Sevgili okurlarım, bu hafta sizlerle engelliler camiasıyla ilgili haberleri paylaşacağız.
Yapı ve Kredi Bankası’na teşekkürler
Yapı ve Kredi Bankası Kadıköy Rıhtım Şubesi’ndeki pilot uygulamaya göre, ATM’ler tekerlekli sandalyelilere göre yeniden düzenlendi. Yapı ve Kredi Bankası’ndan yapılan açıklamada Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek engellilere yönelik ATM uygulamasını hayata geçirdikleri belirtildi ve ‘Engelsiz Bankacılık’ projesi kapsamında günlük hayatın birçok alanında gerekli standartlar oluşturulmadığı için, sıkıntı yaşayan engellilere yönelik çalışmalara devam edecekleri anlatıldı.
Online chat
Bilindiği gibi Yapı ve Kredi Bankası geçtiğimiz yıl da işitme engellilere 7 gün 24 saat hizmet alabilecekleri şekilde Online chat hizmetini devreye sokmuştu. İşitme engellilerin telefon üzerinden alamadığı bu hizmet, 1 yıldır düzenli olarak 500’den fazla müşteriye sunuluyor. Bunun yanı sıra Yapı ve Kredi Bankası görme engelli müşterileri için de yazıyı sese çeviren özel bir teknolojiyi çağrı merkezinde kullanmaya başladı.
Kırşehir’in Çiçekdağ ilçesinden...
Bu okuyucumun ismini vermeyeceğim. Tam 2 yıldır, bazen haftada bir, bazen iki mektup alıyorum kendisinden. İlk mektubu yazdığında “Sizi televizyonlardan, gazetelerden tanıyordum. Bu adam ne işe yarar diye düşündüm. Tanıyınca anladım. O insanlık duygularıyla, sevgiyle beslenen bizlerden biriydi” diye yazmış.
Mektuplar
Her mektubunda insanlıktan, sevgiden, aşktan bahseden bu hanım okuyucum içi sevgiyle, güzelliklerle dolu tam bir yurdum insanı. Anadolu’da bir ilimizin ilçesinde yaşayan bu okuyucumuz, gönderdiği her mektuba belki de harçlığından biriktirerek, belki de bazı ihtiyaçlarından kısarak 10 TL, 20 TL gibi banknotlar koyuyor ve “Ne olur bunu benim için engelli kardeşlerimize, ihtiyacı olanlara ulaştırın” diyordu. Duygu dolu, insanlık sevgisi dolu mektuplarının yanında verdiği bu destek için kendisine şükranlarımı sunuyorum.
Son mektup
Son gönderdiği mektubunda “Artık bir süre yazamayacağım, destek de olamayacağım, yine görüşmek üzere” diyor. Ben buradan kendisine sesleniyorum. Senin verdiğin destekler unutulmaz. Çünkü birçok insana küçük gibi gözüken destekleri sen canı gönülden, kalbinden verdin. Ama rica ediyoruz bizi mektupsuz bırakma. Kendini fazla özletme.
‘Tek Dünya Tek Spor’
Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin ‘Tek Dünya Tek Spor’ projesi yavaş yavaş hayata geçmeye başlıyor. Buna göre önümüzdeki 10 yıl içinde bedensel ve görme engelliler sporları (muhtemelen yeniden Paralimpik’lere kabul edilen zihinsel engelliler sporları) tüm dünyada ilgili spor federasyonlarının bünyesinde yer alacak. 01.01.2010’dan itibaren masa tenisi ile başlayacak olan bu çalışma daha sonra atıcılık, yüzme, halter, atletizm ve tekerlekli sandalye dansı ile devam edecek. Bu arada sistem yerine oturana kadar bazı anlaşmazlıkların ortaya çıkacağına da kesin gözü ile bakılıyor. Belki de bazı spor dallarında belli bir geçiş süreci yaşanacak. Amaç tüm dünyada sporda engelli-engelsiz farkını ortadan kaldırmak. Bir örnek vermek gerekirse; örneğin atletizmde ilgili ülkenin Atletizm Federasyonu içinde bir de engelliler atletizm bölümü olacak. Ve o federasyonun yönetim kurullarında engelli sporu ile ilgili üyeler de bulunacak.
Önlemler alınmalı
Bu alınan kararın ülkelerde bulunan engelli spor federasyonlarının çalışmaları ile bir ilgisi yok. Amaç ‘Tek Dünya Tek Spor.’ Daha sonra olacakları da, kulislerde konuşulanlara göre şimdiden kestirmek mümkün. Bundan 10-15 sene sonra Olimpiyatlar ve Paralimpikler yine peş peşe yapılacak, ama artık her ülkede Milli Olimpiyat ve Milli Paralimpik Komiteleri yerine tek bir komite tüm oyunlardan sorumlu olacak ve ülkelerdeki Milli Paralimpik Komiteleri, Milli Olimpiyat Komiteleri’nin içine entegre edilecek. Belki de isimleri Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları Komitesi olacak.
