Milli gururumuz, masa tenisi oyuncusu Abdullah Öztürk ile Tokyo’dan Paris’e uzanan heyecan dolu yolculuğu ve hedeflerini konuştuk. 2016 Rio ve 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda altın madalya kazanan Öztürk, şimdi de gözünü Paris 2024’e dikmiş durumda. Hem de tarih yazma hedefiyle...
30 AĞUSTOS’UN STRESİNİ UNUTAMIYOR
Abdullah Öztürk, Tokyo’daki final maçının 30 Ağustos Zafer Bayramı’na denk gelmesinin yarattığı inanılmaz stresi hala unutamıyor. “O sabah kalktığımda telefonumda yüzlerce mesaj vardı. Herkes ‘Bugün 30 Ağustos, altın madalya alman lazım!’ diyordu. O ana kadar aklımda hiç olmayan bir baskı bir anda üzerime çöktü. ‘Eyvah yandık! Bugün altın madalya alıp İstiklal Marşımızı okutmamız lazım’ dedim.” Öztürk için bu zafer, kişisel başarının ötesinde, millete armağan edilmiş büyük bir gurur kaynağı olmuş.
HER ŞEY BİR YURT ODASINDA BAŞLADI
Tüm takım arkadaşları gibi Abdullah Öztürk’ün de spor serüveni 2006 yılında Ankara’da, Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler Yatılı Okulu’nda başladı. Arkadaşlarıyla hobi olarak başladıkları masa tenisi, zamanla hayatlarının merkezine oturdu. Öztürk, o günleri hatırlayarak, “Dünyanın sayılı oyuncuları arasında olabileceğimizi hayal bile edemezdik” diyor ve ekliyor: “Çok büyük hedeflerim var! 2016 Rio ve 2020 Tokyo’yu kazandıktan sonra şimdi tüm dikkatim Paris Paralimpik Oyunları’nda. Emin olun Paris, benim için diğer iki Paralimpik Oyunları’ndan daha fazla önem taşıyor.”
HEDEF: NAİM SÜLEYMANOĞLU VE HALİL MUTLU GİBİ EFSANE OLMAK
Abdullah Öztürk, Paris 2024’te tarih yazmak istiyor. “Bu branşta altın madalyayı üçüncü kez üst üste alıp Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu gibi bir efsane olmak istiyorum” diyor ve ekliyor “İşte bu bilinçle şu anda Paris’e hazırlanıyorum. Geçen Tokyo’da 4 madalya aldık. Ama ben hedefi yükseltiyorum, en az 5 madalya diyorum. Belki daha da fazlası... İnşallah bunlardan biri de benim altın madalyam olur.”
‘HER ENGELLİ BİREY SPOR YAPMALI’
Abdullah Öztürk, engelli bireylerin spor yapmasının önemine dikkat çekiyor ve “Her engelli bireyin mutlaka ve mutlaka sporun herhangi bir branşıyla uğraşması gerekiyor. ‘Benim yapabileceğim bir spor yok!’ diye düşünmeyin. Çocuklarınızı bir kere bizim spor salonumuza getirin, gerisi çorap söküğü gibi gelir emin olun. O çocuğu bir daha o salondan çıkartamazsınız!” diyerek ailelere önemli bir çağrıda bulunuyor. Abdullah Öztürk, sadece spordaki başarılarıyla değil, aynı zamanda azmi, kararlılığı ve hayallerine sıkı sıkıya sarılmasıyla da gençlere ilham veriyor. Paris 2024’te tarih yazacağına olan inancımız tam! Yolun açık olsun Abdullah!
RÖPORTAJ: Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK) iletişim ofisi