Bu köşenin sıkı takipçilerinin aşina olduğu bir kavram vardır: Inclusion yani dahil etme. Inclusion kısaca engelli insanların, günlük hayatı engelsiz insanlarla paylaşmasıdır. Engelli dünyası için hayati önem taşıyan bir kavramdır. Dışlanmışlığı, bir kenara itilmişliği sona erdiren, engelli bireylerin zekasının, enerjisinin, emeğinin toplumun hizmetine sunulmasını sağlayan, engelli-engelsiz tüm bireylerin kaynaşmasına ve engellilerin de eşit haklara sahip olmasına yol açan bir uygarlık projesidir; inclusion.
Olmazsa olmaz
Modern toplumlar bkavramın önemine haiz olup hızla uygulamaya koyarak engelli yurttaşlarının hayatlarını kolaylaştırmayı, onları eşit bir birey olarak topluma dahil etmeyi başardılar. Çünkü şunu fark ettiler: Inclusion (Dahil etme) uygarlığın olmazsa olmaz koşullarından biridir. Bu koşulu yerine getirmeyen bir toplumun uygar olduğundan söz bile edilemez.
Ders niteliğinde
Bu uzun girizgahı yapmamın bir sebebi var. Geçtiğimiz günlerde ajanslara düşen bir haber insanlık adına, uygarlık adına ders niteliğindeydi. Bu dersi ilk alması gerekenler elbette ilkel topluma dönüşmekle uygarlaşmak arasında sıkışıp kalan araftaki ülkelerdir. Bizim hangi kategoride olup olmadığımızı ise siz sevgili okurlarımızın takdirine bırakıyorum.
Embla’ya yapılan ayrımcılık
Sözünü ettiğim haber şu: Kuzey Makedonya’nın Gostivar kentinde bir ilkokulda down sendromlu Embla isimli bir kız çocuğu okuldaki bazı öğrenci velilerinin karşı çıkması üzerine okula alınmıyor. Velilerin, “Çocuklarımızın sınıfında down sendromlu istemiyoruz” şeklindeki tepkileri ve ‘Embla tarafından eğitimin engellenmesi ve saldırganlık’ gerekçesiyle çocuklarını okula göndermeyeceklerine dair imza toplaması sonrası okul yönetimi küçük kızı elektrikli ısıtıcıyla ısıtılan bir yerde tek başına oturtmaya ve eğitimini bu şekilde sürdürmeye başlıyor. Üstelik bu olay, adı ‘Kardeşlik’ olan bir ilkokulda oluyor. Bunun üzerine küçük kızın ailesi, yerel medya ile sosyal medya üzerinden ayrımcılığa karşı Arnavutça, Makedonca ve Türkçe mesajlar yayınlayarak Embla’nın dramına dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski, Embla'yı elinden tutarak okuluna götürdü ve bu hareketiyle topluma örnek oldu.
Cumhurbaşkanı aileyi ziyaret etti
Olayın bu şekilde kamuoyuna yansıması üzerine okula teftişe giden devlet eğitim müfettişliği ekipleri, özel gereksinimli öğrencinin eğitim sürecine tam olarak dahil edilmesi için uygun önlem ve faaliyetlerin yerine getirilmesi için talimat veriyor. Kuzey Makedonya yönetimi bununla da yetinmiyor. Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski de duruma kayıtsız kalmıyor ve Embla’nın ailesine ziyarete gidiyor. Küçük kızın anne ve babasıyla sohbet eden Pendarovski, Embla’nın günlük hayatta karşılaştığı zorlukları dinliyor.
