Elazığ’da yaşayan ve çocukluğu dergahta müzik içerisinde geçen Hüseyin Bilal Özen (51), genç yaşlarda tanıştığı neyzen sayesinde neye merak sardı. Ney çalmayı öğrenen Özen, tedarik sıkıntısı olduğu ve yapımını öğrenmek için Konya’da bir ustadan ders aldı. Zamanla ney ustasına dönen Özen, aldığı kamışları sanat eserine dönüştürmeye başladı. Evinin bodrumunu atölyeye çeviren Özen, ney kültürünü yaşatmak için canla başla çalışıyor. 30 yıldır ney üfleyen ve 25 yıldır da yapan Özen’in beden eğitimi öğretmeni olduğunu duyan ise şaşırıyor. Halen bir okulda öğretmenliğe devam eden Özen, arta kalan zamanlarını ise atölyede geçiriyor. Üniversite ve kendi öğrencilerine ücretsiz ney veren Özen, aynı zamanda özel sipariş üzeri ney yapıyor.
Müzikle küçük yaşlarda tanıştı
Musikiye çok küçük yaşlarda başladığını aktaran Hüseyin Bilal Özen, ''Yetiştiğimiz ortam gereği müzikle iç içeydik. Önce ritim çalmaya başladım. Beraberinde söylüyorduk. Daha sonra genç yaşlarda neyzen ile tanıştım. O da neye başlamamıza vesile oldu. Merak sardık ve üflemeyi öğrendik. Üflemeyi kendim öğrendim. Daha sonra ise notasını öğrendim. Ardından geliştik. Eskiden ney bulmak zor bulmak zor olduğu için bu sefer tedarik etmek için çabaya girdik. Araştırdım, o zamanlar Hatay’da kamış olduğunu öğrendim. Oraya gittim ve kamış aldım. Konya’da bir ustanın yanına bir iki defa gittim nasıl açıldığını gördüm. Kendim araştırdım böylelikle açmayı da öğrendim'' dedi.
25 yıldan beri ney açtığını aktaran Özen, “30 yıldan fazladır da ney üflüyorum. Hem açıyor hem üflüyoruz. Daha önce bahçede bir atölye yapmıştım. Sonra evin bodrumundaki bir köşeyi atölye yaptım. Sulak alanda yetişen kamışı, sanat aletine dönüştürüyorum. Neyin içerisinde herhangi bir dil yoktur. Tamamen boştur. Ham kamışın önce çapaklarını soyuyorum ve kuruması bekleniyor. Düzgün kuruttuktan sonra içerisine açıyorum. Her neyin boyu farklı ve çeşit çeşittir. Onların boylarına göre kamışları tasnif ediyoruz. İçini ve delikleri açıyoruz. Artık o bir sanat aletine dönmüş oluyor” diye konuştu.