığını belirterek; “Her yerde, sık sık deprem olması normal bir döngü. Endonezya’da her gün deprem ancak garipsemiyoruz. Türkiye’de en ufak bir depremde bile felaket senaryoları gündeme getiriliyor. Doğada bir düzen beklememek gerekir. Üç yıl önce İstanbul’a müthiş kar yağmıştı. Bu kış ise tek kar tanesi düşmüş değil. Bu sene 3 deprem, seneye 5 büyük deprem diye bir bir durum yok. Doğanın düzeni normal bir şekilde seyrediyor. 2020 için ‘felaket yılı’ demek doğru değil” dedi.
Doğanyol örneği
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da son günlerde dünyanın farklı bölgelerindeki sarsıntıların normal doğa olayları olduğu bilgisini paylaşarak, şunları söyledi:
“Doğu Anadolu Fayı uyandı mı? sorusu gündemde. DAF’ın Sivrice’de kırılacağını daha doğrusu Doğanyol’da kırılacağını anlamak bölgeye bir kez gidip araştırma yapmak yeterliydi. Fırat nehri güneye doğru akıyor. Fırat Nehri, Doğanyol’a geldiği noktada birden bire tam doğu-batı yönlü 90 derece kırılarak 15 kilometre doğuya doğru uzanmaya başlıyor. Sonrasında ise yine bir 90 derecelik kırılma ile güneye iniyor. Bu durum fayın Fırat Nehrini 15 km ötelemesidir. Bu ötelemenin anlamı ise her 200 yıllık periyotlarda 1-2 metrelik bir kayma olduğu gerçeğidir. 1.5 milyon yıllık sürede bölgede 7 bine yakın deprem oluşmuştur. Doğanyol’daki bir önceki büyük kırılmanın tarihi ise 1875. Jeolojideki geçmiş, geleceğin anahtarıdır. Marmara Denizi ve Ege’nin altında her yıl 2 santimlik ötelemeler yaşanmaktadır. Geçmişte iletişim olanaklarının yalnızca radyo ve ajanslara bağlı olmasından dolayı bilgi edinim süreleri çok uzun zaman alabiliyordu. Günümüzde bilişim ve iletişim teknolojileri öylesine ilerledi ki, Küba’daki depremi 1 dakika sonra öğreniyoruz. Daha önce sadece meslektaşların bildiği depremler, tüm topluluk tarafından bilinir duruma geldi. Toplum depreme karşı duyarlı olduğundan her sarsıntıyı panik halinde, felaket senaryosu olarak algılıyor. 2020 için özel bir durum yok. Yerin altı her zaman aktif ve dinamik. Bu depremler yaşanmaya devam edecek.”
Mert İnan - Milliyet
- Sevgi İzi nedir? Sevgi İzi başvurusu nereden ve nasıl yapılır? Kayıpların bulunması için Sevgi İzi projesi
- 'İçinde hazine var' diyen gelip kazıyor! iç Anadolu'daki ilimizin piramidleri
- Kız Kulesi Hikayesi Ve Tarihi: Kız Kulesi Özellikleri Ve Mimarı Yapım Tarihi..
- Kontrolden çıkan araç 7 metrelik istinat duvarından bahçeye uçtu
- 17 yaşındaki Hüseyin, gölet kanalında boğuldu