Küçük kızı okula götürüp sırasına oturttu
Ziyaretin ardından 11 yaşındaki Embla’nın elinden tutarak birlikte okula giden Pendarovski, okul yönetimine ve şikayetçi velilere de tepki gösteriyor. Down sendromlu küçük kızı kendi eliyle diğer çocukların arasına sokarak okul sırasına oturtan Pendarovski, Embla’nın mükemmel enerjisini hem evinde hem de okulunda hissetme fırsatı bulduğunu belirtiyor. Pendarovski’nin okul ziyareti sırasında yaptığı açıklamalar ise tek kelimeyle herkesin kulağına küpe olacak cinsten. Cumhurbaşkanı “Hassas çocuklara yönelik sosyal sorumluluğun önemine dikkati çekmek istiyorum. Çocukların haklarını zedeleyecek hiçbir davranış kabul edilemez. Özellikle atipik gelişim gösteren çocuklara karşı daha duyarlı olunması gerekir. Bu çocuklar, bütün haklardan eşit derecede faydalanmalı ve kendilerini okul sıralarında güvende hissetmelidirler. Bunu sağlama noktasında hem devlet hem de bireylere önemli görev düşmektedir. Bu doğrultuda empati kilit unsurdur. Bu unsurlar sevinç, paylaşma ve dayanışma hususlarında hem Embla gibi çocuklara hem de bizlere yardımcı olacaktır. Bu toplumda hepimiz eşit bireyleriz. Buraya, destek vermek ve kapsayıcılığın temel prensip olduğunun bilincini yükseltmek için geldim” diye konuştu.
Embla'nın ailesi ayrımcılığa karşı 3 dilde mesajlar yayınladı.
Devlet politikası haline gelmeli
Bir tepki, bir eylem, bu uygar davranış, ilkelliklerinde ısrar edenlerin suratında ancak bu kadar tokat gibi patlar. Yalnız Kuzey Makedonya’da değil, tüm dünyada eski alışkanlıklarını sürdürmek isteyenlere çok büyük bir ders niteliğinde Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski’nin hareketi. Biz de buradan; Türkiye’den, Sayın Pendarovski’yi bu cesur ve anlamlı davranışından dolayı kutluyoruz. Umarım, engellileri topluma dahil eden, engelsiz insanlarla kaynaştıran, engellilerin de eşit işe, eşit eğitime, eşit haklara sahip olmasına yol açan uygarlık projesi inclusion yani dahil etme tüm ülkelerin devlet politikası haline gelir. Ve umarım Stevo Pendarovski gibi çağdaş ve duyarlı politikacıların ağırlığı tüm dünyada artar.
ÇENGELLİ PANO
‘İYİ Kİ BENİM AİLEM OLDUNUZ’
Mezun oluyorum. Bu aileye 4 yıl önce girdim. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Bursiyerler toplantısı düzenlendi. Bu toplantıya gidip gitmemekte çok kararsızdım, ön yargılarım vardı. Sonunda toplantıya katıldım. İki saat geçmemişti ki birbirini tanımayan insanların samimiyetini gördüm, o ortamdaki sıcaklığı gördüm, şu an bile yazarken duygulanıyorum. Yani öyle tarifi olmayan güzel vakit geçirdik. ‘Elimden geleni yaparım’ TESYEV ailesi benden mesafe olarak uzakta da olsa, ben her zaman onları ikinci ailem olarak gördüm. Maddi ve manevi yanımda oldunuz, zor günlerimin neşesiydiniz. Tüm engeli arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum, minnettarız sizlere. İlk önce Yavuz Kocaömer başkanımıza ve tüm yönetim kurulu üyelerine teşekkürler. İyi ki varsınız, iyi ki tanıdım sizi TESYEV Ailesi. Bundan sonraki hayatımda bu aile için maddi, manevi elimden ne gelirse yapmak isterim. Bir gün yanınıza gelip bizzat teşekkür etmek ve ailemi görmek isterim. Sonsuz teşekkür ederim ailem.
E.B. Batman Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği
‘KİTAP YOLLAR MISINIZ?’
29 yaşındayım, Antalyalıyım, 2 yıldır cezaevindeyim. “Seninleyim” diyecek duyarlı ve yardımsever insanlardan mektup bekliyorum. Ayrıca buradan tüm değerli Posta okurlarından isteğim okumadığınız her türlü kitabı göndermeniz. İlgilenen herkese şimdiden teşekkürler. Ahmet Çetin L Tipi Kapalı Cezaevi C-5 Koğuşu Döşemealtı / Antalya