Başta Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olmak üzere ülkemizin ilgili spor birimlerine düşen görev de, dünyadaki bu gelişmeleri yakından takip ederek, gerekli önlemleri zamanında almak. Belki de önümüzdeki yıl ilgili kurum ve federasyonların bir araya gelerek bir plan yapması gerekecek. Aksi halde bu geçişlerde olan, sporculara ve onlara destek olan antrenörlerin emeğine olur. Bu arada ‘Tek Dünya Tek Spor’ çerçevesinde işitme engelli sporcuların da bu entegrasyona alınması da kaçınılmaz olacaktır.
ÇENGELLİ PANO
Malatya Yaprak Tütün işletmesi
Biz Malatya Yaprak Tütün İşletmesi’nde kadrolu özürlü işçi olarak çalışıyoruz. Gelen yazıya göre 31 Ocak 2010 tarihinde işletmemiz kapanacak ve işçilerin iş akitleri fes edilerek 4-C’ye sevk edilecek. Tüm Türkiye’de 12 bin tane işçinin yanısıra 360 tane de özürlü işçi çalışmaktadır. Hükümetimiz “Mağdur etmeyeceğiz, 4-C’de değerlendireceğiz” diyor. 4-C’li olduğumuzda 10 ay çalıştırılacağız. Aylık maaşımızın 650 TL. 10 aylık kazancımız 6500 TL. Bu parayı 12 aya böldüğünüzde elimize aylık 541 TL geçiyor. Bizim merak ettiğimiz biz özürlü işçilerin nasıl değerlendirileceği? Diğer işçiler gibi mi değerlendirileceğiz yoksa korunmaya muhtaç statüsüne mi alınacağız ? Mehmet Tutal GSM: 0533 372 22 20 e-mail: memedhoca@hotmail.com Saner Gök/Murat Kartal/Serkan Ayaz
Kendisi gibi kadrosu da istatistik
Türkiye’de resmi kurumların yaptığı istatistiki araştırma verilerine göre yaklaşık 8.5 milyon engelli birey yaşamakta. Toplam nüfus ile birlikte değerlendirildiğinde ülke nüfusun yüzde 12’si engelli olarak karşımıza çıkıyor. Böylesine büyük ve önemli bir kitleye rağmen engelliler ülkemizde ne yazık ki tam ve doğru bir şekilde algılanmış değildir. Bunun da en temel sebebi doğru ve yaygın bir şekilde uygulanabilir, uzun vadeli politikaların izlenmemesi, izlenememesidir. Evet, “8,5 milyon engelli var” diyoruz. Ancak hangi bölgede, kaç engelli var, engel gruplarına göre dağılımı nedir, eğitim durumları, istihdam durumları nedir? İşte bu soruların hepsi muamma. Çünkü var olan rakamı bir istatistiksel veriden başka bir şey değil. Hal böyle olunca, kanunlarca kamu kurumlarında çalıştırılması zorunlu olan engelli kadrosu da sadece kağıt üzerinde olan bir bilgi, daha doğrusu istatistik. İsmail ÇEVİKBAŞ bilgeturk_84@hotmail.com
Hayatımızı zorlaştırmayın
Engelli olmak zor değil. Sizin bize koyduğunuz, yaşattığınız engeller zorluk çıkarıyor. Biz, sizlerin düşüncesizce yaptığınız mekanlarda savaş veriyoruz. Bizler merdivenlerden camiye bile giremiyoruz. Bizler otobüse binemiyoruz, durakları ya da arabaları bizleri düşünüp yapmıyorsunuz. Bizler bir gemiye bile binemiyoruz, bizler aşık bile olamıyoruz. Neden? Çünkü engelliyiz. Bizler işe bile giremiyoruz. Bizler de çalışabiliriz. Nefes alma hakkımız var, hayallerimizi yaşatma hakkımız var. Çiğdem Melek yakomoz_1957@hotmail.com
Arkadaş arıyorum
Zonguldak-Devrek’ te oturuyorum. 26 yaşındayım, 3 sene önce trafik kazası geçirdim. Yürüyemiyorum, engelliyim. Tekerlekli sandalyede akşama kadar evde oturuyorum. Hiç arkadaşım yok, unutuldum. Bazı ihtiyaçlarım var ama Sosyal Yardımlaşma’dan bunları alamıyorum. Nihat Gönüllü yillarim_67@hotmail.com